–13 ŞUBAT 2015- Irak Şam İslam Devleti- I.Ş.İ.D, hunharca eylemleri ve toprak ele geçirmesiyle tüm dünyanın dikkatini çekerken bu hızlı yükselişin Amerika çekildikten sonra Irak yönetiminin Sünnileri dışlayıp Şiileri kayırmasının tepkisiyle olduğu yorumları yapıldı. I.Ş.İ.D’in toplu katliam, tecavüz, işkence yöntemi tüm dünyayı ayağa kaldırırken petrol ve yağma ettiği yerlerden elde ettiği ganimet ve gelirlerle diğer terör gruplarının cazibe merkezi haline geldi.
Irakta yükselip Suriye’de varlığını sürdüren Irak-Şam İslam Devleti-IŞİD’in El Kaide terör Örgütü ile rekabeti dünyadaki radikal İslamcı gruplar arasında büyük bir karışıklığa neden olurken İslami Cihad dünyası da yeni bir döneme girdi.
Bu rekabet ve görüş ayrılıkları Suriye’de kopmalara kadar giden örgüt içi tartışmaları ve kanlı mücadeleleri beraberinde getirdi. Bu durum bir taraftan El Kaide’nin başındaki Eyman El Zevahiri’nin kumandası altındaki cihatçılar diğer taraftan El Kaide’ye bağlılık yemininden feragat ettiğini açıklayarak kendini ‘Halife İbrahim’ olarak ilan eden Ebubekir el Bağdadi’nin cihatçılarını karşı karşıya getirdi.
I.Ş.İ.D’in özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yandaş bulmasına rağmen haritada görüldüğü gibi El Kaide halen küresel Cihad kurallarını belirlemeye devam ediyor. Asya’da Afganistan, Pakistan ve Özbekistan’da çok güçlü olan El Kaide Bangladeş, Birmanya, Hindistan ve Kafkasya’da da destekçi bulmakta, orta doğuda da bazı grupları bünyesinde tutmaya devam etmektedir. Suriye’de El Nusra ve Ahrar El Şam, Libya ve Tunus’ta Ensar El Şeria, Mısır ve çevresinde Kudüs ve çevresi Mücahitler Konseyi, Yemen’de Nasır El Wuhaysi’nin liderliği yaptığı AQPA, Somali’de Şebab hareketi, Nijer, Moritanya ve Mali’de Abdülmalik Drukalah’ın yönettiği AQMİ el Kaide’ye bağlı terör gruplarıdır.
Adını ‘İslam Devleti’ olarak değiştiren IŞİD’in ele geçirdiği topraklar ve el koyduğu ganimetler kanlı terör örgütünün cihatçılar gözündeki itibar ve cazibesini arttırıyor. Sina yarımadasında yaptıkları saldırılarla Mısırın çeşitli kentlerindeki eylemleri üstlenen ‘Ensar Beyt El-Makdis örgütü gibi Ortadoğu’daki bazı İslamcı terör örgütlerinin kendilerine bağlılık yemini etmesi de IŞİD’in gücüne güç katıyor.
Suriye’ye birçok ülkeden cihat için gelen ve 15.000 kişiyi bulan eli kanlı teröristleri çeken sadece cihat isteği değil örgütün doğal kaynaklar, petrol ve yağma ettikleri yerlerden elde ettiği gelirler oluyor. Örgütün bu kadar varlıklı olması diğer grupları yönetenlerinde IŞİD’e yönelmesine neden oluyor ve bu durum bölgedeki diğer terör gruplarından kopmaları beraberinde getiriyor. Afganistan-Pakistan bölgesindeki terör gruplarının 9 komutanı IŞİD’e katılırken Kafkas bölgesi cihatçılarının bölünmesine neden olan Ömer El-Sişani de katılarak örgütte etkili bir askeri lider konumuna geldi.
Irak Şam İslam Devleti I.Ş.İ.D’in güçlü olduğu bölgeler kolları ve eylem alanları El Kaide’den az olmakla birlikte Irak ve Suriye’deki çekirdek kadroları yanında Libya Dera’da kurulan kolu ile özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde etkin oluyor. Bazı kolları ise El Kaide’nin çok güçlü olduğu Afganistan’da Ebu Huda El-Sudani Hizip Hareketi, Pakistan Talibanı Tahrir El-Hilafet, Endonezya ve Filipinler’de Doğu Endonezya Mücahitleri ile Endonezya Radikal İslamcı hareketi Cemaat-il İslamiye, Malezya’da Ebu Sayyaf grubuna kadar uzanıyor. Kuzey Afrika’dan I.Ş.İ.D’ee katılanlar Cezayir’de AQMİ hareketinden ayrılan grup, Mısır’da Ensar Beyt El Makdis ve Halife’nin askerlerinden oluşuyor.
Ancak, Bağdadi’nin kendini Halife olarak ilan etmesinden sonra bazı terör gruplarının bağlılık yeminlerine rağmen yine de El Kaide İslamcı cihatçıların mutlak referans örgütü olmaya devam ediyor. Bunda IŞİD’in sivillere karşı acımasızca ve canice yaptığı toplu katliamlarla bu terör örgütünü zayıflatmak ve bertaraf etmek için oluşturulan küresel koalisyon önemli rol oynuyor. Zira bu koalisyon yabancı savaşçı akışının durdurulması, IŞİD’in fon kaynaklarına erişiminin kesilmesi ve propagandasına karşı konulması gibi önemli kararları içeriyor.