VİETNAM’DA NAPALM BOMBASIYLA VÜCUDU YANAN KÜÇÜK KIZIN İNANILMAZ HİKAYESİ

 

FOTOĞRAFTAKİ ÇIPLAK KIZI HATIRLADINIZ MI?

Tanımadıysanız, hatırlamadıysanız anlatayım… Ben onu 1998 den beri tanıyorum. Altta benimle olan fotoğrafta elinde tuttuğu ve alttaki  siyah beyaz fotoğraf herkesin bildiği gibi 8 Haziran 1972 de Vietnam Savaşında çekildikten sonra dünyayı dolaşan fotoğraf. Çeken Muhabire Pulitzer ödülü kazandırdı. İşte çırılçıplak koşan o küçücük kızla ben UNESCO’da tanıştım ve her Paris’e geldiğinde görüştüm. Adı Kim Phuc, 2 Nisan 1963 doğumlu ve 2 çocuğu var. Her görüşmemizde laf dönüp dolaşıyor savaşların çocuklar üzerinde bıraktığı etkilere geliyor ve daha 9 yaşındayken üzerlerine savaş uçağından atılan Napalm bombasının çıkardığı korkunç alevlerin içinde nasıl kaldıklarını hala unutamadığını söylüyor. Onun bana anlattıkları ve kurduğu vakfın belgelerindeki bilgilerle vücudu yanmış şekilde koşarken çekilen fotoğrafı hafızalara kazınan bu harika kadının hikayesini birde benden dinleyin.

  • * *  *

  • * * *

Kim Phuc daha 9 yaşındayken savaşın en acımasız yüzüyle karşı karşıya kalmış, savaş uçağından atılan bombanın alevleri vücudunu yaktığı için yıllarca dayanılmaz acılar çektiği halde hayata tutunmayı başarmış.

Onun tam adı ‘Phan Thi Kim Phuc’

Vietnam’da savaşın sembolü olan ve atılan Napalm bombasının alevleri vücudunun büyük kısmını yaktığı için diğer çocuklarla ağlayarak çırılçıplak koşarken çekilen siyah-beyaz fotoğrafıyla tüm dünyada tanınan o küçük kızdan bahsediyorum. İşte çıplak koşan o küçücük görüştüğüm kız Kim Phuc’tan başkası değil…

Vietnam’da Saygon’un kuzeyinde bir köyde doğan Kim Phuc’la uzun yıllar sonra UNESCO ‘İyi Niyet Elçisi’ seçildiği toplantıyı izlerken tanışıp samimi oldum sonra da Paris’e her gelişinde onunla görüşüp sohbet etme imkânı buldum.

NAPALM BOMBALARININ ALEVLERİ ETRAFI CEHENNEME ÇEVİRİYORDU.

Kim Phuc bana o günleri anlatırken çektiği acıları başka çocuklar çekmesin diye 1977 yılında önce Chicago daha sonra Kanada’da savaş çocukları yararına hizmet veren ‘Kim Vakfı’nı kurduğunu söyledi.

Kim ‘‘Savaş çıktığında çok küçüktüm, ailelerimiz ve köyün çocuklarıyla sığındığımız yerde alçaktan uçan savaş uçakları kulakları sağır eden gürültüyle üzerimizden geçerken korkudan tir tir titriyorduk.  Uçaklardan atılan bombalar etrafı cehenneme çeviriyor birden her yeri saran alevlerden elbiseleri tutuşanlar feryatlar içinde can veriyordu. Napalm Bombaları atıldıktan sonra yanarak vücuduma yapışan elbiseyi büyük acılar içinde çıkarıp birkaç çocukla koşmaya başladığımı hatırlıyorum. Alevler vücudumun büyük bölümünü yakmıştı. Tedavi süresince gerçekten çok ama çok acı çektim. Uzun süren tedavi ve ameliyatlardan sonra toparlanabildim. Şimdi bunlar artık geride kaldı ve ben geçirdiğim çok zor günlere rağmen çocuklarımın kulağına devamlı olarak sevgi, barış ve şefkat kelimeleri fısıldıyorum. Artık herkesin çocuklarımızın büyüyeceği savaşsız bir dünya için çalışması gerektiğine inanıyorum. Bunun için her zaman, her yerde var gücümle savaşın yaptığı tahribatı, zararlarını, yaşlılar ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini anlatmaya çalıştım. Kim Vakfı’nı işte bu nedenlerle savaş çocuklarının korku ve acılarını unutmaları, onlara gerekli psikolojik yardım ile ilaç temini için kurdum” dedi.

Kim Phuc ‘Napalm Bombalarının Alevler vücudumun büyük bölümünü yakmıştı’

  • * * *

VİETNAM SAVAŞININ SEMBOLU VE PULİTZER ÖDÜLÜ GETİREN FOTOĞRAF

Her savaşta olduğu gibi Amerika-Vietnam savaşının da kurbanları kadınlar, yaşlılar ve hiçbir şeyden habersiz çocuklar olmuştu. Kuzey Vietnam’la ABD desteğindeki Güney Vietnam güçleri arasında 1955’ten 1975’e kadar devam eden savaşta Kuzey Vietnam askerlerinin kuşattığı Kim’in köyü Trang Bang’ı 8 Haziran 1972 de ittifak gücüne ait savaş uçakları bombaladı.  Ancak Amerikalı Pilot John Plummer’in attığı Napalm bombasıyla yanan Budist tapınağının alevleri oraya sığınmış olan ailelerle çocukların feci şekilde yanarak can vermelerine neden oldu. Vücutlarının büyük kısmı yandığı halde can havliyle Napalm bombasından kaçmayı başaran kızlı erkekli birkaç çocuk Associated Press ajansına çalışan savaş fotoğrafçısı Huyng Cong Nick Ut’un objektifine takıldı.  İşte dünyanın gözünü Vietnam savaşına çeviren ve 1973 te Nick Ut’a Pulitzer Ödülü getiren o ünlü fotoğraf karesi o anda çekildi. Nick fotoğrafı çektikten sonra Napalm bombasından iki küçük kuzeni yanarak ölen ve vücudunun büyük kısmı yandığı için çırılçıplak ağlayarak koşan 9 yaşındaki kızı arabasına alıp Saygon’daki Amerikan Hastanesi Barsky’ye yetiştirdi. Vücudunun yarısı 3.cü derece yanık olan ve Doktorların yaşayacağına az ihtimal verdiği o küçük kız Paris’e geldiğinde görüştüğüm Kim Phuc’tan başkası değildi. Dayanılması son derece güç ağrılarına rağmen 14 ay süreyle hastanede hayata asıldı ve geçirdiği 17 ameliyatta bu ağrılara göğüs gerdi.

 

 

YANIYORUM KAVRULUYORUM… SU VERİN

Savaş muhabiri Nick Ut fotoğrafı çektiği o anı şöyle anlatıyor “O gün çok fotoğraf çekmiştim ve kasabadan ayrılmak üzereydim. Tam o sırada iki uçak gördüm. Her iki uçak dörder tane Napalm bombası attı. Beş dakika sonra yardım çığlıkları atan insanlar koşmaya, kaçmaya başladılar. Kim Phuc beni gördüğü anda Vietnamca “Bana su verin, yanıyorum, kavruluyorum” diye bağırmaya başladı. Ona biraz su verdim ve yardım edeceğimi söyledim. Çok kötü görünüyordu, öleceğini düşündüm. Arabama alıp yaklaşık 15 kilometre ilerdeki hastaneye götürdüm. Hastane ölen ya da ölmek üzere olan yaralı Vietnamlılar ve askerlerle doluydu. Kimse çocuklarla ilgilenmiyordu.  Gazeteci olduğumu söyledim. Kim’in ölmesini istemediğimi haykırdım. Yardım ettiler”

KOMÜNİST HÜKÜMET PROPAGANDA FİLMİNDE OYNATMAK İSTEDİ

Tedaviden sonra Vietnam’da tıp eğitimi gören Kim Phuc’un o fotoğrafı tüm dünyada ‘Vietnam Savaşının Sembolü’ oldu. Fotoğraf çekildikten 10 yıl sonra bir Alman gazeteci 1982 de  ‘fotoğraftaki kızı’ bulmak için Vietnam yönetimine başvurunca yetkililer Kim’i buldu ama savaşın simgesi olarak daha fazla işlerine yarayacağı için hükümetin isteğiyle tıp öğrenimi yarıda bıraktırıldı. Bu arada Kim Komünist hükümetin sonu gelmeyen sorgulamalarıyla karşı kaşıya kaldı. Ulusal Savaşın Kahramanı olarak Başkent Ho Chi Minh’e gidip hükümetin propaganda filmlerinde yer alması istendi. Basının fazla ilgisi üzerine 1986’da, Vietnam yetkililerinin gözetimi altında Küba’da eğitimini sürdürmesine izin verildi. Ancak Kim Phuc devam eden sağlık sorunları nedeniyle eğitimini tamamlayamadı ve 1992 de Küba’da tanıştığı Bui Huy Toan ile evlendi. Balayına gittiği Moskova’dan dönerken uçağın yakıt almak için inmesini fırsat bilerek kocasıyla birlikte Kanada’ya sığındı.  Kim Phuc, fotoğrafını çekip onu hastaneye götüren savaş muhabiri Nick Ut’la yıllar sonra tanışıp görüştükten sonra Haziran 2012 de Vietnam Savaşı’nın 40.cı yıldönümünde buluşup çocukları Stephene ve Thomas ile tanıştırdı.

ONA NAPALM BOMBASI ATAN PİLOT’U AFFETİ

Washington’da 11 Kasım 1996 da ‘Gaziler Günü’ törenine davet edilen Kim Phuc, Vietnam gazilerine yaptığı konuşmada Napalm bombasının ateşiyle vücudu yanan küçük kız olduğunu belirtti. Geçmişi değiştirmek mümkün olmadığına göre imkânı olsa Napalm bombasını üzerlerine atan Pilotla yüz yüze gelip barışı yaymak için bir şeyler yapmak istediğini söyledikten sonra konuşmasını bitirip aracına doğru yöneldi.  O sırada sesi titreyen biri eline ‘Kim, O adam benim’ yazılı bir notu sıkıştırdıktan sonra bombayı atan pilot John Plummer olduğunu söyledi. Savaştan sonra psikolojisinin bozulduğunu, yıllarca kendine gelemediğini sonra da din adamı olmaya karar verdiğini belirten Plummer birkaç kez ‘Beni affet… Lütfen beni affet…’ deyince, Kim Phuc onu affettiğini söyleyerek onunla birlikte oradan ayrıldı.  Daha sonra Plummer adının Vietnam pilotları listesinde bulunmadığı iddia edildi.

 

.

  • * * *

UNESCO İYİ NİYET ELÇİSİ OLAN KİM PHUC İSTANBUL’A GELDİ ,SAVAŞ BENİ DE, UMUTLARIMI VE GELECEĞİMİ DE ÖLDÜREMEDİ

UNESCO “İyi Niyet Elçisi” olan Kim Phuc, onun gibi ‘İyi Niyet Elçisi’ olan sanatçı  Zülfü Livaneli’nin 50. Sanat Yılı anısına düzenlenen “Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam” sempozyumun katılarak  Vietnam Savaşı’nın simgesi olan Fotoğraf’ını anlattı.Phuc konuşmasında  “Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Size Vietnam savaşının simgesi olan fotoğrafa bakmanın yeni bir bakış açısını anlatacağım diyerek omuzunda bwebeği olan fotoğrafı anlattı. Biliyorsunuz bu fotoğraf benim eski bir fotoğrafım olmasına rağmen  aynı zamanda yeni bir fotoğraf gibi canlılığını koruyor. Oğlum Thomas ve ben. Fotoğrafı gördüğünüz zaman onun yüzünü göremezsiniz ama aramızdaki bağı görebilirsiniz, kalbi görebiliyor musunuz sevgi tam da burada. İşte bu benim aşkım. Arka planda ise benim geçmişim, sadece yara değil bundan daha fazlası var. Bu fotoğrafın tamamı benim geçmişim. Halen daha geçmişimi önemsiyor, unutmak istemiyorum. Tam burada aldığım fiziksel hasarı görebiliyorsunuz. Thomas’ın ise ne kadar pürüzsüz bir cildi var. Benim yaralarım ve onun bu taze cildi yeni bir şeylerin olabileceğine umut veriyor. Benim gülümsemem ise umut demek. Üç şey var hatırlayacağımız: Birincisi savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Görüyorsunuz benim dudaklarım, oğlumun kulağına yakın. Oğlumun kulağına fısıldıyorum. Annen küçükken başına neler geldi? Kulağı ne kadar ağzıma yakın, beni ne kadar dikkatlice dinliyor. Oğlum geçmişime bakmıyor, geleceğime bakıyor. Bu yüzden onun yüzünü göremiyorsunuz. İşte bu benim misyonum. Bugün neden buradayım? Aslında bütün dünyada ki insanlara bunu anlatmak, savaş ne kadar kötü diyebilmek için buradayım. Bütün dünyadaki insanlara barışı anlatacağım. Herkes birbirini severse, ne kadar güzel bir dünya olabileceğini göstermek istiyorum. Affetmek, umut etmek ve sevmek eğer herkes bunu öğrenirse kesinlikle savaşların olmayacağını… Herkes için bu itici unsur, eğer buradaki küçük kız bunu başarabildiyse, herkes yapabilir. Tarihi geçmişi değiştiremeyiz fakat sevgiyle geleceği şekillendirebiliriz. İşte yaşamın sanatı da burada” diye konuştu.

 

Kim Phuc çocukları Stephene ve Thomas ile 

. . .

Evet… Vietnam savaşının sembolü o cesur kadının hikâyesi böyle…

Vücudunda o günlerin izlerini taşıyor ama o “Affetmek beni nefretten arındırdı, kalbimi temizledi, Napalm bombası belki çok güçlü ama inanç, bağışlama ve sevgi çok daha güçlü” diyor.

Haksızda değil…

Bilgi notu: NAPALM BOMBASI NEDİR?

Napalm bombası, belirli sayıda yanıcı sıvıların pelteleştirilmiş benzin ile karışımı.

II. Dünya Savaşı’nda, Harvard Üniversitesi’nden Louis Fieser’in başkanlık ettiği bir kimya grubu tarafından geliştirildi. İlk olarak Pasifik’te Tinian Savaşı’nda kullanıldı. Vietnam Savaşı fotoğrafçısı olan Nick Ut, bir sözünde “Napalm hayal edebileceğiniz en korkunç silahtır. Su 100 derecede kaynar, napalm 800-1200 derece sıcaklık üretir.” demiştir. Bazı durumlarda, hızlı öldürdüğünden dolayı kurbanlar fazla acı çekmez. Fakat sağ kurtulanlarda 3. ve 2. dereceden yanık oluşur.

ABD, Vietnam Savaşı’nın sonlarına doğru daha güçlü bir Napalm’e ihtiyacı olduğunu, başlıca Napalm tekeli olan DOW Chemical’a bildirdi. Böylece daha korkunç olan Napalm-B karışımı ortaya çıktı. Bu karışımda ana yanıcı madde olarak, geleneksel Napalm’den daha farklı bir yön çizilerek KEROSEN (Uçak Yakıtı) kullanıldı. Bu da daha yüksek bir ısı ortaya çıkmasını sağladı. Hiçbir uluslararası kanun askeri amaçlı Napalm kullanımını yasaklamıyor fakat sivil halka karşı kullanım 1980 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla yasaklanmıştır. Kaynak: Wikipedia

  • * * *

 

  • * * *

 

12.12. 2014 günü yazdığım bu yazının Hürriyet İnternet Linki : http://www.hurriyet.com.tr/fotograftaki-ciplak-kizi-tanidiniz-mi-36316438

***************************

**************************

 

 

MuammerELVEREN hakkında 226 makale
İSTANBUL Üniversitesi- Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer ELVEREN, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan ELVEREN, 1974 te Haldun SİMAVİ‘nin kurduğu GÜNAYDIN Gazetesi’ne girdi. 1977 de GÜNAYDIN gazetesi BRÜKSEL Bürosunu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989 da BRÜKSEL temsilciliği yanında Mihail GORBAÇOV’un liderliğindeki Komünizm ’in merkezi kabul edilen 'Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi. ELVEREN 1991 yılında HÜRRİYET gazetesine girdikten sonra da BRÜKSEL ve MOSKOVA görevini birlikte yürüttü. Başta AZERBAYCAN olmak üzere dönemin Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri yanında BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi. ELVEREN birçok batı ülkesinde de uluslararası olayları izledi, dizi, haber ve röportajlar yaptı. Muammer ELVEREN 1991 de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak DAĞLIK KARABAĞ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla “YILIN GAZETECİSİ” seçildi ve ‘SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. Muammer ELVEREN aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’ nü de kazandı. ELVEREN 1992 yılında Fransa’ya atanarak HÜRRİYET gazetesi PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998 de Devlet Bakanı EYÜP AŞIK ’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Alaattin ÇAKICI ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” haberiyle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. ELVEREN aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi- YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’ nü aldı. Muammer ELVEREN ‘e 1999 da NOKTA dergisinin düzenlediği “DORUKTAKİLER 98″ yarışmasında da “YILIN GAZETECİSİ” Kasım 2023 te ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet ödülü’ verildi. Fransızca ve Arapça bilen ELVEREN 1977 den beri uluslararası alanda çalıştı, seri röportajlar yaptı, zirveler ve festivaller izledi. Avrupa Birliği, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve UNESCO ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD gibi Uluslararası kuruluşlarla ilgili siyasi ve ekonomik yazılar yazdı, haber ve dizi yazılar hazırladı. Uluslararası büyük aktüel olayları yerinde izleyen ELVEREN hemen hemen tüm doğu ve batı Avrupa ülkeleri, şimdi her biri birer bağımsız ülke olan ve 15 Cumhuriyetten oluşan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde çalıştı. İskandinav ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Mısır’dan Fas’a beş kuzey Afrika ülkesi ile çatışmalar döneminde SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı. 1995 te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’ de televizyon haberciliğine de başlayan ELVEREN bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. ELVEREN 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini sürdürdükten sonra Türkiye’ye döndü. HÜRRİYETgazetesinde uluslararası büyük olayları izleme görevini üstlenen ELVEREN, ARAP BAHARI olaylarının başladığı TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. MISIR’da Devlet Başkanı Hüsnü MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ, Mübarek‘in görevi bırakması, yargılanmasını yerinde izledi. Muhammed MURSİ dönemi ve ‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER‘in günlerce RABİA Meydanı ayaklanmalarını, KAHİRE’nin çeşitli bölgelerinde yaptıkları gösterileri ve ASKERİ DARBE anında meydana gelen olayları yerinde izledi. Darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah el SİSİ ’nin Cumhurbaşkanı seçildiği seçimler sırasında KAHİRE’de bulundu. ELVEREN daha sonra SİSİ döneminde tüm riskleri göze alarak MÜSLÜMAN KARDEŞLER ’den 1212 kişiye idam cezası verilen gazetecilerin sokulmadığı MİNYE kentine girip röportaj yapmayı başardı. UKRAYNA ’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM ’a geçen ELVEREN orada görev yaparken Rus ordusu KIRIM'ı işgal etmeye başladı. KIRIM ‘da tüm bölge ve yolları kontrol altına alan Rus birliklerine rağmen Başkent SİMFEROPOL (Akmescit), BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle Rus donanmasının bulunduğu ve gazetecilerin girmesi yasak SİVASTOPOL’e girmeyi başardı. Rus Ordusunun işgal ettiği bölgelerde fotoğraf çekmek yasak olduğu halde tüm tehlikeleri göze alarak 'Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde fotoğraf ve video çekme özelliği olan GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak' Rus askeri barikatlarıyla SİVASTOPOL’deki donanmasının fotoğraf ve görüntülerini çekip röportaj ve haberler hazırladı. HüRRİYET Gazetesinde uluslararası olayları izleme görevini 31 Aralık 2018 gününe kadar sürdüren Muammer ELVEREN kendi isteğiyle gazeteden ayrılarak emekli oldu. Halen "muammerelveren.com" sitesinde yazılarını derleyen ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ, Belçika Profesyonel Gazeteciler Birliği-AGJPB, Avrupa Parlamentosu Gazeteciler Birliği-AJPE, Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği-APE, Fransa Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği-APP ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC üyesidir. ELVEREN, FİJ kartı, Belçika Basın kartı, Fransa Basın kartı ve Sürekli Sarı Basın kartı taşıyor.

2 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*