×

ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN

ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN

ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN

 

ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN

23 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA

İŞTE TÜRKİYE’Yİ SARSACAK KONUŞMA

Gazetecilik başarısı

Hürriyet’in Paris Temsilcisi Muammer Elveren, Alaattin Çakıcının Devlet Bakanı Eyüp Âşık’la yaptığı Türkiye’yi sarsacak şok konuşmalarla dolu ses bandının aslını ele geçirdi. Bandın bir kopyasının da Türkiye’de bir parti liderinde olduğu öğrenildi.

 

Mafyanın şok ilişkileri Alaattin Çakıcı’nın. ANAP’lı Bakan Eyüp Âşıkla telefonda yaptığı müthiş konuşmalar; yeraltı dünyasının, istihbarat servislerinin yanı sıra, hükümet ve muhalefet yetkilileriyle de içli dışlı olduklarını ortaya koydu.

Asıl bant Hürriyet te
17 Ağustos’tan bu yana Nice’te tutuklu bulunan, ailesi ve avukatı dışında kimseyle görüştürülmeyen Çakıcı Fransız yetkililerin verdiği gazeteci listesinden Elveren’ in adını seçip,bandı yayınlayabileceği onayını verdi.

‘Yer değiştir’ tüyosu
Bakan Âşık ile Çakıcı arasında geçen konuşmaların en çarpıcı bölümünü, mafya liderinin “Sen bize haber verdin biz de yer değiştirdik” diyerek, yakalanmak üzereyken ‘tüyo’ aldığını açıkladığı bölüm oluşturuyor. • 42. Sayfa

 .   .   .

Hürriyet’ten Âşık’a çağrı

Bant gazetemizde emniyet altında bulunuyor. Dün TV’de Bant kurgulanmış diyen Devlet Bakanı Sayın Eyüp Âşık’a açık çağrı yapıyoruz. Birlikte dinleyelim. Uzmanlar eşliğinde bu belgenin orijinal olup olmadığını birlikte kontrol edelim. Devletin bir bakanını zan altında bırakan bu bandın gerçek olup olmadığını elbirliği ile ortaya koyalım.

Yarın Nice’te yargılanacak

Alaattin Çakıcı, yarın yargı ününe çıkıyor. Çakıcı, tutuklu bulunduğu Nice Cezaevi’nde sadece ailesi ve avukatı ile görüştürülüyor.

NİCE-Muammer ELVEREN

Haber verdin yer değiştirdim

ÂŞIK: Ne yapıyorsun… Sıhhatin sağlığın yerinde mi?

ÇAKICI: Vallahi abi işte… Sıhhatimiz aslında iyi değil… Yani sen benim abimsin. Sen o zaman bize bir haber verdin işte, biz de o zaman bildiğin gibi bir yer değiştirdik. Yukarıya Kanada’ya çıktım.

AŞK: Ben sana bir şey söyleyeyim. Ben bir iki kişiyle daha haber gönderdim sana. Hem Enis’e söyledim… O senin Mesut Beyle ilgili şey yaptığın konu doğru değil.

Ben yaşadığım sürece abimsin

ÂŞIK: Yaa… Amerika’ya gönderdikleri adamı biliyorsun da… Bu Artvinli Baş komiser var burada Selçuk şey… Selçuk değil de, şey nedir, Demiralp’te ama ismini unuttum şimdi, Selçuk diyesim geliyor, yahut da ona benzer bir şey, soyadı Demiralp.

ÇAKICI: Ben yaşadığım sürece benim abimsin yani… Mesut Bey’i boş ver…

ÂŞIK: Sağ ol… Estağfurullah, sağ ol, sağ ol…

Yılmaz’ın ‘ölü gelmeli’ sözüne çok üzüldüm

ÇAKICI: Sonra, mesela şöyle bir şey, diyorlar ki birine. Birine açıyor telefon. Orada bir arkadaşım var, yanında. Malum insanın (Mesut Yılmaz’ı kastediyor) yanında. “O buraya sağlam gelmemeli, ölü gelmeli” falan deyince, ee tabii ben bu işe çok üzüldüm. Çünkü biz Mesut Bey’e…

ÂŞIK: Ya… Mümkün değil.

Seni, Mesut Beyle takma niyeti olabilir

ÂŞIK: Yalnız ben sana bir şey söyleyeyim, o sözü sana söyleyenin… Muhtemelen daha evvel, hani Tansu Hanım’la takıştın makıştın, buna benzer seni Mesut Bey’le takma gibi niyeti olabilir… Onu sen iyi bir tetkik et…

 

Kıyamet kopacak

HÜRRİYET-ÖZEL

Alaattin Çakıcı’nın 17 Ağustos’ta Fransa’da tutuklanmasından bugüne kadar Nice’te kamp kurarak olayları saati saatine izleyen HÜRRİYET Paris temsilcisi Muammer Elveren, Çakıcı’nın ANAP’lı Devlet Bakanı Eyüp Aşık ile yaptığı telefon konuşmalarının gerçek bandını ele geçirdi.

HÜRRİYET, Fransa’da tutuklu bulunan Alaattin Çakıcı ile ANAP’lı Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yaptığı telefon konuşmalarını içeren gerçek bant kaydını ele geçirerek devlet çete ilişkilerini aydınlatacak bir gelişmeye imza attı. Paris temsilcimiz Muammer Elveren’ in günlerdir peşinde olduğu bantta yer alan konuşmalar, yeraltı dünyasının sadece istihbarat servisleri ile değil hem hükümet hem de muhalefet yetkilileriyle nasıl ilişkiler içinde olduğunu gözler önüne seriyor.
Hürriyet’te mahfuz bulunan kasedin bir kopyasının Türkiye’de tanınmış bir parti liderinin de elinde olduğu belirlendi

Sadece Hürriyet’e

24 Eylül’de (yarın) yargılanacak olan, avukatları ve ailesi dışındaki kimseyle görüştürülmeyen Çakıcı. Fransız yetkililerin kendisine sunduğu gazeteci listesinden seçtiği tek isim olan Elveren’e “Kaseti yazılı basından sadece Hürriyetin Paris temsilcisi Muammer Elveren’in yayınlamasını kabul ediyorum” onayını verdi.

Türkiye ayağa kalkacak

Aşık ile İnterpol tarafından aranan Çakıcı arasında geçen konuşmaların en çarpın bölümünü, mafya liderinin “Sen bize haber verdin, biz de yer değiştirdik diyerek, yakalanmak üzereyken “tüyo” aldığını açıkladığı bölüm oluşturuyor. Çakıcı’nın Aşık’a “Eyüp abi” diye hitap ettiği ve Türkiye’yi sarsacak nitelikteki kasette şu konuşmalar geçiyor

Bize haber verdin, işte o zaman yer değiştirdik

  • EYÜP AŞIK: Ne yapıyorsun… Sıhhatin sağlığın yerinde mi?
  • ÇAKICI: Vallahi abi sıhhatimiz işte… Sıhhatimiz aslında iyi değil… Biliyorsun seninle konuştuk. Yani sen benim abimsin. Sen o zaman bize bir haber verdin işte, biz de o zaman bildiğin gibi bir yer değiştirdik.
  • AŞIK: Ben sana bir şey söyleyeyim. Ben bir iki kişiyle daha haber gönderdim sana. Hem Enis’e söyledim. Birisi daha söylemişti bana. O senin Mesut Bey’le ilgili şey yaptığın konu doğru değil. Hiç mümkün değil.
  • ÇAKICI: Vallahi şimdi. Şu, Biliyor musun Eyüp abi. Şimdi Mesut Bey önce bizim hemşerimiz. Daha sonra tabii ki eee.
  • AŞIK: O söz Mesut Bey’den çıkmamış. Hiç mümkün değil, ben konuştum kendisiyle.

Yılmaz’dan Çakıcı’ya: Haber verin, ABD’ye ekip gitti

  • AŞIK: Ya mümkün değil ya. Sen ne diyorsun ya! Bana bunu söyleyenler haber verenlerin şeyinden Mesut Beyin haberi var ya!
  • ÇAKICI: Hatta o zaman sen bana dedin ki.

 

‘Mesut Bey bana dedi ki. İşte, Alaattin’e ulaşırsan söyle. Amerika’ya onun için buradan bir ekip gitti de’ dedin. Eee bana bunu Eyüp abi söyledi… Adamcağız hem haber verip, hem benim canımı niye istesin, dedim yani. Alo… alo… alo…

  • AŞIK Alo …
  • ÇAKICI: Ya abi ben senin lafından sonra hemen yer değiştirdim, yukarıya Kanada’ya çıktım, bir iki ay bekledim, tekrar geriye döndüm yani.
  • AŞIK: Yaa… Amerika’ya gönderdikleri adamı biliyorsun da… Bu Artvinli Baş komiser var burada Selçuk şey… Selçuk değil de… Şey nedir. Demiralp de ama ismini unuttum şimdi Selçuk diyesim geliyor yahut da ona benzer bir şey, soyadı Demiralp. Şentürk. Şentürk Demiralp. Ben onu bir arayayım, çağırayım, bir konuşayım onunla bakayım ne biliyor. Ne diyor, ne olmuş oralarda, yani giderken kendisine ne demişler, niye gitmiş gelmiş.
  • ÇAKICI: Ben yaşadığım sürece benim abimsin yani… Mesut Bey’i boş ver…
  • AŞIK: Sağ ol, estağfurullah sağ ol, sağ ol..
  • ÇAKICI: Mesut Bey benim için önemli değil yani… Benim için önemli olan sizsiniz. Mesut Bey bilemiyorum vallahi eee… Daha evvel yumruğu yedi bak… Mesut Bey anlıyor musun, kendisine hizmet eden adamı pek sevmez, anladın değil mi dediğimi abi? (Gülüşmeler)

Yılmaz’ın ‘ölü gelmeli’ sözüne çok üzüldüm

  • ÇAKICI: Sonra, mesela şöyle bir şey. Diyorlar ki birine. Birine açıyor telefon. Orada bir arkadaşım var, yanında. Malum İnsanın (Mesut Yılmaz’ı kastediyor) yanında. “O buraya sağlam
    gelmemeli, ölü gelmeli’ falan deyince, eee tabii ben bu işe çok üzüldüm. Çünkü biz. Mesut Bey’e…
  • AŞIK: Ya… Mümkün değil.
  • ÇAKICI: Mesut Bey’e hayatım boyunca hiçbir zararım olmadı. Biliyorsun o dönemler, seninle her gün konuşuyorduk. Mesela bir gün Ömer Göktuğ dedi ki, ben Eyüp Beyle konuştum dedi. Mesut Bey televizyona çıkacak.
  • AŞIK: Çıktı. Grup toplantısında, aynı Ömer’in istediği gibi açıklamayı yaptı.
  • ÇAKICI: Evet onun üzerine ben de dedim ki. Çıkar dedim. Aslında ben Mehmet Ali
    Yılmaz’la konuştum, o da bana “Ben Mesut’la konuştum, o da televizyona çıkıyor” dedi. Hatta
    Hüsamettin Abi’yle konuşuyor Mehmet Ali Yılmaz… Peki dedi bana… Anlıyor musun? Sonra ben baktım ki hiçbir zararım olmamış, sadece Mesut Bey’e benim faydam olmuş. Bana bir banka teklif ettiler… Ben dedim ki, ben ne Mesut Beyi, ne de Eyüp Abi’yi asla yarı yolda bırakamam, ben bu televizyon konuşmasını yapacağım…
  • AŞIK: Yalnız ben sana bir şey söyleyeyim, o sözü sana söyleyenin… Muhtemelen daha evvel, hani Tansu Hanımla takıştın makıştın. Buna benzer seni Mesut Beyle takma gibi niyeti olabilir… Onu sen iyi bir tetkik et…
  • ÇAKICI: Yani şu abi, biliyor musun abi. Benim Mesut Bey’e gönül hizmetimden başka bir şeyim olmamış. Düşünüyorum, taşınıyorum, benim canımı niye istesin abi. Çok üzüldüm…

 

Bakan Aşık’a, çağrı

Hürriyet’in Alaattin Çakıcı’dan aldığı gerçek bant, gazetemizde emniyet altında bulunuyor. Bandın yayınlanmasından sonra “Banttaki konuşmalar montaj. Çakıcı ile ANAP muhalefetteyken yaptığım konuşmalar aralara bir şeyler konularak kurgulanmış” iddiasında bulunan Sayın Devlet Bakanı Eyüp Aşık’a açık çağrı yapıyoruz. Bandı birlikle dinleyelim. Gerekirse ses ve montaj uzmanları eşliğinde bu belgenin orijinal olup olmadığını birlikte araştıralım. Devletin bir bakanını zan altında bırakan bu bandın gerçek olup olmadığını el birliğiyle ortaya çıkaralım.

ANAP’lı Devlet Bakanı Eyüp Aşık, Hürriyetin ele geçirdiği bandın yayınlanması üzerine yaptığı açıklamada konuşmaların doğru olmadığını iddia etti. “Böyle bir konuşma yok. Parça parça konuşmaları monte ederek düzmece bir bant hazırlanmış” diyen Aşık sorulara şu yanıtlan verdi:

“Böyle bir konuşma doğru değil. Size bir kaset takdim edilmiş ama o kaset parça parça şeylerden aralarına doldurularak yapılmış. Biz muhalefetteyken daha evvel konuştuğumu söylemiştim. Neler konuştuğumu da söylemiştim ilgililere.

  • Bir bakan böyle bir insanla konuşmalı mı?

Susurluk olayından sonra muhalefetteyken, uzun süre haber akışında zorluk çektik. Her bulduğumuz imkânı değerlendiriyorduk. Bu işte sonuç almak isteyenler de birtakım kanalları kullanır. Biz bunu yaptık. Biz hükümete gelmeden 67 sefer konuştum. Kendimize böyle bir yol seçtik. Benimle konuştuğunda abi falan derdi Onunla konuştuğumuz birçok şey var Ama uzun boylu da değil Bana birçok anlattıkları var.

  • Çakıcı’ya ‘kaç’ dediniz mi?

Hayır. Amerika’ya gidenler evrak noksan olduğu İçin operasyon yapamamış Operasyon olacakmış
da birisi ona haber ermiş, o da Kanada’ya kaçmış gibi bir şey yok. Bunu emniyetin kayıtlarından
bulabilirsiniz. Fransa’da yakalandığı sırada bu şey ortaya çıktı, Çakıcı “Ben bu hükümeti düşüreceğim, elimde kaset var” dedi

  • O kaset bu kaset mi?

Hangi kaset olduğunu bilmiyorum Daha evvelki konuşmalarla bazı yerlerinden bir şeyler alınmış, “Abi nasılsın” gibi falan, onları benzetiyorum. Adam bir senaryo yazıyor, istediği kişiye saldırıyor. Bize bir ara tehdidi vardı. Birilerini göreve getirmek istiyordu. Bildiğiniz gibi, Yavuz Ataç’ı daire başkanı yaptıracak, bilmem kimi Amerika’dan aldıracak falan “Ben onları düşürürüm yahut çocuklarını kaçırtırım” diyordu. Bir çete başı yakalanmış ve belki intikam için bize saldırıya geçmiş, buna rağmen kamuoyu bize yeterli desteği vermezse benim gibi avanak daha da bulamaz. Benim ricam, o kaseti hemen DGM’ye, savcılığa verin, soruşturma açsınlar, ben de dokunulmazlığımın kaldırılmasına bizzat el kaldırayım DGM’de anlatmak İstediğim başka şeyler de var.

Savaş Çakıcı ve adamlarına gözaltı

FRANSA’nın Nice Kenti’nde yakalanan Alaattin Çakıcı’nın yeğeni Savaş Çakıcı’nın Kalamış’ta işlettiği Restorant-bar’a dün akşam saatlerinde Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şubesi ekipleri baskın düzenledi. Operasyon sırasında Asayiş Şubesi tarafından daha önce karıştığı bir olay nedeniyle aranan Savaş Çakıcı ve 5 adamı yakalanarak gözaltına alındı Çakıcı’nın üzerinde ruhsatsız bir tabanca çıktığı bildirildi. Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğüne getirilen Savaşa Çakıcı ve adamlarının sorgusunun sürdüğü belirtildi.

Kaset depremi

24 Eylül 1998 Perşembe

Çakıcı ile Devlet Bakanı Âşık arasındaki görüş­me bandının gazete ve TV’lerde yayımlanması, siyaset kulislerinde büyük bir depreme yol açtı.

Olay kaseti ortaca çıkaran gazeteci

  • Hürriyetin Paris temsilcisi Muammer Elveren, Çakıcı’nın yakalandığı 17 Ağustos tarihinden beri Fransa’nın Nice Kenti’nde iz peşindeydi. Çakıcı’nın konuştuğu bakanı ortaya çıkarmak için bü­yük uğraş veren Elveren sonunda amacına ulaştı.

DYP gensoru veriyor

Muhalefet partileri. Yılmaz ile Bakan Aşık’a is­tilâ çağrısında bulundular. DYP Grup Başkan vekili Güven, TBMM’nin açılmasından sonra Aşık hakkında gensoru vereceklerini söyledi.

CHP: Yılmaz istifa

Baykal da Yılmaz’dan, gereğini yerine getirme­sini istedi. CHP Genel Sekreteri Keskin. Başbakan’ın derhal istifa etmesi gerektiğini, aksi hal­de TBMM açıldığında düşüreceklerini açıkladı.

Ecevit rahatsız oldu

Kaset, hükümetin DSP kanadında da huzursuz­luk yarattı. Ecevit. “Çok hassas bir konu, Yadırgadım. Sayın Başbakan yurtdışında olduğu için görüşemedik” diyerek, rahatsızlığını yansıttı.

ANAP, Aşık’ı savundu

ANAP ise Aşık’a sahip çıktı. Genel Başkan Yar­dımcısı Yaşar Okuyan. “Arkadaşımızın açıkla­malarının doğru olduğuna inanıyoruz. Bir iş­lem yapmamız gerektiğini sanmıyoruz” dedi.

Yüce Divan yolu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusu üzerine DGM ‘yetkisiz’ olduğunu bildirdi. Ana­yasa gereği Meclisin yargılama kararı vermesi halinde Aşık için Yüce Divan yolu açılacak. • 36

 

Fotoğraf altı

Çakıcı siyasi iltica istedi

Fransa’nın Nice Kenti’nde bugün yargılanacak olan Çakı­cı için dün Fransız avukatlar siyasi iltica başvurusu yaptı­lar. Çakıcı’nın “Çok şey bildiğim için iademi istiyorlar, be­ni sağ bırakmazlar, yolda vururlar” dediği öğrenildi

İstifa kıskacında

Susurluk skandalının kilit ismi Yeşil’ konusunda yaptığı asılsız açıklamalar yüzünden eleştirilere hedef olan Eyüp Aşık’ın başı simdi de Çakıcı nedeniyle dertte. Çakıcı bandının yayımlanmasının ardından, muhalefet Aşık’ın istifasını istiyor.

Montaj olsa ne olur

  • Çakıcının Eyüp Aşık’la yaptığı konuşmanın bandını dinledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. İkisinin de sesini iyi tanıyorum Sesler onlara ait. Bantta birkaç kesinti var. Bu da Acaba birkaç konuşmadan yapılmış bir montaj mı” sorusuna yol acıyor. Ama montaj olsa ne olur? Aşık’ın söyledikleri vahim değil mi • 37de

Yılmaz: Eyüp Bey gereğini yapacaktır

  • Başbakan, kasetin “Tertip olabileceğini” söyledi ve Eyüp Aşık’ın Çakıcı ile yaptığı konuşmalar hakkında geçmişte kendisini de bilgilendirdiğini bildirdi.
  • Yılmaz her şeyin araştırılacağını belirtip, “Aşık’ın gereğini yapacağına, dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruda bulunacağına inanıyorum” dedi. • 38’de

Kasetin ortaya çıkardığı inanılmaz olaylar

Halen bakanlık koltuğunda oturan bir siyasetçi, devletin aradığı bir kanun kaçağına operasyonu haber veriyor.

Soru: Aşık o sırada hükümet üyesi değildi. Bunu Aşık’a kim haber verdi?

Aşık, operasyonu haber vermekle kalmıyor, aynı zamanda bu ekibin topladığı bilgileri de
Çakıcı’ya iletme taahhüdünde bulunuyor.
Soru: Bu bilgiler neydi? Aşık’a bu bilgileri kimler veriyordu?

Aynı siyasetçi, Mesut Yılmaz’ın televizyona çıkıp kanun kaçağının islediği konuşmayı yapacağı sözü veriyor.

Soru: Çakıcı’nın Mesut Yılmaz’dan yapmasını istediği konuşma neydi?

Çakıcı özelleştirilecek olan bir devlet bankasının kendisine verileceği vaadinde bulunulduğunu söylüyor.

Soru: Bu banka hangisiydi ve teklif eden siyasetçi veya yakını kimdi?

 

Olay kaseti ortaya çıkaran gazeteci

  • Hürriyetin Paris temsilcisi Muammer Elveren, Çakıcı’nın yakalandığı 17 Ağustos tarihinden beri Fransa’nın Nice Kenti’nde iz peşindeydi. Çakıcı’nın konuştuğu bakanı ortaya çıkarmak için bü­yük uğraş veren Elveren sonunda amacına ulaştı. (Foto)

—-

24 EYLÜL 1998 PERŞEMBE-Devam sayfası

İKİ KOPYA ÇOĞALTILAN KASET

ALAATTİN Çakıcı’nın Eyüp Aşık’la yaptığı konuşmanın bandını önce telefonda dinledim.

Paris muhabirimiz Muammer Elveren, 18 Ağustos gününden beri bu kasetin peşindeydi.

Aynı saatlerde bir başka şey da­ha öğrendik. Kasetin bir kopyası da bir siyasi parti genel başkanına gönderilmişti.

ÇİLLER’E DE GÖNDERİLDİ

Bu büyük bir ihtimalle Tansu Çiller veya ona çok yakın bir kişi olan Meral Akşener’di

Muammer, bana önce kasetin deşifresini geçti.

Konuşmalar dehşet vericiydi.

Bakanlık koltuğunda oturan biri­sinin bir kanun kaçağı ile böyle içli dışlı muhabbete girebileceğine inan­mak mümkün değildi.

Muammer kaseti ele geçirince, “ilk uçağa atla Türkiye’ye gel” dedim.

Orly Havaalanından beni aradı­ğında kaseti telefonun vericisine tut ve bana dinlet dedim.

Çakıcı’nın sesini tanıyordum.

Eyüp Âşık’ınkini ise daha da iyi.  Aksanına kadar biliyordum.

Sesleri dinler dinlemez tanıdım.

Sonra Muammer gelince hep birlikle kaseti sonuna kadar dinledik. Sesler gerçekten de ikisine aitti

Eyüp Aşık’ın söylediği gibi, farklı konuşmalardan yapılan bir montaj olabilir mi?

Bandın bazı bölümlerinde kesin­tiye benzer boşluklar var. Bir yerin­de telefon kesiliyor veya Çakıcı ye­niden arıyor.

Ama bunlar önemli değil.

Konuşmalar montaj olsa bile Eyüp Aşık’ın da Çakıcı’nın da söyledikleri dehşet verici.

Konuşmanın hiçbir yerinde Aşık, kendi ağzından. “Mesut Bey yer değiştirsin dedi” diye bir şey söylemiyor.

Bunu Çakıcı söylüyor. Sanki böyle bir cümleyi bilerek Eyüp Aşık’a tasdik ettirmek istermiş gibi bir havada konuşuyor.

MONTAJ OLSA…

Ama Eyüp Aşık da “Hayır ben böyle bir şey söylemedim” demiyor.

En vahimi ise Çakıcı’yı yakala­maya giden ekiple konuşarak ne olup bittiğini öğreneceği sözü veriyor.

BANKA SÖZÜ

Mesut Yılmaz’ın bu anlaşma gereğince televizyona çı­kıp bir konuşma yapacağı belirtili­yor.

Ve bu konuşmanın yapıldığı da vurgulanıyor.

Acaba bu nedir?

Bunun, Çakıcı’nın Flash TV’ye çıkıp yaptığı konuşma ile ilgili bir şey olduğunu sanıyorum.

Bunlar meselenin Mesut Yıl­maz ve Eyüp Aşık’ı ilgilendiren bölümü.

Meselenin bir de devlet bankala­rıyla ilgili olan bölümü var.

Çakıcı, kendisine bir devlet ban­kasının teklif edildiğini söylüyor.

Geçen hükümet döneminde bu konuda bazı söylentiler duymuştuk. Çakıcı’nın bazı kimseler adına tele­fonlar edip, ihaleden çekilmeye zor­ladığını duyuyorduk.

Şimdi onun ağzından bunu dinli­yoruz

Yani Çakıcı ile ilişkiler konusun­da kimsenin eli ötekinden temiz de­ğil

Ayrıca, Çakıcı’nın Refahyol dö­neminde kimler adına kimlere tele­fon edip tehdit ettiğini birinci elden biliyoruz.

Çakıcı olayı, merkez sağdaki büyük hastalığı bir kere daha ortaya koydu.

Ne yazık ki merkez sağın iki partisinden de bazı kişiler Çakıcı ve öteki bazı kabadayılarla ilişki içindeydi.

Bunların kimler olduğu her gün yazılıp çiziliyor.

Peki, merkez sağ bu illetten nasıl kurtulacak? Cevabı basit: Bu çevre­lerle ilişkisi olan, geçmişte rakipleri­ni sindirmek için bu çevreleri kulla­nan siyasetçileri temizleyerek.

Bunu ilk yapması gereken kişi de hiç kuşkusuz Başbakan Mesut Yılmaz’dır.

YlLMAZ’A DÜŞEN

Çünkü çetelere karşı mücadeleyi topluma şeref meselesi olarak su­nan kişi odur.

Bir kabadayı ile böylesine dehşet verici ilişkiye girmiş bir siyasetçiyi hâlâ yanında tutmaya devam eder­se bu konudaki samimiyetinden şüphe duyma hakkına sahip olaca­ğız.

 

DÖNERSEM ÖLDÜRÜRLER

Nice’te bugün mahkemeye çıkacak olan Alaattin Çakıcı. Fransa’dan iltica talebinde bulundu. Çakıcı, Türkiye’ye iade edilirsem, sonum olur. Beni derhal öldürürler, yok ederler’ dedi. Çakıcı çok şey bildiğini, iadesinin bu nedenle istendiğini tekrarladı.

                                                                                             

Alaattin Çakıcı, Fransa’dan siyasi iltica talebinde bulundu. 17 Ağustostan beri Fransa’nın Nice
Kentinde tutuklu bulunan Alaattin Çakıcı, bugün Türkiye saatiyle 14.30‘da mahkemeye çıkacak.

Çakıcı, mahkemeden önce dün, Fransız avukatları aracılığıyla siyasi iltica talebinde bulundu.
Avukatların düzenlediği başvuru dosyasında, sığınma talebine gerekçe olarak Çakıcı’nın “Eğer
Türkiye’ye götürülürsem, bildiğim şeyler yüzünden beni derhal öldürürler, yok ederler” ifadesine yer verildi.

Sonum olur

Çakıcı’nın Türkiye’yi sarsacak iddialarda bulunduğu ve açıklamalar yaptığı ifade tutanaklarında, Türkiye’de birçok operasyona karıştığım, ancak o gün kendisinden bunları isteyen politikacıların şimdi kendisini yüzüstü bıraktığını söylediği öğrenildi. Çakıcı, aynı ifadesinde “Çok şey bildiğim için iademi istiyorlar; iade edilirsen benim sonum olur, öldürürler” de diyor.

Alaattin Çakıcı’nın, savunma tutanaklarına geçen ifadesinde ayrıca, devletin kendisine pasaport vermediğini, farklı yerlerde kullandığı çok sayıdaki pasaportunun hepsinin sahte olduğunu söylediği de öğrenildi.

Çakıcı’nın çeşitli günlerde verdiği ifadelerde sık sık kullandığı “Konuşursam Türkiye sarsılacak” ve “Onun için Türkiye’ye iade edilirsem beni sağ bırakmazlar, yolda vururlar; beni hapishaneye canlı göndermezler” sözleri de tutanaklarda yer alıyor.

 

Çakıcı’nın pasaportu Ankara’dan verilmiş

Alaattin Çakıcı’nın kullandığı, Nice Mahkemesi’nde saklı ve orijinali Türkiye’ye gelmediği için sahte olup olmadığı kesinlik kazanmayan pasaportun ayrıntıları Hürriyet’in eline geçti.
Pasaporttaki bilgiler şöyle:

Adı soyadı          : Nedim ACAR

Doğum tarihi     : 01.08.1953

Mesleği               : Uzman Müşavir Turizm Bakanlığı

Pasaport no.      : 1896/97

Verildiği yer      : Ankara

Veriliş tarihi      : 24.10.1997

Veren makam   : Erdinç Ulumlu

2 PLATİNİUM KART

Çakıcı Fransa’da yakalandığında, üzerinde bulunan yine ‘Nedim Acar’ adına çıkarılmış 8 kredi kartının 2’sinin sadece çok büyük meblağlarda hesabı olan müşterilere verilen Platinium kart olması dikkati çekti. Platinium Visa kartının Travelers Group’, Platinium Master kartın ise ‘Dime’ tarafından verildiği saptandı.

MASTER KARTLAR

Diğer 3 Master kartın ‘Citibank, 2’sinin ‘ChaseBank’, 3 Visa kartın da ‘Citibank, ‘First Union, Bank of New York’ tarafından verildiği anlaşıldı.

5 CEP TELEFONU

Çakıcı’nın üzerinde çıkan cep telefonu Sim kartlarından. 2 adet Turkcell, 3 adet Ericsson GSM telefon kullandığı ortaya çıktı. Turkcell Sim kartlardan birinin üzerindeki TIM-Telecom Italian Mobil’ yazısı dikkati çekti

‘Avcı’ Çakıcı’yı ABD ye kadar izledi

Şentürk Demiral

ALAATTİN Çakıcı’nın yakalanmasıyla birlikte adı gündeme gelen Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu Amiri Emniyet Amiri Şentürk Demiral, suçluların korkulu rüyası… ‘Avcı’ lakabıyla tanınan Demiral’ın en kıdemli avı yıllardır peşinde olduğu Alaattin Çakıcı…

Çakıcı’nın Devlet Bakam Eyüp Aşık ile yaptığı öne sürülen telefon konuşmalarında da adı geçen Demiral, Çakıcı’yı yakalamak için ABD’ye kadar gitti. Çakıcı’nın kaldığı eve 100 metre yaklaştı. Ama Ankara ABD yazışmalarında çıkan pürüz nedeniyle geri çağırıldı. Demiral’ın Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı tarafından organize edilen ABD operasyonu şöyle gelişti: Demiral TEM Otoyolu Pozantı gişelerde çatışma sonucu Söylemez Kardeşler yakaladıktan sonra dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar tarafından Cinayet Bürosu’ndan alınarak Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü emrine atandı. Taşanların yerine Ramazan Erin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gelince Demiral görevine döndü. ABD’de olduğu belirlenen Çakıcı’nın yakalanması için araştırma yapan Demiral Çakıcı’ya ulaşabilmek için Ankara’da gizlenen yeğeni Kenan Ali Gürsel’i yakaladı. Bu arada yine Cinayet Bürosundaki görevinden alınarak Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü emrine verildi. 5 gün sonra ABD ile yapılan yazışmalardan olumlu sonuç gelmesi üzerine bir görev yazısıyla Newyork’a gitti. FBI ile işbirliği
yapıp Long Island’da bir villada kalan Çakıcı’nın evini tespit eden Demiral durumu Ankara’ya bildirdi.  Ankara’dan gönderilen yazı ABD polisi tarafından yetersiz bulundu. Bu arada Çakıcı, Kanada’ya geçti. Demiral da Ankara’dan gelen talimatla geri çağırıldı.

Dolandırıcı Selçuk Parsadan’ın “Beni yakalayan polis, benden akıllı çıktı” dediği Demiral’ın av listesine baktığımızda, ilk isim olarak Tevfik Ağansoy’u görüyoruz. Kalaşnikoflu baba Aydın Çetinkaya, Avcı’nın 1993 te Büyükçekmece’de düzenlediği bir operasyonda 11 adamıyla yakalandı. 15 kişinin ölüm emrini veren ‘ölüm Makinesi’ Abdullah Sülük 13 kişinin öldürülmesi olayına karışan Yakup Süt, çek-senet tahsilatçısı Mehmet Köymen, kabadayı Sedat Şahin de Demiral’ın listesindeki isimler’.

Çünkü çetelere karşı mücadeleyi topluma şeref meselesi olarak su­nan kişi odur.

Bir kabadayı ile böylesine dehşet verici ilişkiye girmiş bir siyasetçiyi hâlâ yanında tutmaya devam eder­se bu konudaki samimiyetinden şüphe duyma hakkına sahip olaca­ğız.

 

OKTAY EKŞİ

Eyüp Aşık’ın bitişi…

24 Eylül 1998

Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın, her konuda ikide bir ‘‘ben her şeyi biliyorum’’ havası basması dikkatimizi elbet çekiyordu, ama böyle bir çuval inciri berbat edecek ilişkilere girmesini beklemiyorduk.

Kendisinin ‘‘hafif’’liğini, 1980’li yıllarda bizi tekzip amacıyla söylediği yalan yüzünden ‘‘yalancı’’lığını ve politikada ‘‘çarıklı erkan-ı harp’’liğe pek özendiğini bilmemize rağmen bunu düşünmemiştik.

Allah biliyor. Mesut Yılmaz’ın Aşık’ı bir “iç kabine üyesi” konumuna getirmesini de doğrusu açıklayamıyorduk.

Şimdi sıra işte tüm bunların bedelini öde­meye geldi

Aşık kendi faturasını, Yılmaz da kendisininkini herhalde karşılayacak.

Sadece onlar değil, dün basın toplantısı yaparak Mesut Yılmaz’ı ve Eyüp Aşık’a saldırılarda bulunan eski İçişleri Bakanı Me­ral Akşener’in de Alaattin Çakıcı’ya bilgi sızdıranlardan biri olduğu iddiası ciddiyet ka­zanırsa bir fatura da onun önüne konacak.

Şimdi ortada 28 Ağustos 1998 tarihli ga­zetelerde. “İma yoluyla dahi olsa benim onları (Alaattin Çakıcı ve benzerlerini) ko­ruduğumu veya yardım ettiğimi söyleyemezler” diyen, kendisinin Alaattin Ça­kıcı ile “iki sene önce” yani henüz bakan değilken konuştuğunu ileri süren, o konuş­manın da “Alaattin Çakıcı’nın tek taraf­lı olarak telefonla araması sonucu’ gerçekleştiğini söyleyen bir Eyüp Aşık var.

Bir de, Hürriyet’te yayınlanan “ses kaydı” kaseti mevcut.

Ses kaydı Eyüp Aşık’ın yukarıdaki sözle­rini çok açık bir şekilde tekzip ediyor. Çünkü konuşmalar öncelikle “Aşık’ın Çakıcı’dan değil, Çakıcı’nın Aşık’tan bilgi aldığı­nı” ve “Aşık’ın Çakıcı’yı ima yolu ne ke­lime, alenen ve resmen koruduğunu” ortaya koyuyor.

Yani Mesut Yılmaz’ın devletin orasına burasına sızdığını söylediği “çete” ilişkisi­nin, kendisinin burnu dibine kadar geldiğini açıklıyor.

Yılmaz’ın “çetelerle savaşta karşı­laştığı zorluklardan” söz ederken karşısı­na en yakınındaki bakanın adının çıkması hazin değil mi?

Şimdi sıra Eyüp Aşık’tadır. Kendisi ya kasetin ortaya koyduğu gerçeklerin bedelini ödeyerek kenara çekilecektir yahut da aksini ispat edip adını temizleyecektir.

Sözün burasında Aşık’a bir tavsiyemiz var:

Alaattin Çakıcı ile eğer ilişkisi olduysa – ki doğru görünüyor- hiç değilse gazetecilere, “Alaattin benim canım ciğerim. Tabii ki konuşurum da yemek de yerim” di­yen (bu tavrının faturasını peşinen üstlenen) eski Bakan Mehmet Ali Yılmaz kadar (27 Ağustos 1998 gazeteler) yürekli davransın.

Hiç değilse olaya, siyaseten yaptığı affe­dilmez yanlışlığı bir ölçüde telafi edecek in­sani bir boyut ekleyebilir.

Bize bir tarihte yaptığı gibi “yalan”a sı­ğınırsa yandığını bilsin.      

PERŞEMBE 24 EYLÜL 1998

 

 

Yılın gazetecisi Muammer Elveren

ÇAKICI-Aşık haberini bulup çıkaran Hürriyetin Paris temsilci­si, sevgili Muammer Elveren’dir..

Elveren de bu bantı şansa ele geçirmedi.

Çakıcı yakalandıktan sonra Nice’e karargâh kurdu. Elveren Diğer gazetecilerin heyecanı ge­çip, Nice’ten ayrılmalarından son­ra bile kenti terk etmedi.

Her gün Nice Savcılığına gitti. Her duruşmayı takip etti. Bir an boş bırakmadı. Ve sonunda bantı ele geçirdi.

Bantın ele geçirilmesi Muammer’in ısrarlı çabası dışında Hürriyet’in de uluslararası saygınlığı­nın bir işaretiydi.

Çünkü bant Muammer’e “Yalnızca Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmak” şartıyla ve­rilmişti.

Muammer Elveren bantı ele geçirir geçirmez bize haber verdi.

Haber önemliydi. Ertuğrul Özkök, Muammer’e. “Bantı kimseye verme. İlk uçağa at­la, kendin getir” dedi.

Bant Hürriyet’e gelir gelmez deşifre edildi. Ancak konu hassas­tı ve hata yapmamak gerekiyordu.

Banttaki sesin Eyüp Aşık’ın sesiyle karşılaştırılması gerekiyor­du. Bunu da uzmanlar yapabilirdi. Hürriyet bu İşlerle uğraşır, gerçek ilkeli gazetecilik gereği haberi ta­mamlamaya çalışırken, bantın deşifre metni yayınlandı.

Benim kalbimde yılın gazeteci­lik başarısı Muammer’inkidir. Gönlümün gazetecilik ödülü­nün sahibi Muammer Elveren’dir…

Kaset tertip olabilir

Başbakan Mesut Yılmaz, Alaattin Çakıcı’ya daha önce kaçması için Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın yardımcı olduğunu ortaya çıkartan ses kasetinin “tertip olabileceğini” söyledi. Yılmaz, Aşık’ın geçmişte mafya ve çeteler konusunda kendisine yardımcı olduğunu, hatta bu konuda risk de aldığını belirtti.

Başbakan Mesut Yılmaz Fransa’da ele geçirilen mafya babası Alaattin Çakıcı’ya daha önce kaçması için Devlet Bakanı Eyüp Aşık’n yardımcı olduğunu ortaya çıkartan ses kasetini “tertip olabileceğini”
söyledi. Birleşmiş Milletler Genel kurul toplantısı nedeniyle New York’da bulunan Yılmaz, bir basın
toplantısı düzenleyerek Eyüp Aşık’ın Çakıcı’nın kaçmasına yardımcı olduğuna yönelik kasetle ilgili sorulara yanıt verdi. Aşık’ın Çakıcı ile yaptığı konuşmalar hakkında geçmişte kendisini de bilgilendirdiğini belirten Yılmaz, her şeyin araştırılıp ortaya çıkacağını vurgularken Aşık’ın gereğini yerine getireceğini, dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruda bulunacağına inanıyorum ”
dedi.

Kasetteki iddiaların doğru olup olmadığı konusunda da bilgi sahibi olmadığını vurgulayan Başbakan “Sayın Aşık bu kasetin kısmen montaj olduğunu söylüyor. Çakıcı bir bant dağıtıyor ve bu bant anladığım kadarıyla belli bir konuşmayı değil, birçok konuşmayı yansıtıyor.

GERÇEĞİ YANSITMIYOR

Dolayısıyla, bir montaj bantıdır. Bu montaj sırasında kasete bazı ilaveler de yapılabilir. Veren kişi yakalandıktan sonra kasedi göndermiş. Sadece bu gelişme dahi kasetin salt gerçeği yansıtmadığının karinesidir. Ben bu konuda daha ileri bir yorum yapamam çünkü gerçeği bilemem. Diye konuştu.

Bakan Aşık’ın bu konuyla ilgili “gereğini yerine getireceğini” de söyleyen Yılmaz,

“Gereği istifa mıdır” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

“İstifa ancak bu iddiaların doğruluğunun kanıtlanması halinde olur. Hiç kimse bu iddiaların gerektiği şekilde tetkik edilip edilmeyeceğinden endişe duymasın. Sayın Aşık sanıyorum dokunulmazlığının kaldırılması dahil konunun yargı tarafından incelenmesine her şekilde yardımcı olacaktır” yanıtını verdi. Yılmaz, kişisel inancının ise Aşık hakkındaki iddiaların doğru olmadığı yönünde olduğunu söyledi. Yılmaz, Aşık’ın geçmişte mafya ve çeteler konusunda kendisine yardımcı olduğunu hatta bu konuda risk de aldığım belirtti.

Fotoaltı

Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı nedeniyle New York’ta bulunan Başbakan Mesut Yılmaz Devlet Bakanı Cavit Kavak ile bir basın toplantısı düzenleyerek Bakan Eyüp Aşık’ın Alaattin Çakıcı’nın kaçmasına yardımcı olduğuna yönelik kasetle İlgili sorulara yanıt verdi.

————————–

İşte banttaki isimler

FRANSA’da yakalanan Alaattin Çakıcı’nın şok ses bandında adı geçen Mehmet Ali Yılmaz ve Enis Sülün, daha önce de Çakıcı ile tanıştıklarını itiraf etmişlerdi. Çakıcı ’nın 1992 başlarında gözaltına alınması sırasında eski bakanlardan Ömer Barutçu ile birlikle devreye girdiği iddialarına hedef olan dönemin Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz, “Alaattin benim canım ciğerim Tabii ki konuşurum da, yemek de yerim” demişti.

ALAATTİN, CANIM CİĞERİM

Türkiye’nin en büyük müteahhitlerinden biri olduğu sırada Trabzonspor Kulübü Başkanı olarak adını duyuran Yılmaz, 1991 seçimlerinde dönemin DYP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından DYP den siyasete sokuldu. DYP-SHP hükümetlerinde spordan sorumlu devlet bakanlığı görevlerinde bulunan Yılmaz daha sonra Çiller döneminde DYP’den ayrıldı ve 1995 seçimlerinde de milletvekilliğine aday olmadı. Meclis kulislerinin keyifli simalarından biri olan Yılmaz Çakıcı için “Delikanlı çocuktur. Konuşur da, yemek de yerim Üstelik Trabzonlu olması sebebiyle benim hemşerimdir, Alaattin’le konuşma yasağı mı var?” demişti.

Yılmaz, ayrıca kabadayı Sedat Peker için de “O da bizim yeğenimiz. Onun daha genç olması sebebiyle yeğenimiz diyorum. O da Karadenizlidir, iyi çocuktur. O da zaman zaman masamızda bulunmuştur. İnsan sevdiği insanlarla oturmaz mı?” şeklinde konuşmuştu.

SÜLÜN: PEKER İYİ ÇOCUKTUR

Kasette Enis isminin geçmesi üzerine tüm gözlerin üzerine çevrildiği ANAP Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün de Sedat Peker için, “iyi çocuktur, vatansever, milliyetçi, ülkücü bir insandır” demişti.

TBMM’ye son dönemde giren Sülün, 1952 Yılında Marmara Ereğlisi’nde doğdu. Sülün, Ereğli’de bir dönem belediye başkanlığı da yaptı. Sülün‘ün adı ANAP’tan ayrılacak milletvekilleri arasında da geçti. Sülün’ün adı daha sonra Marmara Ereğlisi’nde bazı arsaların usulsüz olarak satılması olayına a karıştı. Partisinin grup toplantısında bu iddiaları yalanlayan Sülün, “Ben babadan zengin biriyim. Kimsenin altında Mercedes yokken ben 1976 yılında Mercedes’e biniyordum.

Bütün bu iddialar asılsız” demişti.

TV’Sİ KURŞUNLANMIŞTI

Alaattin Çakıcı’nın şok ses bandında adı gecen şahısların isimleri şöyle: Trabzonspor Kulübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ve ANAP Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün, eski bakanlardan Ömer Barutçu, kabadayı Sedat Peker, Flash TV’nin sahibi Ömer Göktuğ.

Kasette adı geçen bir başka isim olan Ömer Göktuğ da Bursa’nın zengin işadamlarından biri olarak tanınıyor. Flash TV’nin de sahibi olan Göktuğ’un televizyonunda Çakıcı’nın ağzından DYP Lideri Tansu Çiller’e yönelik suçlamalar yayınlanmıştı. Bu olayların ardından Flash TV’nin İstanbul’daki bürosu DYP’li olduğu iddia edilen bir grup tarafından basılmıştı. Bu olaydan sonra DYP’liler Göktuğ ile Alaattin Çakıcı arasında bir bağlantı olduğunu öne sürmüşlerdi.

Kasetle ortaya çıkan inanılmazlar

Çakıcı ile Devlet Bakanı Aşık arasındaki görüş­melerin kaydedildiği kaset inanılmaz olaylara ışık tutuyor. Kasetteki diya­loglara göre Aşık, Susurluk Skandalı’nın ardından Çakıcı’yı telefonla arayarak, ken­disinin yakalanmasına yöne­lik bir operasyon düzenlene­ceğini haber veriyor. Bunun üzerine Çakıcı’da ‘yer de­ğiştirerek’ kaçıyor. Bu du­rumda akla şu soru geliyor.

Soru: Eyüp Asık, o sırada hükümet üyesi değildi. Operasyonu Aşık’a kim ha­ber verdi?

Aşık’ın kasette operasyo­nu yürütmekle görevli kişiler ve toplanan bilgiler hakkın­da da bilgi verdiği ortaya çıktı “Amerika’ya gönderdikleri adamı biliyorsun. Bu Artvinli Baş komiser var bu­rada Selçuk şey, Selçuk de­ğil de nedir, Demiralp de ama ismini unuttum” sözle­riyle, polisin ismini verdiği de açığa çıktı.

Soru: Bu bilgiler neydi? Aşık’a bu bilgileri kim veri­yordu?

İnanılmaz olaylarla dolu kaset Aşık’ın Mesut Yıl­maz’ın televizyona çıkarak Çakıcı’nın istediği konuşma­yı yapacağı sözünü verdiği­ni de ortaya koyuyor.

Soru: Çakıcı’nın döne­min muhalefet lideri Mesul Yılmaz’dan yapmasını iste­diği konuşma neydi?

Kaset, mafyanın özelleş­tirme ihalelerini de yakın­dan izlediğini gözler önüne senli. Bir mafya babasının özelleştirme kapsamındaki bir devlet bankasına göz koyduğu ve bu bankanın kendisine verilmesi yolunda bir siyasetçiden söz aldığı da kasetteki en önemli vurgulardan biri olarak dikkat çekiyor. Kasetteki görüş­meye göre bu banka özelleştirildiği takdirde Çakıcı’ya verilecekti.

CUMA 25 EYLÜL 1998

Ne hale geldik…

Mafya Babası Çakıcı’dan temiz siyaset çağrısı

Fransa’da hapis cezasına çarptırılan Alaattin Çakıcı, avukatı aracılığıyla, temiz siyaset çağrısı yaptı. Ecevit ve Baykal’a seslenen Çakıcı “Siyasi kirliliği giderme fırsatını kaçırmayın” dedi. Çakıcı’nın

 

Avukatı Can Doğancan Hürriyet’in ele geçirdiği Türkiye’yi sarsan kasetin gerçek olduğunu söyledi.

SONUNDA temiz siyaset çağrısı yapmak mafya babası Alaattin Çakıcı’ya kaldı. Dün çıkarıldığı Nice Mahkemesi tarafından 6 ay hapisle cezalandırılan Çakıcı, avukatı Can Doğancan aracılığıyla DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a seslenip. “Siyasi kirliliği giderme fırsatını kaçırmayın” dedi Çakıcı, basına dağıtılan mesajında Türkiye’de hükümetlerin vatandaşı düşünmediğini, yandaşlarını güçlendirmek İçin devleti soyduklarını bildirdi.

ÇAKICI’NIN MESAJI

Ben canımı kurtarmak için devletini idam sehpasına çıkaran kansızlardan değilim, üzerimde yakalanan kırmızı pasaportu bana hiçbir devlet yetkilisi vermemiştir. Ben Eyüp Aşık ile yüze yakın kez telefonla görüştüm. Mesut Yılmaz ile de 10’u aşkın kez görüştüm. Ancak başbakan olduktan
sonra telefonlarıma çıkmamıştır. Ben Güney Amerika’da iken Mesut Yılmaz’ın beni öldürtmek için
yaptığı organizasyonlardan haberim olunca Eyüp Aşık’ın sesini kasete aldım Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olan CHP’ye genel başkanlık yapan Sayın Deniz Baykal ve Bülent Ecevit eşkıyanın başı olan bu hükümetin başına destek verip koalisyona devam ederse TC’de bulunan milyonlarca sosyal demokrat Mustafa Kemal, öbür dünyada yakalarına yapışır hesap sorarlar. Devletim ile hiçbir problemim yoktur. Basın ve medyada yıllardan beri benim devlet adına yurtdışı
organizasyonlarında görev aldığım iddiaları doğru değildir Devletle MİT ve Emniyet teşkilatı ile birlikte hiçbir organizasyonda ortak hareket etmedim. TC’de bu ve bundan önceki hükümetle problemim olmuştur. Türkiye’de hükümetler sokaktaki vatandaşı hiçbir zaman düşünmemişlerdir. Kendilerini güçlendirmek için devletin imkânlarını kendi yandaşlarına soydurtmuşlardır. Vatandaşın hakkını yiyen ve çalan bu hükümetleri nefretle kınıyorum.                                                                                                              ^

Saygılarımla

ALAATTİN ÇAKICI KEMALİSTMİŞ

Dünkü duruşmada savcının uyuşturucu kaçakçılarının infazına karıştığı iddialarını reddeden Çakıcı, mahkemeye “Ben Kemalist, milliyetçi, demokrat, anti şeriatçı, antikomünistim. Uyuşturucu ticaretine kesinlikle karşıyım. Uyuşturucu kaçakçılarının infazına karışmadım” dedi.

AVUKAT: KASET GERÇEK Çakıcı’nın Avukatı Can Doğancan Adalet Sarayına girmeden önce yaptığı açıklamada, Hürriyet Paris Temsilcisi Muammer Elveren’in ele geçirdiği Türkiye’yi sarsan kasetin, “gerçek” olduğunu söyledi. Doğancan duruşmayla ilgili olarak da. “Çakıcı önemli mesajlar verecek. Fransa bir hukuk devletidir. Alaattin Çakıcı’yı iade etmeyeceklerini umuyoruz” dedi.

6 ay hapis yedi…

FRANSA’da yakalandıktan 36 gün sonra dun yargıç karşısına çıkarılan Alaattin Çakıcı mahkeme tarafından Fransa’ya vizesiz alarak kaçak girmekten 6 ay hapis cezasına çarpıldı. Fransa’ya geçerli pasaport ve vizeyle giren koruması Muradi Güler de silah, mermi ve sahte pasaport hazırlamakta kullanıldığı söylenen iki adet mühür bulundurmaktan yine 6 ay hapse mahkûm edildi.

Çakıcı, Nice’te 38 gündür tutuklu olduğu için, geriye 4 ay 24 günlük cezası kalıyor. Çakıcı bu süre içinde iyi hal gösterirse, her ay için 7 gün indirimden yararlanacak. Böylece 3 ay 14 gün daha yatarak serbest kalacak. Bu süre içinde Çakıcı’nın Türkiye’ye iadesi kesinleşmezse ünlü baba salıverilecek.

Dünkü duruşma için Nice kentinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Alaattin Çakıcı basından gizlenerek Adalet Sarayı’na arka kapıdan sokuldu. Avukat Can Doğancan bir arada duruşma salonuna çağırıldı, ancak tekrar çıkarıldı. Türkiye’den gelen gazeteci ordusu ile Çakıcı’nın yakınları tarafından doldurulan Nice Adliye Sarayı’ndaki duruşmaya hakim sanıklarla, Fransız avukatlarından başka kimsenin girmesini» izin vermedi.

Çakıcı’nın Türk avukatları Can Doğancan ve Muhittin Yüzüak, erkek kardeşi Gençağa Ça­kıcı duruşma boyunca bina dışındaki Cafe’e arkadaşımız Muammer Elveren’e Çakıcı’nın temiz siyaset çağrısını ilettiler.

Fotoğraf altı

Dünkü duruşma İçin Nice kentinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Alaattin Çakıcı basından gizlenerek Adalet Sarayı’nın arka kapıdan sokuldu. Adliyedeki duruşmaya avukatlardan başka kimsenin girmesine izin verilmedi.

ÇAKICI İADE DAVASINDA TUTUKSUZ YARGILANMAK İSTİYOR

DURSUN Karataş’ın avukatları, müvekkillerinin Fransa’dan sınır dışı edilmemesi için mahkemeye Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye raporları ve daha önce Fransa’da yakalanan Dev Sol lideri Dursun Karataş’ın mahkemesiyle ilgili belgeleri sundular. Avukatlar, müvekkillerinin Türkiye iade davasından öncede Dursun Karataş’a yapıldığı gibi tutuksuz yargılanması İçin başvuruda bulunacaklar.

Çakıcı’nın Fransız avukatları Lef Forster Frederic Chambonaud ve koruma Muradi Gülerin avukatı Elise Van Den Ghiste, mahkemeden sonra Hürriyete yaptıkları açıklamada mahkemede. Çakıcı’nın siyasi kimliği olduğunu 1981-88 yılları arasında Bozkurtlar diye anılan siyasi hareketin içinde yer aldığını belirttiklerini söylediler. Avukatlar, Türkiye’de idam cezası istenecek suçlarla yargılanma ihtimaline dikkat çektiklerini belirttiler.

Dursun Karataş örneği

Avukatlar Türkiye’nin idam cezasının uygulanmama garantisi vermesine rağmen Türkiye hakkındaki Uluslararası Af Örgütü raporları göz önüne alınarak müvekkillerinin yargısız infazla karşılaşabileceğini belirttiler. Çakıcı’nın bu nedenle tehlike altında bulunduğunu ifade eden avukatlar, savcının cezasını çektikten sonra müvekkillerinin Fransa’dan sınır dışı edilmesine karşı çıktıklarını söylediler. Avukatlar örnek olması için daha önce Fransa’da tutuklanan Dev-Sol lideri Dursun Karataş’ın hakkında verilen tutuksuz yargılanma kararını ve Af Örgütü raporunu mahkemeye sunduklarım açıkladılar Bunun üzerine mahkeme kararında, savcının Çakıcı’nın Fransa’da kalma izninin kaldırılması isteği de reddedildi. Buna gerekçe olarak Alaattin Çakıcı’nın Fransa’dan sınır dışı edilmesi durumunda Schengen gereğiyle başka Avrupa ülkesine gidememesi ve Amerika’nın da kabul etmemesi gösterildi.

Avukat Forster 15 gün içerisinde Alaattin Çakıcı’nın Aix en Provence Mahkemesi’ne naklinin gerçekleşeceğini, müvekkilinin iade davasını bu hapishanede bekleyeceğini söyledi. Avukatlar. Dursun Karataş davasını örnek göstererek müvekkillerinin iade davası için tutuksuz yargılanması yönünde başvuruda bulunacaklarım söylediler.

DYP’den medyaya teşekkür

DYP,  sözlerle eleştirdiği medyaya Çakıcı olayındaki tutumu nedeniyle teşekkür etti. Çetelerle ilgili hükümetin getiremediği belgelere medyanın ulaştığını belirten DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu. Eyüp Aşık için “Tekel’den değil, çetelerle işbirliği ve koordinasyondan görevli devlet bakanı” dedi. Kozakçıoğlu bantlardan Aşık’ın Alaattin Çakıcı ile Mesut Yılmaz’ın talimatıyla konuştuğunun ortaya çıktığını belirterek hükümetin istifasını istedi.

 

****************************

**************************

İSTANBUL Üniversitesi- Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer ELVEREN, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan ELVEREN, 1974 te Haldun SİMAVİ‘nin kurduğu GÜNAYDIN Gazetesi’ne girdi. 1977 de GÜNAYDIN gazetesi BRÜKSEL Bürosunu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989 da BRÜKSEL temsilciliği yanında Mihail GORBAÇOV’un liderliğindeki Komünizm ’in merkezi kabul edilen 'Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi. ELVEREN 1991 yılında HÜRRİYET gazetesine girdikten sonra da BRÜKSEL ve MOSKOVA görevini birlikte yürüttü. Başta AZERBAYCAN olmak üzere dönemin Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri yanında BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi. ELVEREN birçok batı ülkesinde de uluslararası olayları izledi, dizi, haber ve röportajlar yaptı. Muammer ELVEREN 1991 de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak DAĞLIK KARABAĞ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla “YILIN GAZETECİSİ” seçildi ve ‘SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. Muammer ELVEREN aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’ nü de kazandı. ELVEREN 1992 yılında Fransa’ya atanarak HÜRRİYET gazetesi PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998 de Devlet Bakanı EYÜP AŞIK ’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Alaattin ÇAKICI ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” haberiyle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. ELVEREN aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi- YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’ nü aldı. Muammer ELVEREN ‘e 1999 da NOKTA dergisinin düzenlediği “DORUKTAKİLER 98″ yarışmasında da “YILIN GAZETECİSİ” Kasım 2023 te ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet ödülü’ verildi. Fransızca ve Arapça bilen ELVEREN 1977 den beri uluslararası alanda çalıştı, seri röportajlar yaptı, zirveler ve festivaller izledi. Avrupa Birliği, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve UNESCO ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD gibi Uluslararası kuruluşlarla ilgili siyasi ve ekonomik yazılar yazdı, haber ve dizi yazılar hazırladı. Uluslararası büyük aktüel olayları yerinde izleyen ELVEREN hemen hemen tüm doğu ve batı Avrupa ülkeleri, şimdi her biri birer bağımsız ülke olan ve 15 Cumhuriyetten oluşan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde çalıştı. İskandinav ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Mısır’dan Fas’a beş kuzey Afrika ülkesi ile çatışmalar döneminde SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı. 1995 te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’ de televizyon haberciliğine de başlayan ELVEREN bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. ELVEREN 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini sürdürdükten sonra Türkiye’ye döndü. HÜRRİYETgazetesinde uluslararası büyük olayları izleme görevini üstlenen ELVEREN, ARAP BAHARI olaylarının başladığı TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. MISIR’da Devlet Başkanı Hüsnü MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ, Mübarek‘in görevi bırakması, yargılanmasını yerinde izledi. Muhammed MURSİ dönemi ve ‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER‘in günlerce RABİA Meydanı ayaklanmalarını, KAHİRE’nin çeşitli bölgelerinde yaptıkları gösterileri ve ASKERİ DARBE anında meydana gelen olayları yerinde izledi. Darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah el SİSİ ’nin Cumhurbaşkanı seçildiği seçimler sırasında KAHİRE’de bulundu. ELVEREN daha sonra SİSİ döneminde tüm riskleri göze alarak MÜSLÜMAN KARDEŞLER ’den 1212 kişiye idam cezası verilen gazetecilerin sokulmadığı MİNYE kentine girip röportaj yapmayı başardı. UKRAYNA ’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM ’a geçen ELVEREN orada görev yaparken Rus ordusu KIRIM'ı işgal etmeye başladı. KIRIM ‘da tüm bölge ve yolları kontrol altına alan Rus birliklerine rağmen Başkent SİMFEROPOL (Akmescit), BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle Rus donanmasının bulunduğu ve gazetecilerin girmesi yasak SİVASTOPOL’e girmeyi başardı. Rus Ordusunun işgal ettiği bölgelerde fotoğraf çekmek yasak olduğu halde tüm tehlikeleri göze alarak 'Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde fotoğraf ve video çekme özelliği olan GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak' Rus askeri barikatlarıyla SİVASTOPOL’deki donanmasının fotoğraf ve görüntülerini çekip röportaj ve haberler hazırladı. HüRRİYET Gazetesinde uluslararası olayları izleme görevini 31 Aralık 2018 gününe kadar sürdüren Muammer ELVEREN kendi isteğiyle gazeteden ayrılarak emekli oldu. Halen "muammerelveren.com" sitesinde yazılarını derleyen ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ, Belçika Profesyonel Gazeteciler Birliği-AGJPB, Avrupa Parlamentosu Gazeteciler Birliği-AJPE, Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği-APE, Fransa Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği-APP ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC üyesidir. ELVEREN, FİJ kartı, Belçika Basın kartı, Fransa Basın kartı ve Sürekli Sarı Basın kartı taşıyor.

Yorum gönder

error: Content is protected!