GAZETECİLİKTE 50 YIL

Değerli arkadaşlarım
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Seçici Kurulu yaptığı değerlendirme sonunda meslekte 50 yılını doldurmuş üyeler arasında beni de 2023 ‘Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’ne layık gördü.

Bugün (6 Kasım 2023) ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 2023 yılı ‘40. Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri’ne layık görülen 20 gazeteciye düzenlenen törenle Ödülleri verildi. Benim ödülümü Burhan Felek’in yeğeni gazeteci Okşan Atasoy verdi. Törenden sonra verilen kokteyle katılan meslektaşlarımızla görüştükten sonra TGC Başkanı Turgay Olcayto‘nun odasında Altan Öymen, Ertuğ Karakullukçu, Yalçın Doğan ve Ahmet Tan’la sohbet etme fırsatı bulduk. Ödül alırken Fotoğraflarımı gazeteci Kadir İncesu ile uzun yıllar birlikte çalıştığımız arkadaşım TC Kani Atmaca ve Tuğrul Sarıtaş çekti. Kendilerine Kalpten teşekkür ediyorum.

TGC. Bu yıl 50 yılı aşkın süreyle basına hizmet vermiş üyeleri arasından 20 gazeteciyi ödüle değer gördü. Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü bu yıl, Akın Kamacıoğlu, Bedri Kayabal, Dilek Beyin, Erkan Yiğit, Fikret Helvacıoğlu, Güneş Uğurlu, İskender Özsoy, Kemal Önder, Leyla İsmier Özcengiz, Mehmet Komşu, Muammer Elveren, Necat Aydın, Nedret Çatay, Nezih Akkutay, Önder Balıkçı, Reha Öz, Solmaz Serdaroğlu, Şansal Büyüka, Tevfik Dalgıç ve Yalçın Doğan’a verildi. Ödüller “Şeyhül Muharririn” unvanı taşıyan ve 50 yıldan fazla aktif gazetecilik yapan Burhan Felek’in anısına veriliyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ ödül aldığımı bu mesajla duyurdu:

Değerli Üyemiz, Sayın Muammer Elveren. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’ne 70 yaşından gün almış meslekte 50 yılını doldurmuş üyelerimiz arasından Seçici Kurulu’muzun yaptığı değerlendirme sonunda değer görüldünüz. Sizi içtenlikle kutlar, mesleğe verdiğiniz katkılar için Yönetim Kurulu’muz adına teşekkürlerimizi sunarız.

24 Kasım 2023 itibarıyla 363 Beğen, 108 Muhteşem, 4 yanındayım toplam 475, 294 yorum, 6 Paylaşım

* * *

Kısa Özgeçmiş

1948’de Mardin‘de doğdu. Gazetecilik Yüksek Okulunda eğitim gördü. Mesleğe 1969 yılında Çağdaş Türkiye Dergisinde başladı. Haldun Simavi, Erol Simavi ve Aydın Doğan gibi üç büyük Medya Patronu döneminde değiştirilmeden tam 41 yıl Yurtdışı Temsilciliği yaptı. 1974 te Günaydın Gazetesi’ne girdi. 1977 de Brüksel 1989 da Moskova temsilciliği görevini üstlendi. 1991 yılında Hürriyet gazetesine girdi, Brüksel ve Moskova görevini birlikte yürüttü. 1991 de Azerbaycan ve Ermenistan çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak Dağlık Karabağ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu ve “Yılın Gazetecisi” seçilerek ‘Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü’ ne layık görüldü. Aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘Seri Röportaj Ödülü’ nü kazandı. 1992 yılında Hürriyet gazetesi Paris Temsilcisi oldu. 1998 de Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ın Alaattin Çakıcı ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan ‘Çakıcı’ya kaç diyen ANAP’lı Bakan’ haberiyle ikinci kez ‘Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü’ ne layık görüldü. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi- Yılın Gazetecisi Ödülü, 1999 da Nokta dergisinin ‘Doruktakiler 98’ yarışmasında da ‘Yılın Gazetecisi’ ödülünü aldı. 6 Kasım 2023 te ‘Gazetecilikte 50 yıl, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülüne layık görüldü. Sürekli Sarı Basın Kartı hamili Elveren Çin, Vietnam, Güney Kore ve Japonya’da, tüm doğu, batı Avrupa, İskandinav ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri ile Mısır, Tunus, Libya, Cezayir ve Fas’ta görev yaptı. -1989 da Romanya Devrimi, 1992 Kosova, 1992 ve 1994 te Saraybosna’da çatışmaları, 2010-2013 arası Tunus ve Mısır’da Arap Baharı olaylarını 2013 te Rusya’nın Kırım’ı işgali ve ilhakını izledi.

* * *

Ben 2018 yılı sonunda kendi isteğimle emekliye ayrıldım ve halen arşiv yazılarımın da yer aldığı ‘muammerelveren.com’ ile sosyal medyada yazmaya devam ediyorum. İşte size gece ve hafta sonları bildirilmeyen çalışmalarım dışında SSK-SGK ya bildirilen çalıştığım 15.454 iş gününden 3 sayfaya kolaj yaptığım önemli olaylardan bazıları.

50 yılı aşkın aktif gazetecilik yaşamımda “ABD’de Newyork, Denver, Sea İsland. Kanada’da Ottawa, Quebec, Moncton, Eskimoların yaşadığı kuzey kutbundaki Iqaluıt bölgesi ve Okyanustaki St.Pierre-Miquelon adaları. Latin Amerika’da Arjantin, Brezilya, Bolivya, Uruguay, Paraguay. Afrika’da Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, Angola, Mozambik, Namibya, Güney Afrika Cumhuriyeti. Asya’da Çin, Kore, Japonya, Hindistan, Malezya, Vietnam, Rusya, Beyaz Rusya, Kırım. Ortadoğu’da Ürdün, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin. Avrupa’da Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Luxemburg, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Bosna-Hersek, Kosova. Kuzey ülkeleri İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya ve daha birçok ülkede çalıştım. Gazetecilik yanında Brüksel, Moskova ve Paris temsilciliği görevlerini yürüttüm”.

* * *

Çalıştığım bu ülkeler ve takip ettiğim toplantılardan bir kısmının akreditasyon kartlarını aşağıya ekledim.

