Genel

IŞİD’İN SİLAHLARI HANGİ ÜLKELERDEN GELİYOR ?

ELVEREN MUAMMER YAZIYOR

Dünyanın çeşitli bölgelerindeki iç savaş, ayaklanma ve bölgesel çatışma olan ülkelere düzeni sağlamak için soyunan ülkelerin çoğu aslında bunlara milyarlarca dolarlık silah satıp dünya silah pazarını elinde tutan ülkelerden oluşuyor.

IŞİD’e karşı Suriye ve Irak için Akdeniz’e savaş gemileri gönderen ülkelerle bu ülkelerdeki ordu ve terör gruplarının kullandıkları silahları üreten ülkeler aynı. Silah satan ülkelerin başında Amerika, Rusya, Almanya, Fransa, Çin ve İngiltere yer alıyor. Paris saldırısından sonra bu ülkeleri ayağa kaldıran Fransa daha yılsonu gelmeden silah ticaretinin yüzde 38 inden fazlasını Ortadoğu’ya yaparak yaklaşık 17 milyar Dolarlık Savaş uçağı, Helikopter gemisi, silah ve mühimmat sattı.

Bölgede Rus, Amerikan, Alman ve İngiliz silahlarından geçilmiyor. Uluslararası Af Örgütü’nün uyarılarına rağmen Suudi Arabistan’la bile 3 milyar Dolarlık silah anlaşması yapan Fransa Mısır’a 5,2 milyar Euro’ya 24 Rafale Savaş bombardıman uçağı, 1 Firkateyn ve Rusya’ya Ukrayna yaptırımları nedeniyle satmaktan vazgeçtiği 950 milyon Euro tutarında 2 Mistral Helikopter gemisi sattı. Katar’a sattığı 6,3 milyar Euro’ya 24 adet Rafale savaş uçağı dışında Lübnan’la da silah ve mühimmat anlaşması yaptı.

 

IŞİD’İN SİLAHLARI HANGİ ÜLKELERDEN GELİYOR ?

Fotoğraf: Rakka’da Rus Tankıyla bir IŞİD teröristi- Amnesty İnternational  Raporundan

 

Bu ülkelerin savaş halinde olduğu IŞİD ise, Rusya, Amerika, Çin ve aralarında AB üyeleri İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da olduğu 25 ülkenin silahını kullanıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün yeni yayınlanan “Stoklar dolu-İslam Devletinin Silahlanması” başlıklı raporunda bu ülkelere yer verilirken terör örgütünün cephanesindeki silahların büyük bir kısmının, Irak ordusundan yağmalanan silahlar olduğu belirtildi.

Raporda, IŞİD’in elinde 1954 Sovyet yapımı 22 ila 38 bin metre menzilli M-46 Obus topları olduğu, 1970 ve 1990’lar üretimi Tabanca, Kalaşnikof, makineli tüfek, Tanksavar ve Havan topu gibi silahları ise 2003 sonrası Irak hükümetlerinin yolsuzlukları ve ihmalkârlıkları sonucu kontrolsüz ve pervasızca oluşan stoklardan elde ettiği belirtildi. Bütün bunlara rağmen Amerika Birleşik Devletleri 2011 ve 2013 yılları arasında, iç savaş hali olan Irak’la milyarlarca dolarlık silah sözleşmesi imzaladı, Bu silahlar arasında, 140 M1A1 Abrams savaş tankları, F-16 savaş uçakları, 681 Stinger portatif yerden havaya füzeler ve Hawk uçaksavar bataryaları vardı. Amerika 2014 yılında, Irak hükümetine 500 milyondan fazla hafif silah ve mühimmat teslim etti.

Fotoğraf: Irak Selahaddin kentinde IŞİD’ten ele geçirilen mühimmat- Amnesty İnternational  Raporundan

 

Yıllardır Irak’a yapılan sorumsuz silah satışlarının neticesi olarak IŞİD’in bu ölümcül silahlarla Irak ve Suriye’de savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği belirtilen Uluslararası Af Örgütü raporunda terör örgütünün uluslararası üretimli silah, mühimmat ve askeri araçları Haziran 2014’de Musul’un kontrolünü ele geçirdiğinde elde ettiğine yer verildi.  IŞİD elde ettiği bu mühimmattan en çok top ve tanklarda kullanılan silahlarla, kalaşnikof, roketatar, orta kalibre makinalı tüfek, uçaksavar cephanesi ve mermi satın alıyor. İşin içinde milyonlarca dolar olunca silah tüccarları Irak ve Suriye ordularında yolsuzluk yapanları bulup onlardan bile silah ve mühimmat satın alabiliyor.

Irak’ta yıllardır süren silah akışındaki dikkatsizliğin IŞİD ve diğer terör örgütlerine beklenmedik silah ve cephane kazanımı sağladığının altı çizilen Uluslararası Af Örgütü raporunda bunun dünyadaki tüm silah ihracatçılarına bir uyarı olması gerektiği vurgulandı. Irak ve Suriye’de savaşan IŞİD yeni silah alımı konusunda ele geçirdiği bölgelerde hem örgüt içinden görevlendirdiği hem de o bölgelerde daha önce silah ticareti yapanlarla çalışıyor. Bunlar silah ihracatçısı ülkelerde silah üreten fabrikaların yerel satış elemanlarıyla ilişkiye geçiyor ve aslında savaş, iç savaş ya da ayaklanma olan ülkelere satışı yasak milyonlarca dolarlık silah, mermi ve mühimmat çeşitli yollardan terör örgütlerine ulaştırılıyor.

Yazının Hürriyet’teki İnternet Linki:

http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/muammer-elveren_237/makale/isidin-silahlari-savastigi-ulkelerden_353383

 

MuammerELVEREN

İstanbul Üniversitesi Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer Elveren, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan Elveren, 1974’te Haldun Simavi‘nin kurduğu GÜNAYDIN GAZETESİ’ne girdi.

1977’de GÜNAYDIN GAZETESİ BRÜKSEL BÜROSU’nu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989’da Brüksel temsilciliğinin yanında, Mihail Gorbaçov’un liderliğindeki Komünizm’in merkezi kabul edilen SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi.

1991 yılında HÜRRİYET GAZETESİ’ne girdikten sonra hem Brüksel hem Moskova görevini birlikte yürüttü. Bu dönemde başta AZERBAYCAN olmak üzere Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri ile BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi.

Elveren, 1991’de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikelere rağmen DAĞLIK KARABAĞ’a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla YILIN GAZETECİSİ seçildi ve SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ne layık görüldü. Aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’nü de kazandı.

1992’de Fransa’ya atanarak HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998’de ise, Devlet Bakanı EYÜP AŞIK’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden ALAATTİN ÇAKICI ile yaptığı konuşmayı içeren kaseti elde ederek gündeme damga vurdu. “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” başlıklı bu haberle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’nü aldı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi tarafından da YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’nü kazandı.

1999’da Nokta dergisinin düzenlediği DORUKTAKİLER 98 yarışmasında YILIN GAZETECİSİ unvanını aldı. Kasım 2023’te ise TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BURHAN FELEK BASIN HİZMET ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

Fransızca ve Arapça bilen Elveren, 1977’den itibaren uluslararası alanda çalıştı. AVRUPA BİRLİĞİ, NATO, AVRUPA KONSEYİ, AVRUPA PARLAMENTOSU, UNESCO ve OECD gibi kurumlarla ilgili yazılar kaleme aldı. Ayrıca SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı.

1995’te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’de televizyon haberciliğine başladı ve bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini yürüttü.

ARAP BAHARI sürecinde TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. Mısır’da HÜSNÜ MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ’ni ve MUHAMMED MURSİ dönemini takip etti. MÜSLÜMAN KARDEŞLER’in RABİA MEYDANI ayaklanmalarını ve askeri darbe sürecindeki olayları izledi. Daha sonra, darbeyi gerçekleştiren ABDÜLFETTAH EL SİSİ’nin seçimlerinde KAHİRE’de bulundu. Ayrıca MİNYE kentine girerek röportaj yaptı.

UKRAYNA’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM’a geçti. Rus ordusunun işgali sırasında SİMFEROPOL, BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle yasaklı SİVASTOPOL’e girdi. Burada GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde görüntü aldı.

Elveren, HÜRRİYET GAZETESİ’ndeki görevini 31 Aralık 2018’de emekliye ayrılarak noktaladı. Halen muammerelveren.com adresinde yazılarını yayımlamaktadır.

Elveren, FİJ, AGJPB, AJPE, APE, APP ve TGC üyesidir. Ayrıca FİJ KARTI, BELÇİKA BASIN KARTI, FRANSA BASIN KARTI ve SÜREKLİ SARI BASIN KARTI sahibidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir