SİYAH MÜSLÜMANLAR ÜLKESİ SENEGAL’den GELİYORUM.
Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyısındaki bu ilginç ülkesine gitti.
Karış karış gezdi. Siyah Müslümanlarla günlerce yaşadı. Onların yaşantılarını inceledi ve merakla okuyacağınız bu yazı dizisini hazırladı
İşte birkaç örnek
Senegal’de erkek geçindirebildiği kadar kadınla evlenebilir
15.5 milyonlukSenegal’de pazarlık herşey…Bu prensip kadın ticaretinde de geçerli
Senegal’ın ekonomik yükünü 35 bin balıkçı çekiyor.
Adı “Bağımsız” ama, Senegal herşeyi ile Fransa’ya bağlı herşeyinde Fransa’ nın izleri var…
Kadere boyun eğen insanların ülkesi
1960 yılında bağımsızlığını elde eden Senegalli, o tarihten bu yana ülkesine tek çivi bile çakmamış. Çoğunun
hayatlarını sürdürebilmek için yedikleri yegane besin maddesi yer fıstığı bile Fransızların kontrolünde üretiliyor.
Güneş batmak üzereydi….
Afrika’nm sık ağaçlan insana korku ve ürper¬ti veriyordu. Eşine ender rastlanan bir bitki ör¬tüsü etrafı koyu yeşil renge boyamıştı. Birden bir gürültü, sessizliği yırttı. Yüzleri boyalı sim¬siyah insanlar etrafımı sarmıştı. Garip bir lisan¬la anlaşıyorlardı. Aralarından şef olduğunu san-dığım birisi beni işaret ederek bir şeyler anlat tı. Konuşması biter bitmez birkaç kişi üzerime çullandı, ellerimi ayaklarımı kalın bir ağaca sıkı bir şekilde bağladılar. Beş altı kişi etrafımda çember şeklinde ateş yaktılar. Az önce emir ve¬ren kişi yine bir şeyler söylüyordu. Altı kişinin taşıdığı koskoca bir kazan getirdiler, içine su doldurup altına da ateş yaktıktan sonra ısıtmaya başladılar.
Evet sevgili okuyucular. Yukarıdaki pasajı okuyunca bu olay olsa olsa Afrika’da geçebilir deriz. Çünkü Afrika deyince çoğumuzun gözü- önüne sık sık ormanlar, vahşi hayvanlar, aslan¬lar, kaplanlar, zehirli yılanlar ve koyu derili in¬sanlar gelir. İ980’li yıllara gelmiş Afrika kıtası ise hiç de öyle düşünüldüğü gibi kalmamış, me¬deniyeti geriden bile olsa takip etmeye çalış¬mıştır.
1960 yılında bağımsızlığını elde eden Sene¬galli, o tarihten bu yana ülkesine tek çivi bile çakmamış, çoğunun yedikleri yegane besin mad desi “Yer fıstığı” bile Fransızların kontrolünde üretiliyor.
Zenginlik ve fakirlik iç içe
Fakat bütün bunların yanında fakirlik, aç¬lık ve sefaletin kol gezdiği yerler de oldukça ço¬ğunluktadır. Zenginlik ve fakirliğin yanyana o- lup kati bir tezat teşkil ettiği bu ülkeler Avru¬pa’dan bıkmış turistleri de kendine çekmeyi ba¬şarı ile sürdürmektedir. Sizler için hazırladığı¬mız bu röportajımızda “SENEGAL”i anlatırken buradaki “SİYAH MÜSLÜMAN”ın yaşamlarını, adetlerini, sanatlarını, din, fakirlik ve turist çeken yörelerini anlatmaya çalışacağız. SENEGAL’deki tek Hristiyan köyünde Müslümanlarla nasıl geçindiklerini, kabilelerde yaşayan yerlileri, ürettikleri, zenginlikleri, köleliğin ilk başladığı “Gore” adasını, Senegal’deki tek Türk ailesini anlatacağız.
Atlantik Okyanusu ‘na açılan en büyük liman
Belçika’nın başkenti Brüksel’den Senegal’in başkenti Dakar’a yolculuk uçakla aralıksız beş saat sürüyor. Uçaktan bakıldığında alçaktan u- çulduğu vakit yeşillikler bitip uçsuz bucaksız çöller başladı mı Kuzey Afrika’nm yakıcı sıca¬ğı kendini hissettirir. Birkaç saat hava yolculu¬ğundan sonra koyu mavi deniz kıyılan ve yem¬yeşil bitki örtüsü Güney Afrika’nm, daha doğ¬rusu insanları “SİYAH AFRlKA”nın başladı ğı anlaşılır. Senegal’in başkenti Dakar Güney Afrika’nm Atlantik Okyanusu’na açılan en bü¬yük limanıdır. Eski Batı Afrika kolonilerinin yö¬netildiği merkez olan Dakar, Senegal’in bağım¬sızlığım kazanmasından sonra da Batı Afrika’ nın en önemli limanı olma özelliğini korumuştur
Afrika’dan Atlantik kıyısındaki ülkesi Başkent Dakar,Batı Afrika’nın en önemli limanıdır.
Senegal’in kuzeyinde Moritanya, doğusunda Ma¬li .güneyinde Gine ve Gine Bissau bulunmakta-dır. Tropikal iklimin hüküm sürdüğü Senegal’de yıhn büyük bir kısmı “Kurak” geçmektedir. Senegal’de yağış az olur. Yaz aylarının yağışlı olmasına karşı kuş ayları Avrupalı turisti çeken “Sıcak hava ve güneş’’in en çok olduğu Afrika ülkelerinden biridir.
Senegal’in yüzölçümü 197 bin 161 kilometrekare, nüfusu 5 milyon 650 bin olup kilometrekare başına 28 kişi düşmektedir. Senegal “Afrika Frankı C.F.A’yı para olarak kullanıyor. {Bir Senegal Frankı Türk Lira¬sı olarak 55 kuruştur). Başkent Dakar’da 798 bin 880 kişi yaşamakta olup öteki önemli şehirlerinden Kao- lack 106 bin 900, Thies 117 bin 350 nüfusa sahiptir.
fotoaltı
Senegal halkı çok fakirdir. Buna rağmen çarşı- pazar tıklım tıklımdır. Alışverişe gelenler rengarenk giysileriyle pazara başka bir güzellik katarlar. Sebze ve meyve tezgahlarında ise alıştığımızın dışında birçok çeşit bulunur. Yukarıda Senegal’de alış veriş yapanlar görülüyorlar…
Müslümanım” deyince polis pasaportuma bile bakmadı
Pasaport polisleri yolcuların pasaportlarını uzun uzadıya tetkik ediyorlardı. Sıra bana gelince pasaportumu alan memur epeydir asık suratla işini yaptığı halde pasaportun üzerindeki Ayyıldız’ı görünce bana bakıp gülümsedi, Fransızca “Müslümansınız değil mi? diye sordu, “Elhamdülillah” karşılığını alınca oda “Elhamdülillah” diyerek pasaportu incelemeden bana uzattı.
Daha sonra anlatacağım gibi Senegal Müslüman bir Afrika ülkesiydi ve Avrupalılara ayrı muamele ederken sanki Avrupa’da ezilen Müslümanların hıncını çıkarır gibi bir halleri vardı. Bu alışverişte de kendini gösteriyordu, ancak bunu çaktırmadan yapıyorlardı.
Her tarafta yazılar Fransızcaydı. Arabaların yüzde 90’ı Fransız arabaları Renault, Pegaut ve Citroen’den oluşuyordu. Her taraf Fransız hakimiyeti kokuyordu. Oysa Senegal bağımsızdı..
Akıllı taksi şoförleri
Havaalanından Dakar’a inmek için otobüsleri seçmek en akıllıca iştir. Zira taksiciler saat açtıkları halde “Çok ben zin yaktım. Trafik yoğun olduğundan geç kalıp bir sıramı kaçırdım. Dönüşte boş döneceğim” ve bunlar gibi bir çok mazeret uydurarak saatin yazdığından fazla para almaya kalkışırlar. Ancak yine i şin içine Müslümanlık girince işler birden lehe değişiveriyor.
Seviye farkı çok
Dakar….
Zenginliğin ve fakirliğin kucaklaş¬tığı, içiçe olduğu Batı Afrika’nın en bü yük liman şehri, minare gibi uzayan yüksek binaların yanında küçük kulübe gibi evler, yüksek binalardan çıkan çok şık giyimli insanların yanında eski Se¬negal evlerinden çıkan ayaklan çıplak, üstleri yırtık pırtık insanlar, yüksek bi¬naların altlarındaki lüks restaurantlar- da binlerce Frank ödeyerekyemek yi¬yen insanların hemen dibinde kapı Önünde tahtadan bir kap içinde suya bulanmış “Yer fıstığı” ile kamım doyu r anlar..
Senegalli polis sanki ezilen Müslümanların intikamını alır gibi AvrupalIlara değişik muamele yapıyordu
Uçak iniş takımlarım açmaya başlayınca hepsi Avrupalı ve turist olan yolcular sanki inecek o- lan kendileri değilmiş gibi pencere kenarlarına doluştular. İŞİ Y AH AFRİKA’YI bir an evvel görmek ister gibi bir halleri vardı.
Dakar Havaalanı Ankara’daki Esen boğa kadar büyüklükteydi (Bina olarak) . Her tarafta bir keşmekeş vardı. Siyah, ama gerçekte kapkara denecek kadar siyahtı Senegalliler. Avrupa’da tek tük görmüştüm, ancak hepsi bir arada olunca yabancıları aralarından ayırmak oldukça kolay oluyordu.
“Elhamdülillah Müslümanım”
“Hediye” isteyen çocuklar
Adım başı dilenenler, “Cadeau… Cadeau..” diye turistlerin peşinde koşan çocuklar mutlaka bir şey koparmadan arkanızı bırakmaz. Cebinizdeki bozuk paradan bir kişiye verince sanki hepsi anlaşmalıymış gibi sırayla gelip isterler. En iyisi arkanızdan geldiği halde o “Hediye..Hediye..” diye dursun, cevap vermemek. On, onbeş metre cevap vermediniz mi peşinizi bira kırlar. Ancak bu yalnızlık yine de on metreden fazla sürmez. Bir yenisi sizi ilerde karşılar. Cevap vermemeyi kal dtğmız otelde olsun, herhangi bir yetki li olsun hepsi söyler ama madalyonun ters yüzü hiç te öyle değildir.
Duygu sömürüsü
Size yapışanın yaşı biraz büyük ise ve cevap vermezseniz hemen yapıştın verir “Tabii biz siyahız diye bizi aşağı görüyorsunuz ondan konuşmuyorsu¬nuz değil mi?…Ama unutmayın ki biz de can taşıyoruz. Biz de insanız” deyin ce suratlarına bakıp da cevap vermeye¬cek kişi biraz azdır. En azından söyledi ği sözlere “Hayır, düşündüğün gibi de ğil’ ’ demek geÖr insanın içinden…
- .Yarın: Ulusal slogan
Senegal’de tüm az gelişmiş ülkelerdeki gibi kadın her türlü ev yükünü omuzlarında taşır. Fakir bir ülke olması nedeniyle Senegalli kadın çamaşır maki naşı ne¬dir bilmez. Yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi dere,nehir ve deniz kenarlarında çamaşır yıkar. Sağ üst kö¬şede Senegalliler folklorik eşyalarla turiste hizmet ej¬derken, sol alttaki fotoğrafta ise Senegal’iri başta gd- len yiyeceği olan balık servisi yapılırken görülüyor.;.
Senegalliler dişlerini tahta çubukla temizler
Senegai’in idare şekli Cumhuriyettir. Şimdiki devlet baş¬kanı Abdou Di ouf’tur Fotoğrafta arkadaşımız Muammer El¬veren Başkent Dakar’daki Senegal devlet başkanlığı köş¬künün kapısında nöbet tutan Senegal askeriyle görülüyor…
Senegal’e girmek için Türk vatandaşına vize gerekir!
Senegal’in idare şekli ‘’Cumhuriyet’’tir. Resmi dil Fransızcadır. Bunun yanında bölgesel diller vardır Bunlardan “Ovolof”, Senegállileriñ çoğu tarafından kul lanılmaktadır. Aynca “Peuls”, “Lebus”, “Mandigues’ “Diolas”, “Bainouks” dilleri de kullanılmaktadır.
Senegale gitmek için Türk vatandaşlanmn “Vize” alma mecburiyeti vardır. Aynca Sıtma, Malarya ve öteki tropikal hastalıklara yakalanmamak ve dönüşte beraber getirmemek için aşı olma ve hergün “Kinin” haplan al ma mecburiyeti vardır. Senegal’le Türkiye arasında “İki saat” fark vardır. Türkiye’de gündüz saatl2.00. iken Senegal’de saat gündüz 10.00’dur.
Kadın Senegal’de de çilekeştir
Senegal’de tüm az gelişmiş ülkelerdeki gibi kadın her türlü ev yükünü omuzlarında taşır. Fakir bir ülke olması nedeniyle Senegalli kadın çamaşır maki naşı ne¬dir bilmez. Yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi dere, nehir ve deniz kenarlarında çamaşır yıkar. Sağ üst kö¬şede Senegalliler folklorik eşyalarla turiste hizmet ej¬derken, sol alttaki fotoğrafta ise Senegal’iri başta gd- len yiyeceği olan balık servisi yapılırken görülüyor.;.
Senegalliler dişlerini tahta çubukla temizler
Senegal’de diş macununu bilen, kullanan kişiler sayılı¬dır. Özel bir ağaçtan kesilmiş tahta çubukla diş etleri temizlenir. Ancak Senegalli beş altı saat bu çubuğu ağ zında tutar, fırsat buldukça da dişine sürter(Soida$. Aynı şeyi kadınlar da yapar. Sağdaki fotoğrafta bir Se¬negalli, turiste hediye satmağa çalışırken görülüyor
Tek Halk tek Amaç ve tek İnanç
Ticaretin büyük bölümü Lübnanlıların elinde. Bu nedenle alışveriş sırasında ülkedeki hakim dil Fransızca’dan daha çok Arapça geçerlidir
Her köşesi bir tezat teşkil eden Batı Afrika’¬nın önemli kenti Dakar’da en lüks otellerin ve evlerin yanında fakir halk semtleri ve insan¬ları garip bir “Çelişki” yaratır.
‘ ‘ Zenginlik ve fakirlik iç içe…”
Kermel ve Sandaga pazarlan, Senegal’in en ünlü alışveriş yerleridir. Pazarlardan veya ma¬ğazalardan alışveriş yaptığınızda kesinlikle
“Pazarlık” yapmada» Mr şoy alamazsinın. Çün¬kü 1000 dedikleri eşyanın fiyatı, uzun pazarlık¬tan sonra rahatça 300’e iner.
Hele, “Türk’üm, Müslümanım” dediniz mi Avrupalıya söylediklerinin yarısını söylerler. Çarşıda birinden alışveriş yaptığınız vakit ise çarşının taaa öbür ucundaki dükkanlarda sizin “Kim, nereli ve hangi dinden” olduğunuz bili¬nir. Siz pazarlık yaparken arkanızdan hiç eksil¬meyen “Yol arkadaşlarınız” dilenen çocuklar, haberi ulaştırırlar “Aman fazla istemeyin o Müs lüman’dır”.
Turistin gözü önünde imalat yapılır
Sandaga pazarmda Senegal’in meşhur el sa¬natları işlenip sergilenir. Burada çeşitli el işleri tahtadan heykeller ve maskeler, süs eşyaları, deriden yapılmış çanta ve kemer ile terlikler ser¬gilendiği gibi, imalat da turistlere gösterilerek yapılır. “Pazarlık” burada da geçerlidir.San¬daga pazarının en önemli bölümünde genç Sene¬galli kızların işlediği vev diktiği özel Senegal giysisi “Boubou”lar satılmaktadır .Simsiyah derili, birbirinden güzel genç kızlar bu özel Se¬negal giysisini teşhir ederek satış yaparlar.
Kitle turizmini seçen Afrika’nm bu Müslü¬man ülkesi her şeye rağmen bu amacında mu¬vaffak olmak için birçok şeyden feragat ediyor. Tüm otellerin büyükleri ve önemlileri Fransızlar tarafından işletilmekte. En önemli mahsulleri o- lan yer fıstığının büyük bölümünü Fransa alıp, “Lessieur” adıyla Avrupa pazarlarına sürmekte En önemli turistik tesisleri yine Fransızların iş-letmesinde. Çalışanlar Senegalli, ancak yöneti¬ciler Fransız “Bağımsız” Senegal’de…
AvrupalI turistler sürekli uyarılır
Mücevher ve altın ile gümüş gibi süs eşyası satan pazarlar çok ilginçtir. Tahtadan yapılmış yüksekliği en fazla 3 metre olan küçük baraka¬larda süs eşyaları teşhir edilir. İşin eh ilginç ya¬nı bu barakalarda ortadan itibaren taban yapılıp üzerine altın ve gümüş işleri sergilenirken dük¬kanın sahibi barakanın içinde diz çökmüş va¬ziyette oturarak satışım yapar.
Avrupalı turistler devamlı şekilde hem yet¬kililerce, hem de kaldıkları otellerde ve turist gezdiren bürolar aracılığıyla, “Kazıklanmamak’ için uyarılır. “Sakın sokaktan geçen satıcılardan altın elmas ve gümüş gibi kıymetli mallan al¬mayın. Çoğu sahtedir, sizi aldatırlar. Şikayet et¬seniz bile bulunamaz” derler.
Ticaretin büyük bölümü Lübnanlıların elinde
Senegal’de ticaretin büyük bir kısmı orada yaşayan Lübnanlıların elindedir. Senegalli kü¬çük ticaretin bir kısmıyla ilgilenir. Resmi dil Fransızcadır, ancak çarşıda, alışverişte Arapça en geçerli lisandır. Bunun nedeni de bu işi ge¬nellikle Lübnanlıların yapmalarından kaynaklan-maktadır. Senegal’in mahalli birkaç lisanı var¬dır. Bu lisanları yabancılar bilmediği için, dışa¬rıyla ilişkilerinde Fransızca konuşmak durumun da kalıyorlar. Radyo ve televizyon ile yazılı basm Fransızca, okullarda ve üniversitelerdeki öğre¬nim de Fransızcadır. Ama Senegal “Bağımsız¬dır. İdare şekili “Cumhuriyet”tir. Senegal’in ulusal sloganı ise “Tek Halk, Tek Amaç, Tek 1- nanç” olup bayrakları uzunlamasına üç banttan meydana gelmiş yeşil, altın sarısı ve kırmızı or¬tası yıldızlıdır.
YARIN:
Senegal’in zenginleri
En kazançlı iş el sanatları
Senegal’de en kazançlı iş elişi sanatlarıdır.Senegal’e gelen turistlerin çok rağbet ettikleri alışveriş merkezlerinde çalışan genç kızlar yaptıkları¬nı giyerek teşhir ederler. Fotoğraflarda Senegal!! iki genç kız görülüyor …
Şehirlerdeki halkın büyük bölümü yaşamım el işlerim satarak sürdürür Vazgeçilmez hediye “Boubou”
Sandaga pazarı Senegal*in en büyük pazarlarından biridir.Başkent Dakar’da bulunan Sandaga pazarında özel Senegal giysisi “Boubpu’ lar turistler tarafından hediye olarak alınmaktadır.Fotoğrafta, San¬daga pazarında “Boubou” satan genç bir Senegalli kız görülüyor…
El işi sus eşyalan
Genç turist kızların Senegal’de en çok ilgisini çeken şeylerin başında büyük emek ve¬rilerek yapılan el işi süs eşyaları gelmektedinFildişinden yapılmış kolye, küpe ve bile zikler en çok alıcı bulan süs eşyaları arasındadır.Yukarıdaki fotoğrafta fildişinden ya¬pılmış süs eşyalarını bir turist kıza satmaya çalışan Senegalli bir satıcı görülüyor…
Alış-veriş ihmal edilmez
Senegal,özellikle kış aylarında soğuk olan Avrupa’dan gelen turistlerle dolar taşar.Yaz ve kış daima sıcak olan bu ülkeye gelen turist tatilini ge¬çirdikten sonra alışverişi ihmal etmez.Yukarıdaki fotoğrafta,Senegalli çocuklar genç bir turiste bir şeyler satmaya çalışırken görülüyorlar …
Barakalarında çömelerek satış yapıyorlar
Yetkililer, turist gezdiren rehberler, otel görevlileri, turistleri “Kazıklan¬mamak” için uyarırlar.Özellikle altın, gümüş ve başka çeşit mücevher alacaklara bunları sokak satıcılarından almamaları tembih edilir.,Fotoğ- raftta barakasının içinde çömelerek satış yapan bir Senegalli görülüyor..
200 kişilik hava ordusu var
Oenegal’in 6 bin 550 kişilik O bir ordusu vardır. Asker¬lik süresi iki yıldır. Askerlik için başvuranlar arasında seçme ya¬pılarak alınır. 1600 kişiden olu¬şan yan askeri bir emniyet örgü¬tü olup, ordusunun 350 kişiden oluşan deniz ile, 200 kişiden olu¬şan hava birlikleri vardır.
Senegal’de halkın yüzde 76’ sı tarımla uğraşmaktadır. Üreti¬len yer fıstığı ihraç edilerek bü¬yük gelir sağlanmaktadır. Balık¬çılık ve turizm endüstrisinden elde edilen gelir de önemli mik-tarlardadır. Fosfat, demir, bakır ve altın madenleri işletilmekte ve bunların büyük kısmı ihraç edil¬mektedir.
, Senegal’de en zengin kişiler ŞEYHLER’dir
” Marabut” larn 50-60 kansı vardır
Senegal halkı çok fakirdir. Müslüman dininin hakim olduğu bu ülkede “Marabut” adı ve¬rilen Şeyhlerden herkes, devlet yetkililerinden korktuğundan fazla korkar.Bunlarla ev¬lenen kadınlar ise en şanslı kadın olarak gösteri lir. Yiyecek ve giyecek sorunu ortadan kal¬kar. 50-60 karısı olan Marabutlar eşlerine yardım yaparlar. Yukarıda iki SenegalIi kadın
En büyük Şeyh Kêbê
SenşgaJ’de “Marabut” adı verilen şeyhler ülkenin en zengi n^ Kî^terrdrr. Burriaırcian en zerıgiriT-vlan N ’Dtouga Kêbônin araba koleksiyonu Cadillac, Rois Royce, Porche, Mer-ced es, Jaguar ve Ferrari ’den oluşuyor.Fotoğrafta Senegal ’- inimti yazlı kişilerinden enbüyük şeyh olan Kebe görülüyor
Sigara ve alkol yasağı
Senegal’de bazı şehirlerde alkol ve sigara içmek “Kesinlik le’’ yasaktır. Di nin temsilcileri “Marabut” adı verilen Şeyh lerin bulunduğu “Tuba” şehrinde kim alkol veya sigara içerse sert şekilde cezalandırılır.Fotoğrafta Tuba şehrinin girişinde sigara ve alkol yasağı levhaları görülüyor…
Şeyhler kendilerine inananlardan her hac mevsiminde yaklaşık 350 milyon Türk Lirası bağış toplarlar
Q enegallinin çoğu köylüdür. Bu nedenle de fakirdir. Şehir- ^ terdeki sanatkarlar ve kıyılardaki balıkçılar ile din adam-larının elinde biraz fazla para vardır.
Din ülkede en önemli faktörlerden birini oluşturmaktadır. Çeşitli tarikatlar hükümette büyük nüfuz sahibidirler. Yani daha doğru bir tabirle “Tarikatçılık devlet içinde devlettir.” Müritler iktidara karşı değildirler, aksine iktidarın temelini oluştururlar. Senegal’de bugün 1.5 milyon Mürit vardır ve Se- negal’in nüfusunun yüzde 30’unu oluştururlar.
Bugünkü Senegal hükümetinde Müritlerin desteklediği 4 önemli bakanlık İçişleri, Milli Eğitim, Ticaret ve Enerji Ba-kanlıklarıdır. Devlet içinde devlet haline gelen Müritliği ön-lemek için bağımsızlıktan önce çok çabalar sarfedilmiş, Mürit ¬lerin şeyhi sürülmüş fakat yine de “Tarikatçılık” devam et¬miştir.
5 büyük tarikat var
Ülkede beş büyük tarikat mevcuttur. Bunların en büyükle¬ri “Müridi”, “Kadiri” ve “Ticarıi’Terdiir. Bu tarikatların ba-şındaki şeyhler o kadar zengindirler ki bazılarının ortalama 50-60 karısı vardır. Bunlar çeşitli köylerde babalarının evinde yaşarlar. Şeyh her uğrayışmda para, yiyecek ve giyecek ihti¬yaçlarım karşılar. Halk arasında bunlardan saygıyla karışık korku da mevcuttur.
İslam üniversitesi kuruluyor
“Marabut” adı verilen Müritlerin şeyhlerinin kişisel ve yer fıstığından sağlanan gelirleri ile Müritlerinin bağışlarıy¬la bir İslam Üniversitesi kurulmaktadır. 100 bin kutsal kitabı içerecek olan bir kütüphanesi, son sistem bir hastanesi; hava¬alanı, TV ve radyo istasyonu olacak olan bu üniversite “İs¬lam” dini için hizmet verecek. Yüzde 94’ü köylü ve yüzde 95’i okuma-yazma bilmeyen Senegal halkı şehirlerdeki Müritlerin dışında küçük-büyük dükkan sahipleri, devlet memurları, şo- föriordon oluşuyor, Moritlei “Sfer yü MekReryeuaeeagiclerReri “Marabut” adı verilen şeyhlerine 500 ilâ 700 milyon C.F.A. (Senegal Parası) yaklaşık 300 ile 350 milyon Türk Lirası “Ba- ğış”ta bulunurlar. Bu bağışlar, Senegal’de muhtaç halka yiye¬cek ve giyecek olarak dağıtılır, kalan kısmı ise cami ve medre¬selerin bakım ve onaranına aynhr. Senegal’deki yer fıstığı ti¬careti “Marabut’Tann elindedir ve Senegal normalde dünya yer fıstığı üretiminin dörtte üçünü üretirken ihracatının da yüzde 85’ini yer fıstığı oluşturuyor.
Görülmemiş misafirlik
Müritler arasındaki ilkeler “İş, disiplin ve düzen”dir. “Marabut’ Tann içinde en zengini olan ‘‘N’Diouga Kâbâ’’,ge¬çen yıl Senegal’deki Müritleri ve yaklaşık 800 din adamını on gün evinde misafir etmiş ve her gün bu misafirlerine “Ye¬di ton pirinç, 100 koyun, 10 dana, 400kilogrambalık, 300 ta¬vuk, 7 ton kuskus, 4 fıçı zeytinyağı ve 500 kasa alkolsüz meşru¬bat ikram ederek yaklaşık 50 milyon Türk liralık bir parayı şeyhlere halka yardım olarak dağıtmaları için vermiş.
Senegal’in milyarder “Marabut”u olan N’Diouga Kebe’ nin en büyük meraklan arasında “Cadillac, Mercedes, Porc- he, Rols Royce, Jaguar ye Ferrari ile Lamborgini’den” olu¬şan otomobillerine binip dolaşmak, Kâbâ arabalarım kendisi kullanıyor.Ancak yanında devamlı koruma muhafızları ile bir¬likte geziyor.
içeriye turist sokulmuyor
Dinin en önemli faktör olduğu Senegal’de heri yerde camiye rastlanır.En modern camilerden biri olan Dakar’daki “Büyük Cami ”nin içine kesinlikle turist sokuIçhuyor. Sadece dış avludan turistlerin fotoğraf çekmesi ne izin veriliyor…
En modern cami
Başkent Dakar’daki “Büyük Cami ” Fas Kralı İkinci Haşan’ın yaptığı mali yardımla kurulmuş.Mimari yapısı Tür¬kiye’deki lerden farklı olan bu cami Senegal’deki camilerin en modernidir
YARIN: Senegal’de evlilik anlayışı
Cebine güvenen istediği kadar kadınla evleniyor
Şoför İbrahim’in üç karısı vardı.. “Geçindirmek zor olmuyor mu?” dedim. “Bir balık alıyorum, üçe böldürüp hepsinin kapısına birer parça bırakıyorum, öbür ihtiyaçlarını aileleri karşılıyor” dedi
JB vrupa’dan akın akın turist gitmesi Senegal’de bir çok • » geleneği de beraberinde silmiş süpürmüş. Dinlerine bağlıdır Senegal halkı. Beş vakit namazım bırakmaz, işi var sa bile bırakıp namaz kılıverir olduğu yerde. Ama iş temizli ğe gelince orda iş yatıyor. Kaldığım otel Fransızların yönet¬tiği bir oteldi. İşletmeciliği şahane olan bu otelde tek eksik şey temizlikti.
Yöneticiler Fransız ama, şeflerden kapıcısına kadar tüm personel yerliydi. Genelde her yerde karşılaştığım bir durum da çalışanların durgunluğu idi. Bir meşrubat için beş defa gider gelir ancak istediğimiz şey gelirdi. Su ve meşrubat Senegal’de en pahalı tüketim maddeleri arasında Aile boyu bir kokakola 200 lira, şişe suyu 150 liraydı. Avru pa ülkelerinde 300-350 liraya satılan normal şaraplar Sene- gal ’de çarşıda 1500 lokantalarda 3 bin liraya satılıyor.
Din dedik, İslamlık dedik..
Acaba layıkıyle uygulanıyor mu bu Batı Afrika ülkesin¬de? Halkının yüzde 95’i cahil olan bu ülkede tarikatları yo-, neten şeyhler İslam dinini olduğu gibi halka aşılıyor mu?..
Evlilikler nasıl yürüyor?
Senegal’de erkekler eğer geçimini temin edebilecekse beş kadınla bile evlenebilir .Beni gezdiren şoföre sordum “Bende üç kadınla evliyim’I dedi. Peki kazancın üçünü ge¬çindirmeye yeterli mi?…
“Ne olacak, büyük bir balık alıyorum, balıkçıda üçe böl dürüyorum, akşam iş dönüşü sırayla her kadına bir parçası m bırakıyorum, Öteki ihtiyaçlarına da aileleri yardım ediyor Düşündüğünüz gibi zor değil… ”
Hepsini aynı şekilde nasıl sevebilirsin, aynı sevgiyi üçüne birden veremiyeceğine göre mutlaka birisinin öteki¬ni kıskanması söz konusu olacak bu konuda ne düşünüyor¬sun?..
i ‘Aslında haklısınız üçünden ilkini en çok seviyorum ve zaten devamlı onda kalıyorum, ötekilerine de birer hafta arayla gidiyorum. Doğrusu birinci karımı ötekiler kıskanı¬yor ama geçimlerini de temin ettiğim için fazla bir şey söy leyemiyorlar.
“Bir tür dayanışma”
Peki bu sence Müslümanlığa aykırı değil mi, yani üçü¬ne aym sevgiyiveremediğine görebirinin kalbini kırıyorsun ve birbirlerini kıskanıyorlar değil mi?…
“Bunu ben yalnız yapmıyorum İd.,Dinin temsilcileri olan “MarabutTann her köyde birer kansı vardır. Demek günah değildir. Zaten halk fakir. Ben yapmazsam öteki ya¬pacak. Aslında bu bir türlü dayanışmadır. Bize göre, iş yok ki. Çoğunluk köylü. Yetiştirdiklerini ancak kendilerine ayı-rabiliyorlar.
Hırsızlık çok ender görülüyor
Bu kadar fakir olan bir ülkede ne biçim hırsızlık olu-yordur diye düşünebilirsiniz.. Senegal’de çok ender gö¬rülen olaylardan biridir hırsızlık..Bir yerde bir şey dü¬şürdünüz mü, arkanızdan koşar getirirler ellemeden.. Dugürdüğünilz parayaahile dokunmadan getirir ama o yi¬ne “Hediye” sinden vazgeçmez.
Çeşme suyu kullanılmıyor
Çeşme suyu özellikle bulaşıçı hastalıklar nedeniyle ya-bancılar tarafından kullanılamaz. Zaten Senegal’e gidildi¬ğinde mutlaka San Humma ve Malarya hastalığına karşı aşı olmak mecburiyeti vardı. Olmadınız mı ne bulundu¬ğunuz ülkeden çıkış, ne de Senegal’e giriş vermezler. Bunun yanında her gün aralıksız “Kinin” hapları almak mecburiyeti vardır. Bu önlemlerde orda yenilecek bir ye¬mekten, yeşillikten veya sudan hastalık mikrobu kapılırsa karşı koymak gerekçesiyledir
Senegal’de en pahalı şey su ve meşrubat
Bir şişe su içmek için tam 150 Türk lirası ödemeniz gerekiyor
j Rakamlarla Senegal”!
J • Nüfusu«5milyon650bin. ı • Yüzölçümü: 197bin 161 kilometrekare ı • Gayri safimilli gelir: 1 milyar 974 milyon lira, i • Çocuklarda öliim oranı: Binde 92. j • ihracat: 320 mi İyon dolar.
S# İthalat 950 milyon dolar.
f*;# Halkın elindeki televizyon sayısı: Binde 4.
ı • Halkın elindeki radyo sayısı: Binde 56.
ı • Şenegal’in mal sattığı ülkeler: Yüzde 54 Fransa •
ı Yüzde 7,4 İngiltere, Yüzde 4,7 İtalya.
j • Senegal’e en çok mal satan ülkeler: Yüzde 40 j
[ Fransa, Yüzde 8,4 Amerika, Yüzde 5,6 Almanya.
Çocuklar sizi yalnız bırakmaz
Senegal’in neresinde olursanız olun, çocuklar sizi yalnız bırakmaz. Peşinizden koşuşturup dururlar. Tek istekleri “Hediye” adını verdikleri paradır. Fotoğrafta turist¬lerden hediye bekleyen Senegalli çocuklardan ikisi.
Turist onların her şeyidir
Senegalliler ülkelerine gelen turistlere çok önem verir¬ler. Onları eğlendirmek için ellerinden geleni yaparlar. Tam-tam eşliğinde göğüsleri açık otel ve gazinolarda gösteriler düzenleyen Senegalli ler bir gösteri sırasında.
YARIN:—
Köleliğin başladığı ada: “GORE
Gore Adasındaki “Köle Müzesi” nin sorumlusu turistlere şöyle haykırıyordu: “Bunlar atalarınızın eseridir”
Köle ticareti Amerika’nın 1492’de keşfinden sonra yayılmaya baş ladı. Uygarlıkta geri kalmış olan Afrika’ya giren esir tüccarları, silah ve şiddet kullanarak, Afrika’nın çeşitli bölgelerinden top¬ladıkları köleleri, Senegal’deki “Gore adası”na getirdiler.Bura¬dan Amerika ve Avrupa ülkelerine satılan kölelerden Fransız, Portekiz, Hollanda ve İngiliz asıllı korsanlar büyük paralar sağlıyorlardı. Köleliğin yasaklanması için mücadele ise İngilte¬re’de 15’inci yüzyılın sonlarında başlatıldı. Soldaki fotoğrafta
Senegal’in Gore Adası’nda kölelerin hapsedildiği yerden bir görünüş, sağdaki fotoğrafta ise Gore adasındaki “Kölelik Müze¬si ”nin bekçisi AvrupalIlara “Bu insanlık dışı ticareti atalarınız başlattî.Bu onların eseridir.?’rdiye haykırırken görülüyor…
Senegal de insanlığın yüzkarası bir ada var
Yüzyıllar önce, siyah Afrika’dan Amerika’ya yapılan köle ticareti Senegal’in Gore Adasında başlamış Senegalliler şimdi bu adayı bir utanç tablosu olarak gösteriyor
I® Ik “Köle” ticaretinin başladığı ada. Senegal’in başkenti Dakar’dan gemiyle yarım saatlik mesafede olan bu ada, yüzyıllardır büyük bir titizlikle muhafaza ediliyor. Atlantik Ok yanusu’na açılan Gore Adası’ndan bütün dünyaya köle taşın¬mıştır. Fransızlar, Portekizliler, HollandalIlar ve bıgilizlerin Orta Çağ’da en büyük gelir kaynağı bu adadan yaptıkları “Kö¬le” ticaretiydi. Gore adasma Senegalliler şimdiye kadar hiç¬bir ilave yapmadılar. Ada eski özelliğini olduğu gibi koruyor. Öyle ki bu adaya adım atan herkes “Köle” ticaretinin kasvetli havasmı mutlaka hissediyor.
insanlık dışı ticaret
Kölelerin toplanıp hapsedildiği odalar ve işkencelerde kul-‘ tamlan aletler ile bağlandıkları zincirler, adanın sorumlusu ta¬rafından turistlere gösterilir. Eni ve yükseldiği bir metre olan ufacık hücrelere ^ise köle tüccarları topladıkları 10-14 yaşlan arasındaki kızlan1 dolduruyorlar. Bunlar teslim olmamak için direnenler için hazırlanmış kasvetli ve rutubetli odalardı.
“İnsanlık dışı ve insanlığın yüz karası” olarak nitelenen “Köle ticareti”yle savaş 15’inci yüzyılın ortalarından sonra başladı. Gore adasının bekçisi ve bakıcısı turistlere yüzyılların verdiği kinle bağırarak şöyle diyordu.
“Atalarınız bu insanlık dı şı ticareti yaptığında kızları¬mızı küçük büyük demeden köylerden kaçınp ırzlarına ge çiyordu. Direnenleri aç susuz bırakıp bir metrelik odalarda hapsediyor,ölülerini kıllan kı¬pırdamadan denize atıyorlar¬dı. Erkekleri ise gemilerin alt bodrumlarında eüeri ve ayak¬lan bağh aylarca denizlerde satmak için dolaştırır, açlık susuzluk ve güneş çarpmasın dan öleceklerini düşünmeden çahştınyorlardı. Atalarınız ölülerimize bile işkence et¬mekten zevk duyuyorlardı.On lan topluca filikalara doldu¬rup denize döküyorlardı.”
Herkes hissettiğini yazsın
Bu tüyler ürpertici açıkla¬madan sonra turistler kendile ri için açılmış özel deftere “Köle ticareti” ile ilgili duy- ğu ve dileklerini yazıyorlardı. Gore adası halkının kendine özgü bir yaşantısı var. Çöğün lukla turistik eşya satıcılığı ile geçinirler, satıcılar Dakar’ dan gelen vapurlara binerek satış yaparlar,!
Senegal vizesi ile ilgili açıklama
Okuyucularımızdan gelen çok sayıda telefonda Senegal için Türklere vize olup olma¬dığı sorulmaktadır. Türk va¬tandaşlarına Senegal çok es¬kiden beri “Vize” uygula¬maktadır. Ancak Türkiye’de ne büyükelçiliği ne de baş-konsolosluğu olmayan Sene¬gal için vize, Paris, veya Brüksel’deki Senegal Büyük-elçiliklerinden sağlanabil¬mektedir.
1982’de 350 bin turist
Senegal 1975 resmi rakamlarına göre 128.6p0 turist ül¬keye gelmişken, bu rakamın 1982’de 350 bine ulaştığı belirtiliyor. Halkın elinde hemen hemen hiç telefon yok. Sadece otel, yabancı şirket ve devlet daireleri ile birkaç zenginin telefonu var. 8 Güney Batı Afrika ülke¬sinin telefonları çok ince bir rehberde toplanmış….
Muhabirimiz Köle Adası’nda
Senegalliler Gore adasının temizliği için büyük özen gösteriyor. Girişteki levhada adada yapılması yasak şeyler belirtilmiş… Fotoğrafta Gore Adası girişinde arkadaşımız Muammer Elveren görülmektedir…
Turistleri ürperten odalar
Gore adası’nda kölelerin hapsedildiği bölümü yüzbinlerce turist ziyaret ediyorTuristle- rin en etkilendiği bölüm ise, duvarlarında “Suçsuz çocuklar’’ yazılı odalar oluyor. Köle tüccarları bu odalarda çocukları hapsedip gemilerle Amerika’ya götürüyorlardı…
YARIN: Senegal’de tek Türk ailesi
Arıbal ailesi 45 yıldır Senegal’de yaşıyor
Tek Tiirk ailesi Arıbal’lar çocuklarını askerlik için Türkiye’ye gönderiyor
Senegal’de yaşayan tek Türk ailesi olan Arıbal’lar 1938 yılından beri Senegal’in başkenti Dakar’da ikamet e- diyor. Bu aile Türklüklerinden bir zerre bile kaybetme¬miş. Bilakis vatan sevgileri daha da artmış. Baba Vehbi A- rıbal çocuklarını orada yetiştirmiş. Anneleri Latife Hanım da çocuklarına Türk gelenek ve göreneklerini unutturma- mayı başarmış.
Dakar’da küçük bir tekstil mağazası olan Anbal ailesi¬nin iki çocuğu da doktor..Birisi Jinekolog (Kadın hastalık¬ları uzmanı) öteki diş doktoru, Baba Vehbi Anbal’a mağaza da büyük çocukları Kemal yardımcı oluyor.
Kiiçük oğlu Mersin’de
Çocukların hepsi o kadar zamandır Senegal’de büyüdük¬leri halde Türk nüfus cüzdanı taşıyorlar, hatta Kemal, taa Senegal’den Türkiye’ye askerlik yapmaya geldiğinde tek sayfa olan yeni nüfus kağıtlarından almış.En küçük çocuk-ları Şadi. ise,MoîŞİn’d© ticaret yapıyor.
Kemal hâlâ askerlik hatıralarıyla yaşıyor ve Komu-tanlarının iyiliklerini bir türlü unutamadığını belirterek ‘ ‘Askere gittiğim vakit iyi Türkçe bilmiyordum. Burada bü-yüdüğüm için iyice öğrenememiştim. Askerde “Ali” oku¬luna gittim. Komutanlar bana çok iyi davrandılar. Bazı erler benim Afrika’dan Türkiye’ye gelişime akıl erdiremiyor- lardı. Askerlik için taa Afrika’dan gelinir mi diyorlardı, a- ma bizler hep vatani görevimizi yapmak için yaşımızın gelmesini iple çekiyorduk” diyerek Türklüklerinden hiç bir şey kaybetmediklerini bir kez daha kanıtlıyordu.
Senegal’in başkenti Dakar’ın yan mahallelerinden biri-ne gittik. Anbal ailesinin jinekolog olan oğullan Celal beni otelden aldı.Oturduklan ev eski evlerdendi. Girdik her ta¬raf tertemiz yıkanmış etraf pırıl pınldı.
Sofraları Türk usulü
Senegal’de yerleşmiş tek Türk ailesi olan Arıbal’lann sofrası tam Türk usulü donatılmıştı. Nefis düğün çorbası, içli köfteler, kızartmasından zeytinyağlısı ve salatasına ka-dar her şey vardı sofrada.. Sofrada resim çekmek istedim. Utandılar..“Fazla bir şey yapamadım. Celal bana öğleden sonra haber verdi başka bir ğün daha güzel bir sofra hazır-larım” dedi Latife Anf»“£«4” ^dim«halde yemekten sonra çenenin, remen, sohbet faslı derken gecenin nasıl
geçtiğini farketmedik. Saat ikiye geliyordu. izin istedim kadm doktoru Celal ve diş doktoru olan oğulları Cemal illa seni otele bırakacağız diye tutturdular. Kıramadım ve tam 25 kilometre uzakta olan otele geri götürdüler
Senegal’deki Arıbal ailesi muhabirimizle
Yıllar önceSenegal’e yerleşen Arıbal ailesi evlerinde arkadaşımız Muammer Elveren’le. Fotoğrafta {Soldan sağa) Baba Vehbi Arıbal, Jinekolog oğlu Celal, Diş doktoru oğlu Ce¬mal, anne Latife Hanım ve (Ayakta solda) büyük oğulları tüccar Kemal Arıbal görülüyorlar
Nüfus cüzdanını yeniledi
Arıbal ailesinin büyük oğlu Kemal Afrika’dan Tür-kiye’ye vatan hizmeti için gelmiş, askerlik bittikten sonra yeni nüfus cüzdanını almayı unutmamış
Dualar Tam Tam ritmiyle öğretiliyor
Ormanda Kabile halinde yaşayan Senegalli yerlilerin kaldıktan yere de gittim. Beni gezdiren şoförüm İbrahim’le birlikte kulübelerin arasında oturanlarla görüştük. Onlara fotoğraf çekmek istediğimi söyledim. “Türk ve Müslüman” olduğum için istediğimi kabul ettiler. Birkaç aile kulübelerin arasında o- turmuş “Nane çayı” kaynatıyorlar .Takas usulü mal alıp veriyorlardı. İçlerinden: biri şoföre dönerek “Madem ki Müslüman herhalde Arapça biliyordur” diye sorunca ben “Evet biliyorum” dedim. Sohbete başladık. Bana “Üç dört aile bir kulübede yaşıyoruz. Burada kimse okuma yazma bilmiyor, ancak çoğu “Kur’an”dan birçok ayeti biliyor. Şeyjler bu ayetleri Tam-Tam ritmiyle öğretiyorlar ”dedi
Senegal’de balta girmemiş ormanlar arasında yaşayan kabileler var. Bu kabilelerde para geçmiyor, Kendi aralarında “Takas” usulü mal alıp veriyorlar. Giyim sorunlarını da aynı şekilde halleden bu aileler, ağaçlardan kendi yaptıkları üstü kuru otlarla kapatılmış kulübelerde yaşıyorlar. Başkent Dakar’dan yaklaşık üç yüz kilometre u zakta olan bu kabileler besledikleri hayvanlar ve ektikleri ekinlerle geçi-niyorlar. Burada yaşayanların bü¬yük kısmı şehire dahi inmemiş. Ka¬bile halkı keçi, koyun, sığır ve dana besliyor. Domuz kesinlikle yenmiyor.
YARIN: Senegal’de tek Hıristiyan köyü
5,5 milyon nüfuslu Senegal’de toplam okuma yazma ovanı yüzde 10’u geçmezken…
Senegal’in tek Hıristiyan köyünde herkes okumayı yazmayı biliyor
Senegal nüfusunun yüzde 5’ini oluşturan Hıristiyan halk Müslümanlarla çok iyi geçiniyor ve aralarında hiçbir sorun çıkmıyor.
Senegal’de Joal Fadiuth köyü hariç her yer Müslüman.Or- taçağ’da Portekizlerin elinde bu-lundurduğu biı köy ülkedeki tek Hıristiyan köyü. Portekizliler için zamanın en büyük ticaret li¬manı olan bu köyde her şey eski özelliğini koruyor. Senegal i- çin önemli balıkçılık merkezlerin¬den biri olan Joal Fadiuth halkı Müslümanlarla çok iyi geçindikle¬rini ifade ediyorlar.Bu köyde ya¬şayan halk ise turistlerle olan iliş-kilerinde daha bilgili görünüyor¬lar. Köy çocuklarının çoğu ise okuma yazma biliyor.
Deniz mahsullerinden meydana gelen köy
Joal Fadiuth kentinde özellik¬le kabuklu deniz mahsulleri ve is¬tiridyelerin kabuklarının birik¬mesinden hakiki adalar meydana gelmiştir, özel bitki örtüsü olan “Baobab” afracmın kök salması neticesinde istiridye ve öteki ka¬buklu hayvanların kuruması ve bu köklere yapışması sonucunda mey dana gelen küçük köy “Fadiuth” bir köprü ile “Joal”a bağlanmıştır
Her tarafı su olan bu bölgede bir de Hıristiyan Mezarlığı var¬dır ve bu Senegal’deki tek Hıris¬tiyan mezarlığıdır. Fadiuth’da eski ağaçların kökleri üzerinde ya-pılmış “Dan” depolan istiridye ve deniz mahsullerinin kabukla¬rından meydana gelen küçük ada¬cıkta su üzerinde duruyor.
Senegal nüfusunun yüzde 5’ ini teşkil eden Hıristiyan halk Müslümanlarla çok iyi geçiniyor ve aralarında hiç bir sorun çıkmı¬yor.
Sandallarla turist taşıyorlar
Joal halkı ağaçlardan oyma “Pirogues’e dört kişi binebiliyor.
Joal halkı ağaçlardan oyma “Pirogues” adı verilen sandallar¬la “Fadiuth”a turist taşırlar. Her Pirogues’e dört kişi binebiliyor. Bunların yanında bir rehber, bir
dfi-Sand^lçı varHır TîohKorlor .arla
hakkında gerekli bilgileri verdik¬ten sonra hem kendileri için hem de sandalcı için para alırlar.
Senegal’de eğitim zorunludur
O enegal’de seçim- 1er beş yılda bir yapılmaktadır. 100 üyeli bir Meclisi var-dır. Devlet Başkam, Başbakan ile Bakan-lar Kurulu üyelerini atama yetkisine sa-hiptir.
Senegal’de çalı-şanlar için sağlık, aile ve doğum yardımları devlet tarafından kar şılanmaktadır. An¬cak şehir ve kasaba¬larda hastaneler ve doğumevleri yetersiz sayıdadır. Bütün bunlara rağmen sayı-lan az olan dispanser-lerin yardımıyla hal¬ka hizmet götürül¬meye çalışılmaktadır.
Eğitim 6 ile 14 yaş arasında tüm çocuk¬lar için zorunludur. Ancak bu yaş grupla- nndaki çocukların yüzde 40’ı okula gide-bilmektedir.
Senegal’de bir üni-versite vardır.
Kadınlar darı dövüyor
Senegal’deki tek Hıristiyan köyü “Joal Fadiuth” ülkenin en eski limanların¬dan biridir. 15’inci yüzyılın ortalarında Portekizlilerin elinde bulunan bu köy¬de erkekler balıkçılık yapar, kadınlar da ev işleri yanında darı toplayıp temizler
Dev Haç
Senegal’deki Hıristiyan kö¬yünde bir de Hıristiyan me¬zarlığı var. Köyün tepesin¬de kurulmuş olan mezarlığa dev bir haç dikilmiş…
Meryem Ana
Ülkenin tekHiristiyanköyün de halk Müslümanlarla çok iyi geçindiklerini belirtiyor. Köyün ortasında bi rde Meryem Ana heykeli var..
Geçim balıkçılıktan temin ediliyor
Joal Fadiuth köyünde kadını erkeği balık almak için akşam üzerleri sahile buluşular. Köyün en önemli geçim kaynağı olan balıkçılıktan ve rehberlikten gelirlerini sağlayan halk, burada kendi kendine yetmeye çalışıyor. Gelen turistlere deniz mahsûllerinden satılıyor. Yukarıdaki fotoğrafta rehber Joal Fadiuthlu Ma- oune, arkadaşımız Muammer Elveren ile birlikte bir gezi sırasında görülüyor..
Deniz mahsulleri kabuklarından oluşan ada
Senegal’de Joal Fadiuth’a asma tahta bir köprü ile bağlanan bir ada var. Adaya ağaç¬tan oyma “Pirogues” adı verilen özel kayıklarla da gidiliyor. Bu ada Senegal’de gövde¬si çok geniş olan “Baobab” ağaçlarının köklerine kabuklu deniz mahsûlleri ve istirid¬yelerin yapışmasından oluşmuş. Adalılar burayı darı ambarı olarak kullanıyor…
YARIN: Siyah kadın ticareti
Ekonomik zorluklar yüzünden Senegal’de vücudunu satan kadınlar çoğunlukta
– Beyazlar değişiklik olsun diye siyah kadın tercih ediyor
En büyük korku
Senegalli Zahde “En büyük korkumuz siyah kadın tüccarlarının eline düşmektir. İşte bu yüzden Senegal’de her yerde hayat kadını var” diyor.
“Beyazlar rahatsız ediyor”
Dakar’da el işi eşya satıcılığı yaparak hayatını kazanan Mira, “Beyaz turistler çeşitli tekliflerde bulunuyorlar. Allah nasip etmesin” diyor .
“Fakirlik bu yola itiyor”
Sandaga pazarında çalışan Sıyda, fakirliğin kızları kötü yollara düşürdüğünü söylüyor ve “Hayat kadınlığı burada aldı başını yürüdü” diyor..
Senegalli N’Daga “Parayı verdikten sonra kendini satmayacak kadının ben alnını karışlarım” dedi
Senegal’de akşamüzeri oldu mu Dakar’da sahil yolunda adım başı “Hayat kadını”na rastlanır. Otellerde akşam lobiler 16-25 yaşlan arasındaki “Hayat kadınları” ile dolar. Yolda yürürken biri yaklaşır ve sizinle kalmak istediğini söyler.
Geçimlerini temin etmek için birçok siyah kadın vücudunu hiç düşünmeden satabilmektedir. Kaldığım otelde yaşadığım bir olayı sizlere bu konuda bir fikir vermesi açısından nakletmeyi uygun buldum.
Senegal’de bir gece
Gece on bir civarıydı. Oteldeki odada canım sıkıldığı için deniz kenarında olan otelin kafeteryasında serinlemek için bir şey içmeye çıktım. Otelin lobisinden geçerken orada oturan 8-10 kızdan bir iki tanesi hafif yollu işaretle bana seslendi. Duymamış gibi yoluma devam ettim. Otelin dışına sahile doğru çıkınca arkamdan bir ses duydum. Geri dönüp baktığımda gecenin loşluğunda siyah olduğu için zor seçilebilen bir genç kadın durmamı işaret ediyordu. Yaklaştı ve sordu:
“Nereye gidiyorsunuz?”
‘ ‘Niçin sordunuz? ’ ’
Yalnızsınız da ondan. Bütün gece sizinle 15 bin Frank’a kalabilirim. (Yaklaşık 7 bin 500 Türk Lirası)
Bu işi neden yaptıklarım bir ülkede neden bu kadar “Hayat kadını” olduğunu öğrenmek için, sordum.
‘ ‘Bu işi fakirlikten mi yapıyorsunuz?’’
Genç kadın susmayı tercih etti… Ben yine devam ettim. “Gençsiniz. Başka bir iş yapabilirsiniz mutlaka. Her ülkede bu işi yapan kadınlar vardır. Ancak gözlediğim kadarıyla burada bu iş almış yürümüş.”
“Karşı koyan olmuyor”
“Evet… Bu bizim suçumuz değil. Benim para getirmemi bekleyen 9 kişi var ailemde. 21 yaşındayım. Ben de ötekiler de bu işi yaparken karşı koyan olmuyor. Aslında ha bu işi bizim gibi para isteyerek yapmışsın ha birisi gelip ailemize toplu para verip o adamla gitmişsin. Bence pek farklı şeyler değil. Bana Senegal’de en güzel kızı göster, en temiz aile kızı olsun, sana fiyatını söyleyeyim. Parayı bastın mı kızını vermeyen aileyi göremiyorum. Babam da annem de kardeşlerim de, hepsi benim bu yoldan para kazandığımı biliyorlar. Doğrusu bizden evvel bu işi yapanlardan duyduğumuza göre buraya gelen (Beyazlar) değişiklik olsun diye hep “Siyah kadın” ararlarmış. ”
Beyaz kadınların tercihi
Peki neden bana soruyorsunuz da buraya gelen Beyaz kadınların isteyerek parasız (Siyah erkek) aradıkları dikkatinizi çekmiyor. Fransızlar ve öteki Avrupalı turistlerin çoğu buraya geldiklerinde bizim erkeklerle tatillerini geçirmeyi tercih ediyorlar. Bunların çoğu da evlidir ve paraya ihtiyaç yoktur. Yani bu işi parasız yapıyorlar. Biz ise fakirlikten bu yolu seçiyoruz’ ’ dedi.
“Peki yollarda, otel lobilerinde bu mesleği yapan kadınlar, sizler yani temizliğinize dikkat edip doktor kontrolünden geçiyor musunuz?”
“Ne doktoru? Dalga mı geçiyorsunuz benimle? Burada insanlar hastalıktan ölürken doktor bulamıyorlar da biz doktora gidecekmişiz.. İçmeye su bulamazken her gün yıkanacakmışız. Haftada bir o da kaldığımız kişilerin isteği üzerine kendi odalarında banyo yapıyoruz..’’ deyince ben “Peki… Hastalık taşırsanız ne oluyor?” dedim.
“Çok umurumdaydı. Kaldığım kişiyi bir defa görüyorum. Ayrıca hastalıklı da değilim” dedi.
Hayat kadını “Siz galiba yalnızca bilgi istiyorsunuz” diyerek kızarak geri döndü.
Sahil bayram yerine döner
Senegal’in “Cayar” sahilinde sabah çok erkenden balığa çıkan balıkçıların aileleri akşam dönüşünde sahile inerler. Rengarenk giysileriyle dönüşü bekleyen ailelerin yanında balık almaya gelen halk ve balıkçıların dönüşünü fotoğraflamak isteyen turistler sahili adeta bir bayram yerine çevirirler. Yukarıda böyle bir balıkçı kayığı görülüyor ..
Balıkçılık…
Senegal‘in bel bağladığı önemli ihracat kaynağı.
Senegal’de balıkçılık en önemli iş dallarından biri olduğu gibi önemli ihracat kaynaklarından birini teşkil etmektedir, “tikel” balıkçılığın yaygın olduğu Senegal’de ‘ ‘Endüstriyel’’ balıkçılık da yapılmaktadır. “Cayar” kenti halkı tama- uğraşmakta, eski usullerle ağaçtan oyma “Pirogues” dedikleri uzun kayıklarda balık avı yapmaktadırlar.
Cayar kentinde akşam saat dört ile beş arası balıkçıların dönüş saati bir bayram havasım andırır.Ko yu kırmızı, mavi, yeşil, san ve öteki renklere boyanan * ‘Pirogues ’ ‘lardan balıkçı-lar sepetlere balıkları dol-durup kafalan üzerinde ko-şarak taşımalan seyredilme si gereken bir manzaradır.
“Câyar” kentinin sahi-linde kadınlar ve erkekler doluşarak balıkçıların geli-şini seyrederler. Burada ba-lık satışlan çok ucuza yapıl-dığı gibi çeşitli balıkların işlemesi de yapılmaktadır. Yaşlı, genç, çocuk, kız, herkes bu işle meşguldür, özel yapılmış kulübelerde balıkların kurutulması “gö-rülecek manzaralardandır.
İki büyük balık fabrikası var
Senegal’de balıkçılık¬tan hayatmı kazanan 35 bin civarında balıkçı vardır. Balık neslini korumak için Okyanus’ta bilimsel balık-çılık araştırmaları yapılmak¬tadır. Senegal’de iki büyük fabrika köpek balığı deri¬lerini işleyerek ciğerlerin¬den de yağ imalatı yapmak- tadır.Bunların yanında ba¬lık unu yapan fabrikalar mevcuttur. Ülkedeki tek
Hıristiyan koyu olan “Joal Fadiouth” ta da balıkçılık yapılmaktadır. 15 ’inci yüz-yıldan kalma eski bir Portekiz limanı olan bu kent Çok ilginçtir.
Kadınlar da yardımcı olur
“Cayar” sahilinde balıkçılar döndüğü vakit sandallardaki balıkları boşaltmak için kadın erkek beraber çalışır. Balıkçıların sahilde bekleyen yakınları balıkları teslim alır almaz hemen kum üzerine boşaltarak satış yaparlar. Yukarıdaki fotoğrafta, taze balıkları kum üzerinde satan satıcılarla, sahili dolduran alıcı ve meraklılar görülüyor .,.
Balık her şeydir
Senegal’i.n balıkçılık merkezi sayılan “Cayar”da balık köylünün hemen he-men her şeyidir. Fotoğrafta sahilde balık satışı yapan bir Senegalli kadın
Çirozlar sahilde kurutuluyor
Senegal’in balıkçılık merkezi sayılan “Cayar”daçok lezzetli çiroz yapılır. Hemen deniz sahilinde tuzlanarak kurutulan balıklar, daha sonra ya iç pa¬zara ya da ihracata hazırlanır. Yukarıdaki fotoğrafta Muammer Elveren deniz kıyısında hazırlanıp kurutulan çirozları incelerken görülüyor
* * *