* * *

1977 Haziranda başlayan 40 yılı aşkın Brüksel, Moskova ve Paris temsilciliğim sırasında Röportaj yaptığım, görüştüğüm, selamlaşıp bir iki soru sorarak fotoğraf çektirdiğim Liderler, Siyasiler, Ünlüleri ve bazı röportaj kupürlerini tarihe not düşmek adına bir araya getirdim. Tabii eklemediğim buradakilerin iki kat fazlası daha var, Burada en önemlilerine yer verdim. Görüntülerde yer alan ve Belediye Başkanlığı ile Başbakanlığı döneminde bir araya geldiğim Recep Tayyip Erdoğan’la hiç ‘Özel röportaj‘ yapmadım. Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı iken Paris Belediye Başkanı Jacques Chirac’tı. Paris’teki bir toplantıya katılmak üzere geldiğinde ben Chirac’ın davetlisi olarak gittiğim yemekte Erdoğan’la aynı masada yan yana oturttular. Yemekte sohbet ettik ve ziyaretiyle ilgili haberleri yaptım. Daha sonra Başbakan olarak Paris’e geldiğinde yine izlerken bu tokalaşma fotoğrafı çekildi. O seyahatinde ve Monaco seyahatinde de röportaj yapmadım ama izleyip haberlerini yaptım. Aynı şekilde ‘Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ lideri Mihail Gorbaçov, Vietnamlı General Giap ve Türkiye’den eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek”le de ‘Özel röportaj‘ yapmadım sadece ayakta özel haber olarak sorduğum bir iki soruya cevap verdiler onları yazdım. Videodaki diğer liderlerle hem artık ‘Efsane’ olarak anılan Haldun Simavi‘inin kurduğu ve tirajı 1,5 milyona ulaşan ‘Günaydın‘ hem de ‘Hürriyet‘ için özel röportajlar yaptım, katıldığım seyahatlerde görüşüp açıklamalarını yazdım.

Fotoğraflarda yer alanların isimleri :

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Sovyetler Birliği Lderi Mihail Gorbaçov, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin, Güney Afrika Lideri Nelson Mandela, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev, Saraybosna Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç, Kosova Devlet Başkanı İbrahim Rugova, Azerbaycan Devlet Başkanı ve Bağımsızlık Lideri Ebulfez Elçibey, Kırım Türk Tatarları Lideri Abdülcemil Kırımoğlu, KKTC Devlet Başkanı Rauf Denktaş, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakan Bülent Ecevit, MHP lideri Alparslan Türkeş, Başbakan Necmettin Erbakan, Dışişleri Bakanı Deniz Baykal, Ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan , Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Doğu Türkistan Uygur Türkleri Lideri Rabia Kadir, Suriye Devlet Başkan yardımcısı Abdülhalim Haddam, İran Cumhurbaşkanı Beni Sadr, Nahcivan Devlet Başkanı Sakine Aliyeva, Sovyet Uzay Üssü başkanı General Şatalov, Kafkaysa Ötesi Müslümanları lideri Allahşükür Paşazade, Orta Asya Müslümanları dini Lideri Muhammed Sadık, Dağlık Karabağ lideri Vakıf Caferov, Fransa Başbakanı Alain Juppe, Fransa Maliye Bakanı ve IMF Başkanı Dominique Straus Kahn, Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe, Monaco Prensi Albert, Mısır Dışişleri Bakanı Amr Musa, Malezya Başbakanı Mahattır Bin Muhammed, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, OECD Genel Sekreteri Angel Guria, Nato eski ‘Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı’ ve ABD Dış işleri eski Bakanı General Haig, Fransa dışişleri bakanı Herve de Charette, Vietnam savaşında Fransızları yenen General Giap, Fransa dışişleri Bakanı Bernard Kouchner.

. . . .

MUAMMER ELVEREN

****************************

Bugün benim doğum günüm-

Cahit Sıtkı’nın ‘Yaş otuz beş ! Yolun yarısı eder’ dediği yaşın iki katını çoktan geçtim. Ocak 1969 da Çağdaş Türkiye dergisindeki yazılarımla başlayan gazetecilik serüvenim, Kasım 1970 te And Tiyatrosunda ‘Musahhipzade Celal’in ‘İstanbul Efendisi’ eserinde aldığım rolle Tiyatro denemesiyle sonra devam eden gazetecilik yılları. Gazetecilikle yatıp kalktığım, iyisiyle, acısıyla, tatlısıyla, yazdığım ve yazamadığım birbirinden ilginç, ilginç olduğu kadar bazen tarihe not düşülecek, bazen ders alınacak ve genç gazeteci arkadaşlarıma belki de yol gösterecek olay, haber, dizi yazı, köşe yazıları, röportaj, savaş ve çatışma bölgeleri izlenimlerimi aktarmağa çalıştım. Özetle savaşlar, çatışma bölgeleri, uluslararası toplantılar, özel röportajlar, devlet başkanları ve üst düzey yetkilileri izleme, siyasi, ekonomik, magazin, kültürel olaylar dahil bazen ölümle burun buruna gelinen, bazen üzen, bazen düşündüren, bazen de güldüren ve ödüler getiren koskoca 55 yıl dile kolay. Meslek hayatımın en güzel yıllarını iki büyük gazetede biri günlük 1 milyonu aşan tirajıyla artık “Efsane Günaydın” olarak anılan gazete, diğeri de o zaman “Amiral gemisi” olarak anılan Hürriyet Gazetesinde geçirdim.

Gazetecilik yaptığım 55 yılda siyah-beyaz, negatif renkli ve diyapozitif film ile Daktilo, Fax ve Bilgisayar dönemleri

1977 de önce Brüksel sonra Moskova ardından Paris temsilciliği olmak üzere 2019 a kadar sırasıyla Haldun Simavi, Erol Simavi ve Aydın Doğan dönemlerinde yurt dışında görev yaptım. Türk basınında gazeteden tayinle gönderilen ve patronlar değiştiği halde yurt dışında bu kadar uzun süre hem temsilci hem de uzman muhabir olarak değiştirilmeden görevini sürdüren tek gazeteci oldum. 1989 da şimdi birer bağımsız devlet olan 15 Cumhuriyet’i içine alan ‘Sovyetler Birliği’ni Gorbaçov’lu yılarda Moskova’da, 1992 den sonrada Paris’te üstlendiğim Büro şefliği ve Hürriyet temsilciliği dönemlerinde Avrupa, Ortadoğu, Asya, Afrika, Amerika kıtasında ayağımı basmadığım çok az ülke kaldı.1989 da Romanya Devrimi, 1991 Dağlık Karabağ, 1992 Kosova, 1992 ve 1994 te Saraybosna’da çatışmaları, 2010-2013 arası Tunus ve Mısır’da Arap Baharı olaylarını 2013 te Rusya’nın Kırım’ı işgali ve ilhakını izledim. Mesleğe başladıktan tam 55 yıl sonra 31 Aralık 2018 de kendi isteğimle Hürriyet gazetesinden ayrıldım. Bu süre içinde gazetelerimin saygınlığını en üst düzeyde tutmak için Devlet Başkanları, Senatörler, Milletvekilleri, yabancı Büyükelçiler ve tanınmış sanatçılarla iyi ilişkiler kurarak dost oldum, saraylarına ve evlerine konuk oldum, onları evimde ağırladım. Halen Elysee sarayındaki ‘Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği’ üyesi olarak Fransa’da sırasıyla François Mitterand, Jacques Chirac, Nicolas Sarkozy ve François Hollande dönemlerinde görev yaptım. Sadece Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’la uçağında tam 48 ülkeye giderek takip ettim.

1991 de tüm tehlikeleri göze alarak Dağlık Karabağ ‘da yaptığım röportajla “Yılın Gazetecisi” seçilerek ‘Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü’ ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘Seri Röportaj Ödülü’, 1998 de “Çakıcı’ya Kaç Diyen ANAP’lı Bakan” haberiyle ikinci kez Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü’’ ne layık görüldüm. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi “Yılın Gazetecisi Ödülü, 1999 da NOKTA dergisinin “Doruktakiler 98″ yarışmasında “Yılın Gazetecisi, Kasım 2023 te ‘Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet ödülü’ nü aldım.

Hürriyet yazı işlerindeki çalışma masalarım.

* * * *

PARİS BÜROLARI VE HÜRRİYET MEDYA TOWERS’TEKİ ODAM

PARİS SAINT REMY OFİS

PARİS QUAİ LOUİS BLERİOT OFİS

İSTANBUL HÜRRİYET MEDYA TOWERS’TEKİ OFİSİM

******************

Türkçe, İngilizce, Fransızca özgeçmiş

Muammer ELVEREN-Gazeteci

İSTANBUL Üniversitesi- Gazetecilik Yüksek Okulu mezunu olan Muammer ELVEREN, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan ELVEREN, 1974 te Haldun SİMAVİ‘nin kurduğu GÜNAYDIN Gazetesi’ne girdi.

1977 de GÜNAYDIN gazetesi BRÜKSEL Bürosunu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989 da BRÜKSEL temsilciliği yanında Mihail GORBAÇOV’un liderliğindeki Komünizm ’in merkezi kabul edilen ‘Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi.

ELVEREN 1991 yılında HÜRRİYET gazetesine girdikten sonra da BRÜKSEL ve MOSKOVA görevini birlikte yürüttü. Başta AZERBAYCAN olmak üzere dönemin Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri yanında BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi. ELVEREN birçok batı ülkesinde de uluslararası olayları izledi, dizi, haber ve röportajlar yaptı. Muammer ELVEREN 1991 de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikeleri göze alarak DAĞLIK KARABAĞ ‘a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla “YILIN GAZETECİSİ” seçildi ve ‘SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü. Muammer ELVEREN aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’ nü de kazandı.

ELVEREN 1992 yılında Fransa’ya atanarak HÜRRİYET gazetesi PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998 de Devlet Bakanı EYÜP AŞIK ’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Alaattin ÇAKICI ile konuşmasını içeren kasetini elde ederek istifasına neden olan ve hükümetin düşme sürecini başlatan “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” haberiyle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ ne layık görüldü.

ELVEREN aynı yıl İstanbul Üniversitesi “İletişim Fakültesi- YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’ nü aldı. Muammer ELVEREN ‘e 1999 da NOKTA dergisinin düzenlediği “DORUKTAKİLER 98″ yarışmasında da “YILIN GAZETECİSİ” ödülü verildi.

ELVEREN 1977 den beri uluslararası alanda çalıştı, seri röportajlar yaptı, zirveler ve festivaller izledi. Avrupa Birliği, NATO, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve UNESCO ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD gibi Uluslararası kuruluşlarla ilgili siyasi ve ekonomik yazılar yazdı, haber ve dizi yazılar hazırladı. Uluslararası büyük aktüel olayları yerinde izleyen ELVEREN hemen hemen tüm doğu ve batı Avrupa ülkeleri, şimdi her biri birer bağımsız ülke olan ve 15 Cumhuriyetten oluşan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde çalıştı. İskandinav ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Mısır’dan Fas’a beş kuzey Afrika ülkesi ile çatışmalar döneminde SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı. 1995 te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’ de televizyon haberciliğine de başlayan ELVEREN bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü.

ELVEREN 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini sürdürdükten sonra Türkiye’ye döndü. HÜRRİYETgazetesinde uluslararası büyük olayları izleme görevini üstlenen ELVEREN, ARAP BAHARI olaylarının başladığı TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. MISIR’da Devlet Başkanı Hüsnü MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ, Mübarek‘in görevi bırakması, yargılanmasını yerinde izledi. Muhammed MURSİ dönemi ve ‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER‘in günlerce RABİA Meydanı ayaklanmalarını, KAHİRE’nin çeşitli bölgelerinde yaptıkları gösterileri ve ASKERİ DARBE anında meydana gelen olayları yerinde izledi. Darbeyi gerçekleştiren Abdülfettah el SİSİ ’nin Cumhurbaşkanı seçildiği seçimler sırasında KAHİRE’de bulundu. ELVEREN daha sonra SİSİ döneminde tüm riskleri göze alarak MÜSLÜMAN KARDEŞLER ’den 1212 kişiye idam cezası verilen gazetecilerin sokulmadığı MİNYE kentine girip röportaj yapmayı başardı.

2014 yılında UKRAYNA ’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM ’a geçen ELVEREN orada görev yaparken Rus ordusu KIRIM’ı işgal etmeye başladı. KIRIM ‘da tüm bölge ve yolları kontrol altına alan Rus birliklerine rağmen Başkent SİMFEROPOL (Akmescit), BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle Rus donanmasının bulunduğu ve gazetecilerin girmesi yasak SİVASTOPOL’e girmeyi başardı. Rus Ordusunun işgal ettiği bölgelerde fotoğraf çekmek yasak olduğu halde tüm tehlikeleri göze alarak ‘Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde fotoğraf ve video çekme özelliği olan GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak’ Rus askeri barikatlarıyla SİVASTOPOL’deki donanmasının fotoğraf ve görüntülerini çekip röportaj ve haberler hazırladı.

Fransızca ve Arapça bilen Muammer ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ, Belçika Profesyonel Gazeteciler Birliği-AGJPB, Avrupa Parlamentosu Gazeteciler Birliği-AJPE, Fransa Yabancı Gazeteciler Derneği-APE, Fransa Cumhurbaşkanlığı Gazeteciler Birliği-APP ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC üyesi oldu. ELVEREN, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu-FİJ kartı, Belçika Basın kartı, Fransa Basın kartı alırken halen ‘Sürekli Sarı Basın kartı’ taşıyor.

**********************************************

Muammer ELVEREN: A Distinguished Career in Journalism

Early Life and Education

Muammer ELVEREN was born on February 12, 1948, in Mardin, Turkey. He graduated from Istanbul University’s School of Journalism. ELVEREN is married and has a daughter.

Career Beginnings

In 1974, ELVEREN joined the newly established GÜNAYDIN Newspaper, founded by Haldun SİMAVİ. By 1977, he was tasked with establishing the GÜNAYDIN Brussels Bureau, where he became the Bureau Chief.

Expanding Horizons

In 1989, ELVEREN’s role expanded to include representation in Moscow, the capital of the Soviet Union under Mikhail Gorbachev’s leadership. This dual responsibility allowed him to cover significant international events, including the fall of communism in various Eastern European countries such as Bulgaria and Romania.

HÜRRİYET Newspaper and Key Achievements

ELVEREN joined HÜRRİYET newspaper in 1991, continuing his work in Brussels and Moscow. He covered the collapse of the Soviet Union and major international events in several countries, including Azerbaijan and the Balkan region. ELVEREN’s courageous reporting from the conflict-ridden Nagorno-Karabakh region earned him the title of “Journalist of the Year” and the prestigious Sedat Simavi Journalism Award. The same year, he also received the Turkish Journalists Association’s Series Interview Award.

Paris Correspondent

In 1992, ELVEREN was appointed as HÜRRİYET’s Paris Correspondent. In 1998, he uncovered a scandal involving a conversation between State Minister Eyüp AŞIK and a notorious underworld figure, Alaattin ÇAKICI, leading to AŞIK’s resignation and significant political upheaval. This report won ELVEREN his second Sedat Simavi Journalism Award.

Continued Excellence

ELVEREN received multiple accolades, including the Istanbul University’s “Journalist of the Year Award” and the “Journalist of the Year” award from NOKTA magazine. Throughout his career, he covered international summits, festivals, and events, writing extensively on political and economic issues involving major international organizations like the EU, NATO, and UNESCO.

Television Journalism

In 1995, ELVEREN expanded into television journalism with KANAL-D, continuing until the end of 2008.

Later Career and Recent Assignments

ELVEREN served as HÜRRİYET’s Paris Correspondent until 2010. He later covered the Arab Spring in Tunisia and Egypt, reporting on critical events like the Tahrir Revolution and the rise and fall of President Hosni Mubarak. In 2014, he covered the unrest in Ukraine and the subsequent Russian annexation of Crimea. Despite significant risks, ELVEREN managed to report from conflict zones, using advanced technology like Google Glass to capture exclusive footage.

Professional Affiliations and Recognitions

ELVEREN is fluent in French and Arabic and a member of several prestigious journalism associations, including the International Federation of Journalists (FIJ) and the Turkish Journalists Association (TGC). He holds various international press credentials and continues to carry the “Permanent Yellow Press Card.”

Muammer ELVEREN’s career is marked by his commitment to journalistic integrity, bravery in conflict zones, and dedication to reporting significant global events.

*********************************

Muammer ELVEREN Curriculum Vitae (CV)

Né en 1948 a Mardin -Turquie, Muammer ELVEREN est diplômé de l’Ecole Supérieure de Journalisme de l’Université d’Istanbul. Marié et père d’une fille, il débute en 1968 dans la profession comme “Free Lance” pour les pages culturelles et divers reportages dans différents journaux. Le quotidien “Günaydın” fondé par Haldun SİMAVİ l’engage en 1974. En 1977, il est chargé de créer le bureau de “Günaydın” à Bruxelles, Il en devient chef de bureau et correspondant permanent.

1989, il crée également la représentation permanente de “Günaydın” à Moscou, capitale de l’URSS sous Gorbatchev. Il assume les deux fonctions jusqu’en 1991. En 1991, le quotidien “Hürriyet” engage Muammer ELVEREN comme correspondant de Bruxelles et Moscou. Il a suivi la chute du communisme en Bulgarie et en Roumanie, ainsi qu’en Azerbaïdjan, et a réalisé de nombreux reportages en Europe de l’Ouest et de l’Est.

Au moment où le conflit entre Azéris et Arméniens était le plus dense, Muammer ELVEREN a été le premier journaliste, malgré les risques et dangers que cela impliquait, à se rendre dans le Haut Karabag en Union Soviétique afin d’y réaliser un reportage. Il reçoit ainsi le prix de la “Fondation Sedat Simavi-Section Journalisme” comme le “Meilleur Journaliste de l’année” pour cette performance, prix considéré comme l’Oscar du journalisme en Turquie. La même année, “l’Association des Journalistes de Turquie” à Istanbul lui décerne le prix de “Grand Reporter” pour le meilleur “Reportage en série”. En septembre 1992, Muammer ELVEREN a été nommé à Paris par le journal HÜRRİYET comme chef de bureau et correspondant permanent. En 1998, à la suite de l’arrestation à Nice du leader mafieux turc Alattin Çakıcı il a réussi a intercepter l’enregistrement audio de la conversation entre le ministre d’Etat Eyüp Aşık et Çakici. İl a rédigé l’article intitulé “Le Ministre qui a dit à Çakici de s’enfuir” qui a poussé le ministre à la démission et initié la chute du gouvernement, ce qui lui a valu un second “Prix de Journalisme Sedat Simavi” comme le “Meilleur Journaliste de l’année”. La même année, Muammer ELVEREN a été élu “Journaliste de l’année ” par la Faculté de Communication de l’Université d’Istanbul. En 1999, Muammer ELVEREN s’est vu décerner encore une fois le prix de “Journaliste de l’année” lors de la compétition intitulée “Doruktakiler 98- Personnalités au Sommet 98” et organisée par le magazine Nokta.

Muammer ELVEREN est accrédité depuis 1977 auprès des instances internationales comme l’OTAN, l’Union Européenne, le Parlement Européen, le Conseil de l’Europe, l’UNESCO et l’OCDE, İl prépare des reportages politiques, économiques et culturels. Il travaille dans les pays Européens de l’Est et de l’Ouest, dans les pays scandinaves, en ex-Union Soviétique, en Asie, en Afrique, aux Etats-unis, au Moyen-Orient, ainsi que dans les cinq pays de l’Afrique du nord, de l’Egypte jusqu’au Maroc. İl a été envoyé spécial lors des conflits en Bosnie-Herzégovine et au Kosovo. Parallèlement, il a été journaliste pour la chaîne de télévision KANAL D de 1995 à 2008. İl a assumé les fonctions de Représentant pour le journal Hürriyet jusqu’en 2010, date de son retour en Turquie.

Chargé de suivre les grands événements internationaux au journal Hürriyet, il a été envoyé en mission en Tunisie et en Egypte afin de couvrir le déclenchement des printemps arabes. İl a ainsi pu suivre de près la période du Président Moubarak, la révolution de la Place Tahrir, la démission du Président ainsi que son procès. Il a pu observer la prise de pouvoir du Président Mursi et les manifestations successives des Frères musulmans sur la Place Rabia et dans les différents quartiers du Caire, et était présent lors du coup d’état militaire mené par Abdulfettah Al-Sissi et de son élection. Alors qu’aucun journaliste n’était accepté dans la zone, et en faisant fi des risques encourus, il a réussi à se rendre dans la ville de Minye pour faire un reportage sur la condamnation à mort de 1212 membres des Frères musulmans.

Lors des premiers soulèvements en Ukraine en 2014, M. Elveren a été témoin de l’invasion russe en Crimée. Alors que la Russie avait pris le contrôle de la région et des routes, et que les journalistes n’avaient pas le droit d’entrer en zone occupée, il a réussi à se rendre à la capitale de la Crimée Simferopol, Bahçesaray, Yalta et tout particulièrement Sébastopol régie par les forces russes. Malgré l’interdiction de photographier les lieux occupés par l’armée russe, il a pu réaliser un reportage documenté sur la base des vidéos et des photos en utilisant pour la première fois avec des lunettes Google.

Muammer ELVEREN parle le turc, le français et l’arabe. Membre de l’Association des Journalistes de Turquie (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti), il a été également membre de l’Association des Journalistes Professionnels de Belgique-AGJPB, de la Fédération Internationale des Journalistes-FIJ, de l’Association des Journalistes Parlementaires Européens- AJPE, de l’Association de la Presse Présidentielle de France-APP et membre et conseiller de l’Association de la Presse Etrangere a Paris. Muammer Elveren est en possession de la Carte Nationale de la Presse de Turquie, du laissez-passer National de la Presse de Belgique, de la carte de la Fédération Internationale des Journalistes et la carte de la Presse Etrangère du Ministère Français des Affaires Etrangères.

*********************************

Muammer ELVEREN Curriculum Vitae (CV)

Informations personnelles

Né : 1948, Mardin, Turquie

Marié et père d’une fille

Langues parlées : Turc, Français, Arabe

Formation

Diplômé de l’École Supérieure de Journalisme de l’Université d’Istanbul

Expérience professionnelle

1968 : Débuts comme freelance pour les pages culturelles et divers reportages dans différents journaux.

1974 : Engagé par le quotidien “Günaydın” fondé par Haldun SİMAVİ.

1977-1991 : Chef de bureau et correspondant permanent à Bruxelles puis Moscou pour “Günaydın”.

1991-2010 : Correspondant à Bruxelles et Moscou pour “Hürriyet”. A couvert la chute du communisme en Bulgarie, Roumanie, Azerbaïdjan, ainsi que de nombreux reportages en Europe.

Premier journaliste à se rendre dans le Haut Karabag pour un reportage en pleine crise entre Azéris et Arméniens.

1992 : Chef de bureau et correspondant permanent à Paris pour “Hürriyet”.

En 1998, réalise un scoop sur une conversation entre le ministre d’Etat Eyüp Aşık et le leader mafieux turc Alattin Çakıcı, provoquant la démission du ministre et la chute du gouvernement.

Prix et distinctions

Prix de la Fondation Sedat Simavi-Section Journalisme : “Meilleur Journaliste de l’année” pour son reportage dans le Haut Karabag.

Prix de “Grand Reporter” par l’Association des Journalistes de Turquie pour le meilleur “Reportage en série”.

Deuxième Prix de Journalisme Sedat Simavi : “Meilleur Journaliste de l’année” pour son scoop en 1998.

Journaliste de l’année par la Faculté de Communication de l’Université d’Istanbul (1998).

Prix de “Journaliste de l’année” lors de la compétition “Doruktakiler 98- Personnalités au Sommet 98” par le magazine Nokta (1999).

Accréditations

OTAN, Union Européenne, Parlement Européen, Conseil de l’Europe, UNESCO, OCDE.

Domaines de reportage

Politique, économie, culture

Zones de reportage : Europe de l’Est et de l’Ouest, Scandinavie, ex-Union Soviétique, Asie, Afrique, États-Unis, Moyen-Orient, Afrique du Nord.

Reportages notables

Conflits en Bosnie-Herzégovine et au Kosovo.

Révolutions du printemps arabe en Tunisie et en Égypte.

Invasion russe en Crimée en 2014, réalisation d’un reportage sur place malgré les restrictions.

Affiliations

Membre de l’Association des Journalistes de Turquie (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti), Association des Journalistes Professionnels de Belgique-AGJPB, Fédération Internationale des Journalistes-FIJ, Association des Journalistes Parlementaires Européens- AJPE, Association de la Presse Présidentielle de France-APP.

Conseiller de l’Association de la Presse Etrangere à Paris.

Cartes de presse

Carte Nationale de la Presse de Turquie

Laissez-passer National de la Presse de Belgique

Carte de la Fédération Internationale des Journalistes

Carte de la Presse Étrangère du Ministère Français des Affaires Étrangères.

*******************

04-07-2024

**************

HABERLERİMLE İLGİLİ KÖŞE YAZARLARININ YAZDIKLARI

Güneri Cıvaoğlu
29 Ocak 2022
Fransa cumhurbaşkanlarından Chirac Türk dostuydu.
O kadar ki…
Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos “Yakında Miss Turkey seçileceksiniz” diye eleştirmişti.
Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin başlamasında çok emeği vardı.
Keşke ismini bir caddeye verip “Charles de Gaulle” yerine kadirşinaslık yapsak!..
Türkiye’de ve Fransa’da Chirac’ı en iyi tanıyan, onunla başka ülkelere resmi ziyaretler için özel davet edilen tek Türk gazetecisi vardı; Muammer Elveren.
***********
Büyükelçi Uluç Özülker: Bu istikrarlı uzun yolculuğun arkasında var olan sabır, liyakat, beceri ve sadakati de unutmamak lazım. İlginç ve önemli haber ve röportajların yanında güven duygusuyla hareket eden en üst düzeydeki devlet ve işadamlarının yakınında olabilmen…
Aralık 16, 1998
Doğan HIZLAN
GAZETECİLİK ödülünün ikinci ortağı Muammer Elveren. Gazeteciliği yaşama biçimine dönüştürmüş bir meslek aşığı. Paris ziyaretlerimde, bir başka ülkede gazetecilik yapmanın güzelliğini onda gördüm, zorluğu sevgiyle yumuşatmıştı. Ne kadar da işine âşıktı. Babayani görünüşü, müeddep kişiliği ile gazetecilik coşkusunu ara vermeden yaşar.
Ertuğrul ÖZKÖK
http://www.hurriyet.com.tr/ayni-fotograf-39269371
17.10.1997 Özkök Chiracla beni yazıyor
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, bütün yurtdışı gezilerinde uçağına bir Türk gazetecisini alır.
Bu gazeteci, Hürriyet’in Paris Temsilcisi Muammer Elveren’dir.
Elveren’den Chirac’ın uçağındaki sempatik konuşmalarını sık sık dinlerim.

http://www.hurriyet.com.tr/koy-meydaninda-konser-verecegim-39010005
15.03.1998 Fazıl Say röp.
http://www.hurriyet.com.tr/modern-edith-piaf-39013189
07.04.1998
http://www.hurriyet.com.tr/ural-esrarengiz-enisteyi-sucluyor-39034589
21.08.1998
http://www.hurriyet.com.tr/kiyamet-kopacak-39039524
23.09.1998
http://www.hurriyet.com.tr/iki-kopya-cogaltilan-kaset-39039661
23.09.1998

Ertuğrul ÖZKÖK
İki kopya çoğaltılan kaset
Eylül 24, 1998
Alaatin Çakıcı’nın Eyüp Aşık’la yaptığı konuşmanın bandını önce telefonda dinledim.
Paris muhabirimiz Muammer Elveren, 18 Ağustos gününden beri bu kasetin peşindeydi.
Aynı saatlerde bir başka şey daha öğrendik. Kasetin bir kopyası da bir siyasi parti genel başkanına gönderilmişti.
ÇİLLER’E DE GÖNDERİLDİ
Bu büyük bir ihtimalle Tansu Çiller veya ona çok yakın bir kişi olan Meral Akşener’di.
Muammer, bana önce kasetin deşifresini geçti.
Konuşmalar dehşet vericiydi.
Bakanlık koltuğunda oturan birisinin bir kanun kaçağı ile böyle içli dışlı muhabbete girebileceğine inanmak mümkün değildi.
Muammer kaseti ele geçirince, ‘‘İlk uçağa atla Türkiye’ye gel’’ dedim.
Orly Havaalanı’ndan beni aradığında kaseti telefonun vericisine tut ve bana dinlet dedim.
Çakıcı’nın sesini tanıyordum.
Eyüp Aşık’ınkini ise daha da iyi. Aksanına kadar biliyordum.
Sesleri dinler dinlemez tanıdım.
Sonra Muammer gelince hep birlikte kaseti sonuna kadar dinledik.
Sesler gerçekten de ikisine aitti.
Eyüp Aşık’ın söylediği gibi, farklı konuşmalardan yapılan bir montaj olabilir mi?
Bandın bazı bölümlerinde kesintiye benzer boşluklar var. Bir yerinde telefon kesiliyor veya Çakıcı yeniden arıyor.
MONTAJ OLSA…
Ama bunlar önemli değil.
Konuşmalar montaj olsa bile Eyüp Aşık’ın da, Çakıcı’nın da söyledikleri dehşet verici.
Konuşmanın hiçbir yerinde Aşık, kendi ağzından, ‘‘Mesut Bey yer değiştirsin dedi’’ diye bir şey söylemiyor.
Bunu Çakıcı söylüyor. Sanki böyle bir cümleyi bilerek Eyüp Aşık’a tasdik ettirmek istermiş gibi bir havada konuşuyor.
Ama Eyüp Aşık da ‘‘Hayır ben böyle bir şey söylemedim’’ demiyor.
En vahimi ise, Çakıcı’yı yakalamaya giden ekiple konuşarak ne olup bittiğini öğreneceği sözü veriyor.
Bu arada aralarında ilginç bir pazarlık geçtiği de anlaşılıyor.
Başbakan Mesut Yılmaz’ın bu anlaşma gereğince televizyona çıkıp bir konuşma yapacağı belirtiliyor.
Ve bu konuşmanın yapıldığı da vurgulanıyor.
Acaba bu nedir?
Bunun, Çakıcı’nın Flash TV’ye çıkıp yaptığı konuşma ile ilgili bir şey olduğunu sanıyorum.
Bunlar meselenin Mesut Yılmaz ve Eyüp Aşık’ı ilgilendiren bölümü.
Meselenin bir de devlet bankalarıyla ilgili olan bölümü var.
BANKA SÖZÜ
Çakıcı, kendisine bir devlet bankasının teklif edildiğini söylüyor.
Geçen hükümet döneminde bu konuda bazı söylentiler duymuştuk. Çakıcı’nın bazı kimseler adına telefonlar edip, ihaleden çekilmeye zorladığını duyuyorduk.
Şimdi onun ağzından bunu dinliyoruz.
Yani Çakıcı ile ilişkiler konusunda kimsenin eli ötekinden temiz değil.
Ayrıca, Çakıcı’nın Refahyol döneminde kimler adına kimlere telefon edip tehdit ettiğini birinci elden biliyoruz.
Çakıcı olayı, merkez sağdaki büyük hastalığı bir kere daha ortaya koydu.
Ne yazık ki, merkez sağın iki partisinden de bazı kişiler Çakıcı ve öteki bazı kabadayılarla ilişki içindeydi.
Bunların kimler olduğu her gün yazılıp çiziliyor.
Peki merkez sağ bu illetten nasıl kurtulacak? Cevabı basit: Bu çevrelerle ilişkisi olan, geçmişte rakiplerini sindirmek için bu çevreleri kullanan siyasetçileri temizleyerek.
YILMAZ’A DÜŞEN
Bunu ilk yapması gereken kişi de hiç kuşkusuz Başbakan Mesut Yılmaz’dır.
Çünkü çetelere karşı mücadeleyi topluma şeref meselesi olarak sunan kişi odur.
Bir kabadayı ile böylesine dehşet verici ilişkiye girmiş bir siyasetçiyi hâlâ yanında tutmaya devam ederse bu konudaki samimiyetinden şüphe duyma hakkına sahip olacağız

Fatih ALTAYLI

http://www.hurriyet.com.tr/teke-tek-39039750
23.09.1998-Teke Tek-Eylül 24, 1998

Yılın gazetecisi Muammer Elveren
Çakıcı-Aşık haberini bulup çıkaran, Hürriyet’in Paris temsilcisi, sevgili Muammer Elveren’di…
Elveren de bu bantı şansa ele geçirmedi.
Çakıcı yakalandıktan sonra Nice’e karargâh kurdu Elveren. Diğer gazetecilerin heyecanı geçip, Nice’ten ayrılmalarından sonra bile kenti terk etmedi.
Her gün Nice Savcılığı’na gitti. Her duruşmayı takip etti. Bir an boş bırakmadı. Ve sonunda bantı ele geçirdi.
Bantın ele geçirilmesi Muammer’in ısrarlı çabası dışında, Hürriyet’in de uluslararası saygınlığının bir işaretiydi.
Çünkü bant Muammer’e, ‘‘Yalnızca Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmak’’ şartıyla verilmişti.
Muammer Elveren bantı ele geçirir geçirmez bize haber verdi.
Haber önemliydi. Ertuğrul Özkök, Muammer’e, ‘‘Bantı kimseye verme. İlk uçağa atla, kendin getir’’ dedi.
Bant Hürriyet’e gelir gelmez deşifre edildi. Ancak konu hassastı ve hata yapmamak gerekiyordu.
Banttaki sesin Eyüp Aşık’ın sesiyle karşılaştırılması gerekiyordu. Bunu da uzmanlar yapabilirdi. Hürriyet bu işlerle uğraşır, gerçek ilkeli gazetecilik gereği haberi tamamlamaya çalışırken, bantın deşifre metni yayınlandı.
Benim kalbimde yılın gazetecilik başarısı Muammer’inkidir.
Gönlümün gazetecilik ödülünün sahibi Muammer Elveren’dir..

http://www.hurriyet.com.tr/cakicinin-dehset-kaseti-39039677
24.09.1998
Çakıcı’nın dehşet kaseti
Güncelleme Tarihi: Eylül 24, 1998 00:01

Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 1998
Çakıcı’nın Devlet Bakanı Eyüp Aşık’la yaptığı konuşmanın bantını Paris temsilcimiz Muammer Elveren ele geçirdi. Banttaki konuşmalar, yeraltı dünyasının sadece istihbarat servisleri ile değil siyasilerle nasıl ilişkiler içinde olduğunu gözler önüne seriyor. Elimizdeki kaset, Çakıcı’nın, Aşık’la inanılmaz konuşmaları yer alıyor.
Paris Temsilcimiz Muammer Elveren, Türkiye’de tanınmış bir parti liderinin de elinde olduğu saptanan kaseti, bugün yargılanacağı güne kadar ‘‘Geçici tutuklu’’ statüsü olduğu için avukatları ve ailesi dışındaki kişilerle görüşmesi kesinlikle yasak olan Alaattin Çakıcı’ya Fransız yetkililerin sunduğu gazeteci listesinden Nice Merkez Cezaevi’nden verdiği ‘‘Kaseti yazılı basından sadece Hürriyet’in Paris Temsilcisi Muammer Elveren’in yayınlamasını kabul ediyorum’’ onayından sonra alabildi.
Virgülüne dokunmadan
Alaatin Çakıcı ve Devlet Bakanı Eyüp Aşık arasında geçen diyaloğun bulunduğu kasetteki müthiş konuşmalar virgülüne dokunmadan şöyle:
İ.K- Alo
A.Ç- Alo
İ.K- Alo.. Efendim..
A.Ç- Haa … İyi günler.. Sayın Bakanım Eyüp Bey’i rica ediyorum… ben yurt dışından arıyorum.
İ.K- Kim arıyor
A.Ç- Alaatin der misiniz..?
İ.K- Kim?
A.Ç- Aladdin.
İ.K- Tamam Abi… Bir dakika
E.A- Alo
A.Ç- Alos
E.A- Efendim
A.Ç- Abi nasılsınız? iyisiniz inşallah?
A.Ç- Teşekkür ederim… Sağol.. Sen nasılsın?
A.Ç- Ne olsun abi.. Bildiğin gibi uğraşıyoruz işte.. Siz iyisiniz inşallah
E.A- İyi, uğraşıyoruz valla biz de işte…. Gördüğünüz gibi uğraşıyoruz..
A.Ç- Evet abi
E.A- Ne yapıyorsun… Sıhhatin sağlığın yerinde mi?
A.Ç- Vallahi Abi sıhhatimiz işte… Sıhhatimiz aslında iyi değil… Biliyorsun seninle konuştuk… Sağolasın. Yani sen benim abimsin… Sen o zaman bize bir haber verdin işte… Biz de o zaman bildiğin gibi bir yer değiştirdik..
E.A- Ha…
A.Ç- Daha sonra duyduk ki… Tabii… Yani bazı şeyler duydum.. Üzüldüm tabii
E.A- Bir adam göndermişler oraya. Ondan sonra birşeyler olmuş, haberin var onlardan herhalde.
A.Ç- Ya… Şimdi bunlar… Aslında… Bazı şeylerden haberimiz varda…
E.A- Selçuk diye….
A.Ç- Benim…
E.A- Selçuk diye bir adamı göndermişler
A.Ç- Ya.. onlardan bir şey olmaz. Abi aslında şu…
E.A- Hayır… yani göndermişler oraya… şey için
A.Ç- Doğrudur… benim üzüldüğüm şu yani abi
E.A- Ben sana birşey söyliyeyim. Ben bir iki kişiylen daha haber gönderdim sana… Hem Enis’e söyledim … Birisi daha söylemişti bana…. o senin Mesut Bey’le ilgili şey yaptığın konu doğru değil… Hiç mümkün değil.
A.Ç- Vallahi şimdi.. şu… biliyor musun Eyüp abi… Mesut Bey önce bizim hemşehrimiz… Daha sonra tabii ki eee…
Sağlam gelmesin…
E.A- O söz Mesut Bey’den çıkmamış… Hiç mümkün değil ben konuştum kendisiyle…
A.Ç- Sonra… Mesela şöyle birşey… diyorlarki…birine… birine açıyor telefon… Orada bir arkadaşım var yanında…. malum insanın yanında (Mesut yılmaz) buraya ‘Sağlam gelmemeli ölü gelmeli” falan deyince..ee tabii ben bu işe çok üzüldüm..çünkü biz Mesut beye…
E.A- Ya.. mümkün değil
A.Ç- Biz… Mesut beye hayatım boyunca hiçbir zararım olmadı.. biliyorsun o dönemler, seninle hergün konuşuyorduk… artı mesela birgün bana şey oldu. Ömer Göktuğ dediki…ben dedi… şeyle konuştum..dedi..Eyüp Beyle konuştum dedi. Mesut Bey şeye çıkacak ..televizyona çıkacak
E.A- Çıktı… grup toplantısnda, aynı Ömer’in istediği gibi açıklamayı yaptı..
A.Ç- Evet. onun üzerine ben de dedimki çıkar…çıkar dedim. Aslında ben Mehmet Ali Yılmaz’la konuştum oda bana ‘‘Ben Mesut’la konuştum..o da televizyona çıkıyor’’dedi. Hatta Hüsamettin Abiyle konuşuyor Mehmet Ali Yılmaz.. Peki dedi bana… anlıyormusun?
E.A- Tamam
A.Ç- Sonra ben baktım ki hiçbir zararım olmamış… sadece Mesut beye benim faydam olmuş…artı.. anlıyorsun.. bana bir banka teklif ettiler.. Ben dedim ki, ben ne Mesut beyi, nede Eyüp Abiyi asla yarı yolda bırakmam… Ben bu televizyon konuşmasnı yapacağım…
E.A- Ha Evet..
A.Ç- Tabii ben bazı şeyleri beklerken.. İnsanoğlu abi be ya … Cavit Çağlar o dönemler benimle hergün telefonda konşuyordu, hükümet gittikten sonra adam telefonlarıma bir daha çıkmadı.. hayat bu ne yapacaksın..
E.A- Yalnız…. Ben sana birşey söyliyeyim. O sözü sana söyleyenin.. muhtemelen daha evvel, hani Tansu hanımla takıştın.. makıştın.. buna benzer seni Mesut beyle takma gibi niyeti olabilir…onu sen iyi bir tetkik et…
A.Ç- Yani..şu abi.. biliyormusun abi… benim Mesut beye gönül hizmetimden başka birşeyim olmamış… düşünüyorum… taşınıyorum, benim canımı niye istesin… abi…çok üzüldüm..
E.A- Ya… mümkün değil… ya…sen ne diyorsun ya! bana bunu söyleyenlerin haber verenlerin şeyinden Mesut beyin haberi var ya!
Mesut Bey kaçsın demiş…
A.Ç- Hatta o zaman sen bana dedinki, Mesut bey bana dediki, İşte.. Aladdine ulaşırsan söyle. Amerikaya onun için buradan bir ekip gitti… de.. dedin. Ee bana bunu Eyüp abi söyledi.. adamcağız hem haber verip, hem benim canımı niye istesin? dedim yani. Alo…alo.. (Hat kesiliyor)
E.A -Alo..
A.Ç- Eee abi kesildi.. kesildi
A.Ç- Eee…özür dilerim
E.A- Ben İstanbuldan Silivriye doğru gidiyorum belki yolda kesiliyor.. herhalde şeyden…
A.Ç- Haa bilemiyorum da… yani düşündüm Mesut bey..
E.A- Yani bu… sen bana birşey.. sen bana.. bana söylesene yaa sana bunu söyleyen iyi takip ettinmi.. yani dost bir adammı hakikaten
A.Ç- Yani bu dost hakikaten dost… ama ondan sonra…
E.A- Seni onunla takıştırmak isteyebilir yani..
A.Ç- Bilemiyorum…sonra düşündüm dedimki yani… ben Eyüp abiyle konuştum bana dedi ki Mesut bey… haber verdi ki bu Alaattin’i alacaklar.
E.A- Evet evet..
A.Ç- Ona ulaşırsan haber ver ona diye…
E.A- Evet İçişleri Bakanı söyledi… ama Mesut bey söyledi ona..
A.Ç- Evet… yani düşünebiliyor musun abi…yani Allah kerim…yani üzüldüm be abi.. başka bizim.. şimdi ne diyeyim yani…
E.A- Yaa.. onu diyen adam onu der mi… ikisini beraber der mi? ..dur bakayım ben şeyi arayayım… bu Selçuk.. şey var, nedir… o başkomiser Selçuk Demiralp oraya gelen..
Çakıcı’ya casusluk…
A-Ç- Evet abi
E.A- Anladın mı?
A.Ç- Anladım abi
E.A- Amerikaya gönderdikleri adam… ben onu bir arayayım ..çağırayım.. bir konuşayım onunla bakim ne… ne biliyor.. ne diyor.. ne olmuş oralarda.. yani giderken kendisine ne demişler.. niye gitmiş gelmiş
A.Ç- Eee hayırlısı
E.A- Amerikaya geldi.. kaldı biraz biliyosun belki..
A.Ç- Evet evet..
E.A- Biliyorsun
A.Ç- Evet…Ya abi ben senin lafından sonra hemen yer değiştirdim, yukarıya Kanada’ya çıktım bir iki ay bekledim tekrar geriye döndüm yani
E.A- Yaa.. Amerikaya gönderdikleri adamı biliyorsun da..
A.Ç- Evet…evet..evet abi
E.A- Bu Artvinli başkomiser var burda Selçuk şey.. Selçuk…. değil de… şey nedir.. Demiralp’te…ama ismini unuttum şimdi, Selçuk diyesim geliyor yahutta ona benzer birşey soyadı Demiralp
A.Ç- Eee sen iyimisin abi
E.A- Sentürk…Şentürk..
A.Ç- Haa
E.A- Şentürk Demiralp
A.Ç- Evet abi sen iyimisin.. Eyüp abi yani sen…
Ben yaşadıkça benim abimsin
E.A- Ben iyiyim.
A.Ç- Ben yaşadığım sürece benim abimsin yani …Mesut beyi boşver…
E.A- Sağol.estağfurulah sağol..sağol..
A.Ç- Mesut bey benim için önemli değil yani…benim için önemli olan sizsiniz… Mesut bey, bilemiyorum vallahi eee… daha evvel yumruğu yedi bak…
E.A- …..
Rahat değilim sonra konuşalım
A.Ç- Mesut bey anlıyor musun kendisine hizmet eden adamı pek sevmez anladın dediğimi değil mi abi..? (Gülüşmeler)
E.A- Neyse hayırlısı onu şey yaparız….onu
A.Ç- Peki abi hürmet ediyorum varmı benden bir emrin?
E.A- Bana birşey diyecektin,… şey dediler ki önemli birşey diyecek sana eee onu da..
A.Ç- Ee şu anda… eee şey değilim… rahat değilim yanımda arkadaşlar var duymasını…istemiyorum.
E.A- Anladım…anladım
A.Ç- Ben seni sonra ararım abi
E.A- Hay..hay, peki
A.Ç- Peki teşekür ediyorum..çok sağol…

ÖNEMLİ AZI HABERLERİMİN İNTERNET LİNKLERİ

09.10.2005nlis-3497772

***************

Paylaş:

Haber-Röportaj

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et