YAŞAR KEMAL’E SAYGI GÜNÜ

YAŞAR KEMAL’E SAYGI GÜNÜ
Bugün Türkiye’nin efsane yazarı Yaşar Kemal’in ölüm yıldönümü.
Ülkemizin en önemli edebiyatçılarından Yaşar Kemal 28 Şubat 2015’te 92 yaşında yaşamını yitirdi. Onu Hürriyet gazetesi Paris temsilciliği yaptığım yıllarda tanıdım. Fransa’ya her gelişinde beni mutlaka arardı. Yaşar Kemal roman yazdığında çok önemli bir durum olmadığı zaman eve kapanır dışarı çıkmadığını söylerdi. Aralık 1993 te ölen yakın dostu Ressam-Çizgi ustası Abidin Dino’nun eşi Güzin Dino, onu Mayıs 2005’te Paris ‘Galerie Vielle du Temple’da düzenlediği serginin açılışını yapmak üzere davet ettiğinde de görüşmüştük. Sergide sohbet ederken bir ara koluma girdi ve ‘Biraz dışarı çıkıp hava alalım’dedi. Kapının önüne çıktığımızda ‘Abidin’i 21 yaşında tanıdım ve dostluğumuz ölümüne kadar devam etti, Güzin hanım da onun emanetidir. Ama yazarken eve kapanır pek çıkmam ama ‘Çıplak ada-Çıplak Deniz’i yazarken Güzin Hanım ‘serginin açılışı yapar mısın?’ diye arayınca hiç düşünmeden ‘evet’ diyerek yazmayı bırakıp Paris’e geldim” demişti. Yaşar Kemal o sıralarda ‘Fırat Suyu Kan Akıyor, Baksana’, ‘Karıncanın Su İçtiği’, ‘Tanyeri Horozları’ ve ‘Bir Ada Hikâyesi’ dörtlemesinin sonuncusunu yazıyordu. Bütün şanına, şöhretine rağmen çok alçak gönüllü ve dostluklarına böyle sadık bir insandı.
Onunla unutamadığım bir başka anı ise Fransa Cumhurbaşkanlarından François Mitterrand’ın 8 Ocak 1996 günü öldüğünde yaşadığımız olaydı. Paris’in ünlü Notre Dame Katedralinde düzenlenecek törene sadece özel davetli Kral, Kraliçe, Devlet ve Hükümet başkanları ile önemli şahsiyetlerin alınacağı açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Chirac’la birlikte Katedralin içine benimde aralarında olduğum Elysee Sarayına akredite 3 gazeteci, 3 Televizyon Muhabiri ve 3 Ajans fotoğrafçısı alınacak diğer bütün gazeteciler ve vatandaşlar katedralin önüne kurulacak dev ekrandan töreni izleyecekti. 11 Ocak 1996 günü düzenlenen törene saat tam 10.00 da Jacques Chirac’la birlikte Katedral’a girdik. Gazetecilere ayrılan bölüm hemen girişteydi. Aralarında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’inde olduğu 60’dan fazla Devlet ve Hükümet başkanı, Kral, Kraliçe ile beraberindeki heyetler ve Mitterand’ın dostlarıyla eski, yeni hükümet üyelerinden oluşan 1300 kişi yavaş yavaş gelmeye ve önümüzden geçmeye başladı.
Paris Başpiskoposu Jean-Marie Lustiger tarafından gerçekleştirilen dini tören adeta bir dünya liderler defilesini andırıyordu. İlk girenler arasında Filistin lideri Yaser Arafat, BM Genel Sekreteri Boutros Gali, Monaco Prensi Rainier ile Küba lideri Fidel Castro oldu. Cumhurbaşkanı Demirel yanında Nazmiye Hanım, Paris Büyükelçimiz Tanşuğ Bleda ve Abdülkadir Ateş’le geldi. ABD Başkan yardımcısı Al Gore, Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları Haydar Aliyev ile Levon Ter Petrosyan, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman ile Başbakan Şimon Peres, İspanya kralı Juan Carlos ve eşi Kraliçe Sophie ile Başbakan Felipe Gonzales onları takip etti.
Ardından sanki Krallar resmi geçidi başladı, Ürdün Kralı Hüseyin’in kardeşi Prens Hasan Bin Tallal, Hollanda Kraliçesi Beatrix, Belçika Kralı Albert ve Kraliçe Paola, Kamboçya Kralı Norodom Sihanuk ve eşi Kraliçe Monineath geçerken arkalarından Yaşar Kemal’i görünce gözlerime inanamadım. İki metre yakınımdan geçince ‘Kemal Abi görüşelim’ diye seslenince bana döndü ve ‘yerime oturayım gel konuşuruz’ deyip protokolde ikinci sıradaki yerine oturdu. Daha adlarını burada saymadığım birçok ülkenin lideri arka arkaya geldi. Kapı kapanmak üzereydi Galler Prensi Charles, İngiltere Başbakanı John Major, Rusya lideri Boris Yeltsin, Clinton’un yardımcısı Al Gore ve Almanya Şansölyesi Helmut Kohl son girenler oldu.
Davetliler yerlerini bulabilmek için ayakta beklerken aralarından sıyrılıp Yaşar Kemal’in yanına gittim. Hemen yerinden kalktı ve ‘Sendemi buradasın Mardinli’ diyerek sarıldı. Abi ‘Hem Türk resmi heyetiyle değilsin hem de protokolde en öndesin’ dediğimde o gür sesiyle ‘Ben Mitterrand’ın kurduğu ‘Evrensel Kültür Akademisi’nin 12 kurucu üyesinden biriyim. İki ay kadar önce Paris’e geldiğimde hasta olduğu halde görüşmüştüm, büyük bir dosttu ve dostlarına müthiş bağlıydı. Vefat edince törene Akademi üyesi olarak davet edildim’. Her Paris’e gelişinde görüştüğüm ve ‘Yaşar Abi’ diye hitap ettiğim Efsane yazar beni ismimle değil hep ‘Mardinli’ diye çağırırdı. Bu nedenle adı ne zaman geçse onunla ilgili birçok olay film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Onu ölümünün yıl dönümünde bu hatıralarla anmak istedim. Mekânı cennet olsun.
* * * 
* * *

 

 

* * *
Fotoğraflar: Yaşar Kemal’le Abidin Dino sergisinde ve Adana’da dünyaca ünlü sanatçılar Abidin Dino, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal’in bronz heykellerinin bulunduğu Abidin Dino Sanat Parkında.
Muammer ELVEREN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir