Genel

CHARLES AZNAVOUR 94 YAŞINDA ÖLDÜ

CHARLES AZNAVOUR YAŞAMINI YİTİRDİ –
Dünyaca ünlü Fransız şarkıcı Charles Aznavour Bugün (1 Ekim 2018) 94 yaşında yaşamını yitirdi. Son konserlerini düşüp kolunu kırdığı için iptal eden Aznavour Japonya turnesinden yeni dönmüştü. Şarkıcının Fransa’nın Bouches-du-Rhône departmanı Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesi Mouriès kentindeki evinde yatağında iken hayatını kaybettiği açıklandı. Ermeni kökenli bir ailenin oğlu olarak 24 Mayıs 1924 te Paris’te doğan Charles Aznavour’un gerçek adı Shahnourh Varinag Aznavuryan’dı.
ANNESİ İZMİR’DEN FRANSA’YA GÖÇ ETMİŞTİ
Fransa’ya Gürcistan’dan göç eden Bariton ses sanatçısı Ermeni babası Micha Aznavourian ile ticaretle uğraşırken ailesi ile İzmir’den göç eden Adapazar doğumlu annesi Knar Baghdasarian ise bir oyuncuydu. Paris’te Amerika’ya gitmek için vize beklerken ‘Charles’ doğunca baba Micha Paris 5.ci bölgesinde babasının “Caucase” adlı Ermeni lokantasında çalışmaya başladı. Bir kaç yıl sonra Micha Paris’te eğlence mekânlarının bulunduğu sanatçıların uğrak yeri ‘rue de la Huchette’te adı yine “Caucase” olan kendi restoranını açtı. Böylece piyano çalan ablası Aida ve restoranda şarkı söyleyen babası sayesinde küçük yaşta sanatçılarla ve tiyatroyla tanışan Charles Aznavour, henüz dokuz yaşındayken oyunlarda rol alıp şarkı söylemeye başladı. Sonraları Fransa’nın dünyaca ünlü şarkıcısı Edith Piaf’la tanışınca şansı açıldı, Piaf’la birlikte Amerika’ya ve Avrupa’nın çeşitli kentlerine düzenledikleri turneler sonucu dünyaca ünlü bir şarkıcı haline geldi.
80 ÜLKEDE 180 MİLYON ALBÜMÜ SATILDI
Fransa’nın ‘Frank Sinatra’sı olarak ta adlandırılan ve birçok şarkısının sözlerini de yazan Charles Aznavour, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca, Almanca ve Rusça olmak üzere altı dilde şarkı söyleyebiliyordu. Aznavour, 80 ülkede 180 milyon albümü satılmış 60’a yakın filmde de rol almıştı. Aznavour, François Truffaut`nun ‘Tirez sur le Pianiste- Piyaniste ateş et’ filminde Édouard Saroyan karakterini canlandırdı. 2002 yılında Ermeni Soykırımı iddialarını konu alan Ermeni asıllı Кanadalı yönetmen Atom Egoyan’ın Ararat filminde rol aldı. Son olarak 2006 tarihli hikâyesini Costa-Gavras’ın yazdığı, yönetmenliğini Laurent Herbiet’nin yaρtığı ‘Albayım’ adlı filmde Peder Rossi karakterini canlandırdı.
TÜRK-ERMENİ BARIŞI
Paris’te Nisan 2003 te törenle açılışı yapılan Ermeni Kompozitör Komitas heykeli önünde sorularımı yanıtlayan Charles Aznavour ‘‘Türk ve Ermeni halkları arasındaki barışı Türk entelektüelleri, Türk basını ve Türk gençleri ile birlikte kuracağız. Komşu ve birçok şeyi birbirine benzeyip yıllarca beraber yaşamış iki halkın geleceği de bu saydıklarıma bağlıdır, Türk basınından çok şey bekliyoruz, ilişkilerin düzelmesinde lokomotif rol oynayabilir’’ demişti.
HAYATIMDA İLK KEZ ERMENİCE KONUŞTUM
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Ekim 2006 da yaptığı Ermenistan gezisine davet edildiğimizde Erivan’da Charles Aznavour ile aynı otelde kaldık. Aznavour, Fransa’da kutlanmakta olan Ermenistan yılı çerçevesinde Erivan Cumhuriyet Meydanı’nda muhteşem bir konser verdi. Konseri Chirac ile beraberindeki 4 Fransız bakan, Fransız delegasyonu ve Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan ile birlikte izledikten sonra otele geçtik. Charles Aznavour ile otel lobisindeki sohbetimizde ‘Erivan’da girdiğimiz mağaza, dükkan ve işyerlerinde Türk olduğumu söyleyince hem bir şey içmeye davet ediyorlar, dükkanlar Türk mallarıyla dolu, 3 yıl önce sizinle Paris’te görüştüğümüzde söylediğim gibi halklar arasında bir sorun gözükmüyor” dedim. Gülerek bana baktı ve cevap vereceğine ‘Konser nasıldı? diye sordu. Bende ‘Her zamanki gbi yine harikaydınız’ deyince “Hayatımda ilk kez sahnede Ermenice konuştum, çünkü Ermenice sahne dili değildir” dedi ve ‘iyi geceler diliyorum’diyerek odasına çıktı.
TÜRKİYE VE TÜRKLERİ SEVDİĞİNİ SÖYLERDİ
Ermenistan’ın UNESCO nezdindeki daimi temsilcisi görevine getirilen Aznavour’un şarkılarının büyük çoğunluğu aşkla ilgiliydi. Ermenice bilmeyen sanatçı Fransızca dışında İngilizce ve Almanca konuşuyordu. 1950 ve 60’lı yıllarda Türkiye’ye geldiğinde Türkiye ve Türkleri çok sevdiğini söyleyen ve gittiği ülkelerde her fırsatta Türkiye’ye destek verdiğini açıklayan Aznavour, daha sonraki yıllarda özelliklede son 10 yılda konuşmalarında soykırım iddialarına yer vermeye başlamıştı.
‘ERMENİSTAN ULUSAL KAHRAMANI OLDU
Aznavour, 1988 Ermenistan depreminden sonra yaptığı yardımlar nedeniyle Ermenistan Hükümeti onu 2004 yılında ülkenin en yüksek mertebesi olan “Ermenistan Ulusal Kahramanı” ödülüne layık gördü. 2008 yılında da Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyanın imzaladığı bir kararname ile Aznavour’a ‘Ermenistan vatandaşlığı’ verildikten sonra 2009 yılında Ermenistan’ın İsviçre Büyükelçisi olarak atandı. Bunun dışında 2009 yılından itibaren Birleşmiş Milletler’de ‘Ermenistan’ın daimi delegesi ‘ oldu.
ANNEM ERMENİ KÖKENLİ BİR TÜRKTÜ
31 Ağustos 2011’de France-2 Televizyon kanalında Michel Drucker’in sunduğu ‘Vivement Dimanche’ programında konuşan Aznavour “Tüm soykırımlar benim soykırımlarımdır. İçlerinden sadece bir tanesini seçmedim. Ermeni’yim diye Ermenilerinki olacak diye bir şey yok. Ruanda da var, ABD yerlileri var, Yahudiler var, bugün bazı ülkelerde yaşananlar da soykırımdır. Ben kinci değilim, Soykırımı affedebilirsiniz ama unutmamalısınız. Benim hayalim Türkiye’yi ziyaret etmek. Bunu söylediğimde bazı Ermeniler bana acayip bakıyorlar. Söylüyorum çünkü Türkiye çok güzel bir ülke, insanları kesinlikle düşünebileceğiniz gibi değil, mutfağı harika -bunu da unutmadan söyleyeyim ve havası da çok iyi dahası annemin ülkesi. Ben Ermeni kökenli bir Fransız’ım. Annem ise Ermeni kökenli bir Türk’tü” açıklamasını yapmıştı.
SİYASİLERE RÜŞVET VERDİM
Dünyaca ünlü şarkıcı 2013 te, Fransa’daki vergi sisteminden kaynaklanan ağır vergi yükünden kurtulmak için siyasilere rüşvet vererek satın alma yolunu seçtiğini ancak başa çıkamayarak sonunda ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını açıkladı. Charles Aznavour bu şok açıklamalarında “Yıllarca bu haksız vergileri ödememek ve vergi memurlarıyla muhatap olmamak için politikacılara para verdim. Bu bazılarına tuhaf gelebilir ama gerçek budur, adına ne derseniz deyin, sizi kayırması için bir politikacıya parasal destek vermenin tanımı rüşvettir. Ben de siyasilere bana gönderdikleri ‘aracılar’ vasıtasıyla para ödedim” demişti.
SAHNEDE YUHALANIP ISLIKLANDIĞIM OLDU
Aznavour açıklamasını şu sözlerle sürdürmüştü “Yaşça limite yaklaşmış bulunuyorum. Bugünden itibaren ayları, günleri, belki de son yaşanacak saatleri, hatta saniyeleri iyi kullanmanın gerektiği yaştayım. Yazdığım son kitap günü gününe tuttuğum notlardan oluşuyor. Geçmişte not tuttuğum hatıraları yazmak daha kolay geldi. Gençliğimde sahneye uygun fiziğim yoktu, sesimde beğenilen seslerden değildi. Sahnede çok yuhalandığım, ıslıklandığım oldu. Hatta bira şişelerinin altındaki yuvarlak kartonları sahneye fırlatanlar, para atanlar oluyordu. Tabii bende o paraları topluyordum. O yıllarda sahneye çıkanlarda fizik aranıyordu, mavi gözlü, sarışın, uzun boylu, zayıf ve sesi Julio Iglesias gibi olan sanatçılar makbuldü.
YÜKSEK VERGİDEN FRASAYI TERK ETTİM
Ben Fransa’yı isteyerek terk etmedim. Vergilerimi halen Fransa’da ödüyor ve korkumdan ödeme makbuzunu cebimde taşıyorum. Beni haksızca ve son derece yüksek vergi sistemi nedeniyle İsviçre’ye yerleşmeye mecbur ettiler. Fransa’yı terk ettiğimde bu vergileri ödemek için en az 200 milyon Euro tutarındaki çok özel tablo koleksiyonumu çok çok büyük zarar ederek 4,5 milyon Fransız Frangına, yani fiyatının 7’de birine, elden çıkarmak zorunda kaldım. Bunun için Fransa’da vergi sistemini adilce düzeltmeyenlere çok kızgınım ve onları affetmiyorum. Mahkemede aklandım ama eğer devlet kurumları ve medya tepeme çullanmasaydı bu sorunları yaşamayacaktım. Bunun için ödediğim avukatlık ücretleri bana çok pahalıya mal oldu. Hatta şimdiye kadar söylemedim ama artık söyleyebilirim. Çok çok daha kötü şeyler yaşadım”
Charles Aznavour, altı dilde okuyabildiği 800’den fazla şarkının sahibi. Şimdiye kadar çok şey yaptığını ama çalışmaya alışan biri için “iş önlüğünü” çıkarmanın çok zor olduğunu söylerken, “Artık çalışmaktan ziyade gençlerin beni ziyaret edeceği yaştayım” diyordu

Muammer ELVEREN

MuammerELVEREN

İSTANBUL Üniversitesi- Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer ELVEREN, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan ELVEREN, 1974 te Haldun SİMAVİ‘nin kurduğu GÜNAYDIN Gazetesi’ne girdi. 1977 de GÜNAYDIN gazetesi BRÜKSEL Bürosunu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989 da BRÜKSEL temsilciliği yanında Mihail GORBAÇOV’un liderliğindeki Komünizm ’in merkezi kabul edilen 'Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi. ELVEREN 1991 yılında HÜRRİYET gazetesine girdikten sonra da BRÜKSEL ve MOSKOVA görevini birlikte yürüttü. Başta AZERBAYCAN olmak üzere dönemin Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri yanında BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi. ELVEREN birçok batı ülkesinde de uluslararası olayları izledi, dizi, haber ve röportajlar yaptı. Muammer ELVEREN 1991 de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak DAĞLIK KARABAĞ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla “YILIN GAZETECİSİ” seçildi ve ‘SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. Muammer ELVEREN aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’ nü de kazandı. ELVEREN 1992 yılında Fransa’ya atanarak HÜRRİYET gazetesi PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998 de Devlet Bakanı EYÜP AŞIK ’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Alaattin ÇAKICI ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” haberiyle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. ELVEREN aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi- YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’ nü aldı. Muammer ELVEREN ‘e 1999 da NOKTA dergisinin düzenlediği “DORUKTAKİLER 98″ yarışmasında da “YILIN GAZETECİSİ” Kasım 2023 te ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet ödülü’ verildi. Fransızca ve Arapça bilen ELVEREN 1977 den beri uluslararası alanda çalıştı, seri röportajlar yaptı, zirveler ve festivaller izledi. Avrupa Birliği, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve UNESCO ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD gibi Uluslararası kuruluşlarla ilgili siyasi ve ekonomik yazılar yazdı, haber ve dizi yazılar hazırladı. Uluslararası büyük aktüel olayları yerinde izleyen ELVEREN hemen hemen tüm doğu ve batı Avrupa ülkeleri, şimdi her biri birer bağımsız ülke olan ve 15 Cumhuriyetten oluşan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde çalıştı. İskandinav ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Mısır’dan Fas’a beş kuzey Afrika ülkesi ile çatışmalar döneminde SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı. 1995 te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’ de televizyon haberciliğine de başlayan ELVEREN bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. ELVEREN 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini sürdürdükten sonra Türkiye’ye döndü. HÜRRİYETgazetesinde uluslararası büyük olayları izleme görevini üstlenen ELVEREN, ARAP BAHARI olaylarının başladığı TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. MISIR’da Devlet Başkanı Hüsnü MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ, Mübarek‘in görevi bırakması, yargılanmasını yerinde izledi. Muhammed MURSİ dönemi ve ‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER‘in günlerce RABİA Meydanı ayaklanmalarını, KAHİRE’nin çeşitli bölgelerinde yaptıkları gösterileri ve ASKERİ DARBE anında meydana gelen olayları yerinde izledi. Darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah el SİSİ ’nin Cumhurbaşkanı seçildiği seçimler sırasında KAHİRE’de bulundu. ELVEREN daha sonra SİSİ döneminde tüm riskleri göze alarak MÜSLÜMAN KARDEŞLER ’den 1212 kişiye idam cezası verilen gazetecilerin sokulmadığı MİNYE kentine girip röportaj yapmayı başardı. UKRAYNA ’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM ’a geçen ELVEREN orada görev yaparken Rus ordusu KIRIM'ı işgal etmeye başladı. KIRIM ‘da tüm bölge ve yolları kontrol altına alan Rus birliklerine rağmen Başkent SİMFEROPOL (Akmescit), BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle Rus donanmasının bulunduğu ve gazetecilerin girmesi yasak SİVASTOPOL’e girmeyi başardı. Rus Ordusunun işgal ettiği bölgelerde fotoğraf çekmek yasak olduğu halde tüm tehlikeleri göze alarak 'Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde fotoğraf ve video çekme özelliği olan GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak' Rus askeri barikatlarıyla SİVASTOPOL’deki donanmasının fotoğraf ve görüntülerini çekip röportaj ve haberler hazırladı. HüRRİYET Gazetesinde uluslararası olayları izleme görevini 31 Aralık 2018 gününe kadar sürdüren Muammer ELVEREN kendi isteğiyle gazeteden ayrılarak emekli oldu. Halen "muammerelveren.com" sitesinde yazılarını derleyen ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ, Belçika Profesyonel Gazeteciler Birliği-AGJPB, Avrupa Parlamentosu Gazeteciler Birliği-AJPE, Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği-APE, Fransa Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği-APP ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC üyesidir. ELVEREN, FİJ kartı, Belçika Basın kartı, Fransa Basın kartı ve Sürekli Sarı Basın kartı taşıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected!