KAŞGARLI MAHMUT, TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE DAMGASINI VURAN ADAM
TARİHİMİZİ UNUTMAYALIM
KAŞGARLI MAHMUT, TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE DAMGASINI VURAN ADAM- Yedi yıl önce, Çinin “Özerk Bölgesi’ Uygur Türklerinin Anavatanı ‘Doğu Türkistan’daydım. Orada Başkent Urumçi, Turfan ve tarihi Kaşgar kentini ziyaret ettim. Kaşgar’a gidip, Türk tarihinin yeniden yazılmasını sağlayan Türkçe Lehçeleri içeren ‘Divan-u Lügati-t-Türk’ü yazan Kaşgarlı Mahmud Türbesini görmeden olmazdı.
Kaşgar kentine 45 kilometre kadar uzaklıktaki Türbenin girişinde Kaşgarlı Mahmud’un 4 metre yüksekliğinde bir heykeli yer alıyor. Türbeye giden yolda Kaşgarlı Mahmud’un altında istirahat ettiği binlerce yıllık dev tarihi ağacin etrafı tel örgüyle çevrilerek korumaya alınmış. Önünde bir bekçi 24 saat nöbet tutuyor. Külliye şeklindeki Türbe’de ise Müze ve mescit var. Müzenin girişinde Kaşgarlı Mahmud’un bir tablosu, birinci odada sandukası, ikinci odada Divan-u Lügati-t-Türk’ten oluşan bir sergi, üçüncü oda ise namaz odası olarak düzenlenmiş. Türbe’nin bulunduğu alanda öğrencilerinin, bazıları Kubbe gibi, bazıları topraktan çıkmış bir sandukaya benzeyen ve üzerlerine isim yazılmamış türbeleri bulunuyor.
Mahmûd bin Hüseyîn bin Muhammed el-Kâşgarî veya bilinen adıyla Kâşgarlı Mahmud (1008-1102),11. yüzyılda, Karahanlılar döneminde yetişen, soylu bir aileden gelen ve iyi bir eğitim almış, bilinen ilk Türk dil bilginlerindendir. “Kâşgarî” mahlasıyla da tanınan ünlü Türk dil bilgini, Türk yurtlarını adım adım gezerek derlediği sözcük, bilgi ve şiir örnekleriyle o dönemin Türk diline ilişkin bilgiler vermiştir. Bir dönem Bağdat’ta bulunan Kâşgarlı Mahmud, Türk kültürünün Araplara tanıtılmasında büyük rol oynamıştır. Dîvân-u Lugâti’t-Türk’ün sayfalarında Türklüğü ve Türkleri öven Kâşgarlı Mahmud Türk kelimesini “olgunluk çağı” şeklinde yorumlarken Türk adını şöyle tanımlıyor: Türk; Tanrı’nın selamı üzerine olsun, Nuh peygamberin oğlunun adıdır.
Kaşgar’da mütedeyyin Müslüman halk en çok komşu ülkelerden gelen uluslararası Cihat hareketlerine bağlı aşırı dincilerin olay çıkarmasından ve kendilerini hükümet ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya bırakmasından korkuyor. Zira Doğu Türkistan, Doğuda Moğolistan, Batıda Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’ın kontrolündeki Keşmir, Kuzeyde Rusya, Kuzey batıda Kazakistan’la komşu ve bütün bu ülkelerde aşırı dinci akımlar faaliyet gösteriyor. Uygur Restoran, Market ve diğer alışveriş yerlerinde kesinlikle alkollü içki satılmıyor. Halk bu konuda çok hassas, hatta öyle ki biri gizliden müşteriye içki verecek olursa hemen herkese duyurulur ve işyeri iflas edinceye kadar kimse o mekâna gitmez. İçki içen Uygurlarda ya evlerinde ya da Çin Restoranlarına gitmek zorunda kalıyorlar. Çinliler zaten Uygur mekânlarına pek gitmiyor çünkü hem hoş karşılanmadıkları için çekiniyorlar, hem de bir şey olmazsa bile iyi muamele görmeyeceklerini biliyorlar.
ORTA ASYADA TARİHİ DOKUSUNU KORUYAN GELENEKSEL İSLAM KENTİ KAŞGAR
Kaşgar’ın merkezinde yıkılmaya yüz tutan tarihi evlerin bulunduğu adeta yıllara meydan okuyan eski bir mahalle var. Orta Asya’da tarihi dokusunu koruyan geleneksel İslam kenti olarak tanımlanan Kaşgar’ın merkezindeki bu tarihi bölge ‘Eski Kent’ olarak anılıyor. Evler yıkılmaya yüz tuttuğu için hükümet tahliyesini istemiş ancak oturanların direnmesi üzerine yıkmaktan vazgeçmiş. Binlerce yıllık toprak zemin üzerinde çökmeye yüz tutmuş olan on binden fazla Uygur’un toz-toprak içinde yaşadığı bu bölgenin etrafı tarihi dokusuna zarar vermeden aslına sadık kalınarak güçlendirilmeye başlanmış. Uygur kültürü ve antik İslam mimarisinin mirası olan fakir insanların yaşadığı bu küçük bölgedeki yüzyıllık eski evlerin arasında tam 40 küçük Cami var. Çocuklar daracık sokaklarda yollara dökülen sulardan oluşan çamur ve toprak içinde oynuyor. Motorlu taşıtlar giremediği için burada yaşayanlar eşya ve ailelerini taşımak için arkalarına kamyonet kasaları monte edilmiş motosiklet ve Bisikletlerle dolaşabiliyor.
UYGUR TÜRKLERİNDE KAPILARININ DİLİ OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Uygur Türklerinin Anayurdu ‘Doğu Türkistan’ı Çin yönetimi ‘Sincan Özerk Bölgesi’ olarak adlandırıyor. Doğu Türkistan’ın Kaşgar kenti Orta Asya’da tarihi dokusunu koruyan geleneksel İslam kenti olarak biliniyor. Kaşgar’ın merkezindeki tarihi bölge ‘Eski Kent‘i gezerken Uygurlarda oyma motifli birbirinden güzel tarihi kapıların da bir dili olduğunu öğrendim. Kapıların dili eve gelen kişileri daha dışardayken uyarılar içeriyor. Şöyle; Bir evde kapının iki kanadı kapalıysa evdeki kadının ‘Kocam evde yok’ veya evde ‘Evde erkek yok ’demekmiş. Kapının tek kanadı açıksa ‘Kocam evde’, kapının iki kanadı açıksa ‘Evde misafir var’, Kapıdaki ‘Büyük demir halka’ çalındığında evdeki kadın kocasının veya bir erkeğin geldiğini ‘Küçük demir halka’ ile kapı çalındığında ise kapıyı bir kadının çaldığı anlaşılıyor.
MUAMMER ELVEREN-ÖZEL ARŞİV
KAŞGARLI MAHMUD TÜRKÇE HARİTA
KAŞGARLI MAHMUD UYGUR HARİTA
* * *
İlk Türk Sözlüğü Dîvânu Lugâti’t-Türk 840 yıl sonra nasıl bulundu?
Bugün tek nüshası İstanbul’daki Millet Kütüphanesinde olan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün bulunuşu, yayımlanması ve çevirisi, ilgi çekici olaylar dizisidir. Eserin bulunuşu tamamen bir rastlantı sonucudur. Kitap dostu Ali Emiri’nin bilgisi, dikkati, kitap sevgisi ve çabaları olmasaydı eser bilgisiz ellerce belki de yok edilecek, dilimizin ve kültürümüzün en büyük hazinesinden mahrum kalacaktık.
Divanı lügatit türk, Kâşgarlı Mahmud tarafından 1074 yılında yazımı tamamlanan, Türkçenin bilinen ilk sözlüğü ve dilbilgisi kitabıdır. 7500 Türkçe kelimenin arapça karşılığı verilmiştir. Türk dilini araplara öğretmek amacıyla yazılmıştır. Ayrıca Türk boyları ve coğrafyası ile, Türklerin örf ve gelenekleri üzerine önemli bilgiler de vardır içerisinde.
Kâşgarlı Mahmud’un 11. yüzyılda Balasagun’u, yani bugünkü Kırgızistan’ı merkez alarak çizdiği dünya haritası o dönem Türklerinin yaşadıkları bölgeleri ve dağılımlarını göstermesi bakımından da dikkate şayandır.
Ali Emiri Efendi, kitapçı Burhan Bey’in dükkânına uğrar. Ali Emiri Efendi yeni bir şey olup olmadığını sorunca, Burhan Bey,
–Bir kitap var ama sahibi otuz lira istiyor, diyerek olanı biteni anlatır ve sürenin ertesi gün dolacağını, yaşlı kadının kitabı almaya geleceğini söyler.
Eline aldığı kitabın adını okuduğu anda Ali Emiri Efendi, bayılacak gibi olur… Dünyada eşi benzeri olmayan, Türk dilinin en değerli eseri Dîvânu Lugâti’t-Türk’tür elindeki kitap… Otuz değil, otuz bin liraya bile değerdir bu kitaba…
Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk’e şöyle başlar:
“Esirgeyen, koruyan Allah’ın adıyla Tanrı’nın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları, Türklerin eline verildi. Türkler, Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi.
- * * *