SÜLEYMAN DEMİREL’İN HATIRLATTIKLARI

DEMİREL’İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ
Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı, siyasetçi, mühendis ve devlet adamı Süleyman Demirel 17 Haziran 2015 te yaşamını yitirdi. Demirel, 1965–1993 tarihleri ​​arasında yedi farklı hükûmette toplam 10 yıl 5 ay Başbakanlık yaptı. Onu bazı seyahatlerinde izlemiş, çeşitli dönemlerde Paris’ten Ankara’ya giderek Çankaya köşkünde özel Röportajlar yapmıştım. Demirel’i hep, devlet adamı olarak duruşu, siyasi nezaketi ve en önemlisi sevecen ve babacan tavırlarıyla hatırlıyorum. Onunla 1995, 1997 ve 1998 yıllarında yaptığım özel röportajlar Hürriyet’te sayfalarca yer aldı. İşte o açıklamalarından bazı paragraflar . . .
Türkiye’nin, demokrat, laik, sosyal hukuk devleti olarak tarif edilen temel nitelikleri, sorgulanmayacak şekilde kabul edilmiştir. Laiklik Türkiye’nin çimentosudur. Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in temel nitelikleri korunacaktır. Bir ülkede değişik dil, ırk ve dine mensup insanların aynı bayrak altında uyum içinde yaşamalarının tek yolu demokrasidir”
“Türkiye, Avrupa’nın tüm kuruluşlarına ortak veya tam üye olurken, hiç kimse Müslümanlığı ile ilgili bir çekince koymamıştır. Türkiye, Demokrasi, Laiklik ve İslam’ın birbiriyle bağdaşa bilirliğini kanıtlamış bir ülkedir, Türkiye’yi çağdaş toplum yapanda budur”
“Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik rejimi ve gelişen dinamik ekonomisi ile güçlü bir ülkedir. Türkiyesiz bir Avrupa eksiktir, bu Türkiye’nin menfaatine olmadığı gibi Avrupa’nın da menfaatine değildir.”
Nurlar içinde yatsın

 

DEMIREL -ELVEREN-CANKAYA-1

 

Demirel’le yaptığım röportajlarda onun ‘Bayrak, Cumhuriyet, Laiklik, Dil, Din, Irk, Hukuk devleti, Çoğulcu Demokrasi,  Avrupa, Mezhepler, Tarikatlar’ ve daha birçok konuyla ilgili söylediklerinden bazı paragrafları yazının sonunda aktaracağım ama önce Paris’e yaptığı devlet ziyaretiyle ilgili bir anımı anlatacağım.

Demirel, Şubat 1998 de tam 30 yıl aradan sonra Fransa’yı resmi olarak ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olarak Paris’e geldiğinde Fransa Cumhurbaşkanı Chirac tarafından önce Orly Havalimanında karşılandı ardından Elysee sarayında devlet töreniyle ağırlandı.

Bu ziyarette Chirac, 19 Şubat 1998 akşamı Elysee sarayı Balo salonunda Demirel’in onuruna yemekli bir davet verdi.  Demirel ile Paris’e gelen heyetin onur konuğu olduğu yemeğe bende hem Hürriyet Gazetesinin Paris Temsilcisi olarak hem de Fransa Cumhurbaşkanını Fransa’da ve uluslararası seyahatlerde izleyen gazetecilerin Elysee Sarayında akredite olduğu ‘Presse Presidentielle’ üyesi olarak davet edildim. Chirac’ı, 1992 den sonra hem Paris Belediye Başkanlığı sırasında hem Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında izlemiş, Cumhurbaşkanı olduktan sonrada uçağıyla birçok seyahate davet edilen gazetecilerle birlikte izlerken yakınlık kurmuştum.

Akşam verilecek davetle ilgili bilgi almak üzere Elysee Sarayı sözcüsü Catherine Colona’yı aradığımda bana Chirac’ın akşam yemeğe katılacak misafirleri salonun girişinde Demirel ile birlikte karşılayacaklarını söyledi. Davetin sahibi Fransa Cumhurbaşkanıydı ama Chirac bir jest yaparak duayen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i de ev sahibi gibi kabul ederek Elysee Sarayındaki davetlileri birlikte karşılayacaklardı.

Akşam olmuştu. Türk ve Fransız davetliler birer birer Elysee Sarayı avlusunda içeri girmeğe çalışırken bende kapıda oluşan uzun kuyrukta sıramı beklemeğe başladım. Balo salonunun girişinde Chirac sol tarafta Demirel ise sağ tarafta isimleri anons edilen misafirlerle tokalaşıyordu.  Sıra bana geldiğinde Chirac’la tokalaşırken elimi bırakmadan Cumhurbaşkanı Demirel’e dönüp Fransızca ‘Bu da Elysee sarayında akredite Türk dostum Hürriyet Gazetesi Paris temsilcisi Elveren’ deyiverdi. Demirel’in elini bana uzatırken gülümseyip ‘İyi tanıyorum’ dedikten sonra  ‘Seni Çankaya’dan sonra burada da görmekten memnun oldum”  sözleri bugün gibi kulağımda.

ELVEREN-CHIRAC-DEMIREL

 

Tabii, Türkiye’de yaşayan meslektaşlarımın Demirel ile çok daha fazla anıları var, ben sadece Demirel ile 1995, 1997 ve 1998 yıllarında yaptığım ve Hürriyet’te sayfalarca yer alan özel röportajlarda bana söylediği bazı bölümleri hatırlatmakla yetineyim.

DEMIREL -ELVEREN-CANKAYA-2

“Devletin, demokrat, laik, sosyal hukuk devleti olarak tarif edilen temel nitelikleri, sorgulanmayacak şekilde, halk tarafından kabul edilmiştir, bunların değiştirilmesi mümkün değildir, Türkiye çağdaş uygarlığa ulaşma hedefinden vazgeçmeyecektir, herkes emin olmalıdır ki; Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in temel nitelikleri korunacaktır. Bir ülkede değişik dil, ırk ve dine mensup insanların aynı bayrak altında uyum içinde yaşamalarının tek yolu demokrasidir. Türkiye’de hükümet, demokratik güçlerin denetimi altındadır. Bu denetimin yarattığı siyasi çoğulculuk ve dinamizm, hak ve özgürlüklerin temel güvencesidir.”

“Türkiye’nin halkı Müslümandır. Ancak, bu yeni bir vakıa değildir. Yüzlerce yıldır Müslümanız, Türkiye, Avrupa’nın tüm kuruluşlarına ortak veya tam üye olurken, hiç kimse Müslümanlığı ile ilgili bir çekince koymamıştır. Türkiye’de demokrasi, laiklik ve halkın Müslüman oluşu birbiriyle çelişen, birbirine ters düşen olgular değildir. Türkiye, Demokrasi, Laiklik ve İslam’ın birbiriyle bağdaşa bilirliğini kanıtlamış bir ülkedir, Türkiye’yi çağdaş toplum yapanda budur”

“Türkiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayanan laik, çoğulcu demokrasisi; üreten, dış piyasalarda rekabet edebilen gelişen ekonomisi ve kendisine yönelecek tehditleri caydıracak savunma gücüyle, huzur ve barış içerisinde geleceğe hazırlanmaktadır, Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Üniter devlet olma şeklindeki tarihi tercihimiz ve ulusal uzlaşmamız Türkiye’nin her köşesinden her yaşta, her cinste, her kökenden insanımızla kazanılan İstiklal savaşımız sırasında oluşmuştur”.

“Bizim vatandaşlarımız çok vatanperverdir, ülkelerini, doğup büyüdüğü yeri, devletlerini ve geçmişlerini severler, tarihlerini severler, bu kadar güzel hasletlere sahip olan bir millet belki dünyada yoktur, öyle olunca aralarına o yolda fitne sokmaya kalkarlar. Bizim vatandaşlarımızdan istediğimiz şey parçalanmaları değil, birlik ve beraberliktir”

“Laiklik Türkiye’nin çimentosudur ve tabii Türkiye’de değişik inançlar,  mezhepler ve tarikatlar vardır, bu her ülkede ve her dinde aynıdır. Bizim halkımız 1000 senedir tüm farklılıklara rağmen bir arada kardeşçe yaşamayı,  devlete, ülkeye beraberce sahip çıkmayı başarmıştır. Bugün eğer benim vatandaşlarım arasına sen Sünni’sin sen Alevi’sin diye düşmanlık sokulmaya çalışılıyorsa buna hem Sünni hem de alevi vatandaşlarım çok dikkat etmeli ve karşı çıkmalıdırlar”

“Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, bugün her alanda gelişen bir dünya devletidir. Bulunduğu bölgede laik, demokratik rejimi ve gelişen dinamik ekonomisi ile güçlü bir ülkedir. Türkiyesiz bir Avrupa eksiktir, bu Türkiye’nin menfaatine olmadığı gibi Avrupa’nın da menfaatine değildir. Türkiye kimsenin üstünde yük değildir, Türkiye büyük, yüce bir ülkenin adıdır. Biz yardım değil, ortaklık istiyoruz, barış için, insanlık için, insanlığın mutluluğu için ve dünyadaki sorunların ortadan kaldırılması için ortaklık teklif ediyoruz”

“Avrupa vazgeçilmez bir yerdir, Avrupa ile köprümüzü insanlarımız kurmuştur,  gittikleri bu sanayi toplumunda kaybolmamışlardır, biz düşündük ki vatandaşlarımız giderler orada biraz çalışır, tasarruf yaparlar, bir takım şeyleri öğrenir, gelir bunları ülkede uygularlar, bunu yapanlar oldu ama şimdi Avrupa’da aşağı yukarı 55 bin işadamımız bu vatandaşlarımız içinden çıkmıştır.

“Vatandaşlarımız çifte vatandaş olurlarsa Türklüklerini kaybeder düşüncesinde olsaydık o kararı almazdık, Çifte vatandaşlığı biz teşvik ettik, ben şahsen teşvik ettim, çünkü mademki o toplum içinde yaşıyorlar, artık o toplumun yabancısı olmamalı ve diğer fertlerinin haklarından aynen yararlanmalıdır, bunun da tek yolu var o da o ülkenin vatandaşı olmaktır. Vatandaş olunca ne Türklüklerinden bir şey kaybederler, ne Müslümanlıklarından”.

 – – – 

Yazımın Hürriyet İnternet Linki: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/muammer-elveren_237/makale/suleyman-demirel-in-hatirlattiklari_252513

  • – – –

***************************

**************************

M UAMMER ELVEREN

MuammerELVEREN hakkında 226 makale
İSTANBUL Üniversitesi- Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer ELVEREN, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan ELVEREN, 1974 te Haldun SİMAVİ‘nin kurduğu GÜNAYDIN Gazetesi’ne girdi. 1977 de GÜNAYDIN gazetesi BRÜKSEL Bürosunu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989 da BRÜKSEL temsilciliği yanında Mihail GORBAÇOV’un liderliğindeki Komünizm ’in merkezi kabul edilen 'Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi. ELVEREN 1991 yılında HÜRRİYET gazetesine girdikten sonra da BRÜKSEL ve MOSKOVA görevini birlikte yürüttü. Başta AZERBAYCAN olmak üzere dönemin Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri yanında BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi. ELVEREN birçok batı ülkesinde de uluslararası olayları izledi, dizi, haber ve röportajlar yaptı. Muammer ELVEREN 1991 de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak DAĞLIK KARABAĞ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla “YILIN GAZETECİSİ” seçildi ve ‘SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. Muammer ELVEREN aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’ nü de kazandı. ELVEREN 1992 yılında Fransa’ya atanarak HÜRRİYET gazetesi PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998 de Devlet Bakanı EYÜP AŞIK ’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Alaattin ÇAKICI ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” haberiyle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. ELVEREN aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi- YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’ nü aldı. Muammer ELVEREN ‘e 1999 da NOKTA dergisinin düzenlediği “DORUKTAKİLER 98″ yarışmasında da “YILIN GAZETECİSİ” Kasım 2023 te ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet ödülü’ verildi. Fransızca ve Arapça bilen ELVEREN 1977 den beri uluslararası alanda çalıştı, seri röportajlar yaptı, zirveler ve festivaller izledi. Avrupa Birliği, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve UNESCO ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD gibi Uluslararası kuruluşlarla ilgili siyasi ve ekonomik yazılar yazdı, haber ve dizi yazılar hazırladı. Uluslararası büyük aktüel olayları yerinde izleyen ELVEREN hemen hemen tüm doğu ve batı Avrupa ülkeleri, şimdi her biri birer bağımsız ülke olan ve 15 Cumhuriyetten oluşan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde çalıştı. İskandinav ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Mısır’dan Fas’a beş kuzey Afrika ülkesi ile çatışmalar döneminde SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı. 1995 te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’ de televizyon haberciliğine de başlayan ELVEREN bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. ELVEREN 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini sürdürdükten sonra Türkiye’ye döndü. HÜRRİYETgazetesinde uluslararası büyük olayları izleme görevini üstlenen ELVEREN, ARAP BAHARI olaylarının başladığı TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. MISIR’da Devlet Başkanı Hüsnü MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ, Mübarek‘in görevi bırakması, yargılanmasını yerinde izledi. Muhammed MURSİ dönemi ve ‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER‘in günlerce RABİA Meydanı ayaklanmalarını, KAHİRE’nin çeşitli bölgelerinde yaptıkları gösterileri ve ASKERİ DARBE anında meydana gelen olayları yerinde izledi. Darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah el SİSİ ’nin Cumhurbaşkanı seçildiği seçimler sırasında KAHİRE’de bulundu. ELVEREN daha sonra SİSİ döneminde tüm riskleri göze alarak MÜSLÜMAN KARDEŞLER ’den 1212 kişiye idam cezası verilen gazetecilerin sokulmadığı MİNYE kentine girip röportaj yapmayı başardı. UKRAYNA ’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM ’a geçen ELVEREN orada görev yaparken Rus ordusu KIRIM'ı işgal etmeye başladı. KIRIM ‘da tüm bölge ve yolları kontrol altına alan Rus birliklerine rağmen Başkent SİMFEROPOL (Akmescit), BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle Rus donanmasının bulunduğu ve gazetecilerin girmesi yasak SİVASTOPOL’e girmeyi başardı. Rus Ordusunun işgal ettiği bölgelerde fotoğraf çekmek yasak olduğu halde tüm tehlikeleri göze alarak 'Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde fotoğraf ve video çekme özelliği olan GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak' Rus askeri barikatlarıyla SİVASTOPOL’deki donanmasının fotoğraf ve görüntülerini çekip röportaj ve haberler hazırladı. HüRRİYET Gazetesinde uluslararası olayları izleme görevini 31 Aralık 2018 gününe kadar sürdüren Muammer ELVEREN kendi isteğiyle gazeteden ayrılarak emekli oldu. Halen "muammerelveren.com" sitesinde yazılarını derleyen ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ, Belçika Profesyonel Gazeteciler Birliği-AGJPB, Avrupa Parlamentosu Gazeteciler Birliği-AJPE, Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği-APE, Fransa Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği-APP ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC üyesidir. ELVEREN, FİJ kartı, Belçika Basın kartı, Fransa Basın kartı ve Sürekli Sarı Basın kartı taşıyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*