Genel

UYGUR LİDER RABİA KADİR “ÇİN GERÇEKLERİ ÖRTEMEZ”


ÇİN GERÇEKLERİN ÜZERİNİ ÖRTEMEZ – Muammer ELVEREN

ABD’de bulunan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir, Çin’in Uygurların ramazanda oruç tutmaları ve diğer ibadetlerini engellediği yolundaki iddiaları Hürriyet’e değerlendirdi.
Kadir, “Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygur Türklerinin oruç tutmaları ve diğer ibadetlerini yerine getirmelerinin yasaklandığına dair haberlerin kamuoyunda üzüntüyle karşılandığını ve bundan derin kaygı duyulduğunu Çin’in Ankara Büyükelçisi’ne iletmesi memnuniyet vericidir. Ancak Çin bildiğini okuyarak “Şincan Özerk bölgemizdeki Uygurlar huzurlu ve hallerinden memnun yaşıyor, anayasa çerçevesinde dini özgürlüklerinden faydalanıyorlar. Şincan’da sözde ‘etnik sorun’ diye bir şey yok” açıklamasını yapmış, yine inkâr yolunu seçmiştir” dedi.
Saldırılar ve baskılar sürüyor: Kadir şöyle konuştu: “5 Temmuz 2009’da, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Çin’in Uygur Türklerine karşı uyguladığı etnik soykırım temelli katliamların yaraları daha iyileşmemişken, baskılar artarak devam ediyorken Çin’in ‘etnik sorun’ yok demesi bu gerçeklerin üzerini örtemez. Doğru olan şudur “Uygur Türklerine yönelik katliamlar ve yargısız infazlar devam ediyor. Uygurların diniyle ve kültürüyle alay edilmeye başlanmıştır. Doğu Türkistan’daki cami minberlerine Çin bayrağı asıldığı gibi, din adamları meydanlarda “Maaşımızı Allah değil, hükümet veriyor” diye söylemeye zorlanmıştır.

YASAKLARI BİZ UYDURMUYORUZ

Bütün bu yasakları biz uydurmuyoruz, bunlar Çin’in yayınladığı resmi bildirilerde var. Çin hükümeti ramazan başlamadan tıpkı 2014’te olduğu gibi dini vecibelerin yerine getirilmesiyle ilgili bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiride, Müslüman parti üyeleri, kamu personeli, öğrenci ve öğretmenlerin ramazan boyunca oruç tutmalarının yasaklandığını duyurmuştur. Müslümanların işlettiği dükkân ve restoranlara ramazan da sigara ve alkol satma zorunluluğu getirilmiştir. Halkın oruçlu olduğu saatlerde sokak ve meydanlarda içki festivalleri düzenlenmesi üzerine 22 Haziran 2015 günü meydana gelen olaylarda 28 Uygur, Çin güvenlik güçleri tarafından öldürülmüştür.
Özgürlük bu mu: Soruyorum: ‘Bu şekilde mi Uygurlar huzurlu bir şekilde yaşayıp çalışıyor, böyle mi anayasa çerçevesinde dini özgürlüklerinden faydalanıyorlar. Bu baskı değil de nedir?’ Bugün bir Uygur’un kendi örf ve âdetlerine, dinine ve kültürüne uygun giyinmesi mümkün değil. Çünkü onun böyle giyinmesi onun Çin hükümeti nezdinde bir şüpheli ya da suçlu sayılmasına neden oluyor. Pekin, Uygurları tarih sahnesinden silmek için Çin’in iç bölgelerinden Doğu Türkistan’a Çinli transfer etme siyasetini de hızlandırmıştır.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ÇİN ZİYARETİ ÇOK ÖNEMLİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu ay sonunda yapması beklenen Çin ziyaretiyle ilgili olarak da Rabia Kadir “Doğu Türkistan’daki Çin baskısının birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir tepki yarattığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin’i ziyaret etmesini çok önemli görüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin liderleriyle yapacağı görüşmelerde mutlaka Uygur meselesinin de gündeme geleceğini ve bu fırsattan istifade ederek Doğu Türkistan Türklerine yönelik şiddet ve baskıyı konuşacağını umuyorum. Sayın Cumhurbaşkanının özellikle kanunsuz infazlara ve Uygurlara uygulanan dini, kültürel baskılara son verme, Uygurların ekonomik gelişmelerden yararlanma isteklerine cevap verme, yurtdışındaki Uygur Türklerinin akrabalarını cezalandırma uygulamasını son verme gibi meseleleri dile getirmesini temenni ediyorum” dedi.
ASILSIZ HABERLERE İTİBAR EDİLMESİN
Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Ömer Kanat ise sosyal medyada çıkan bazı asılsız haberlere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Kanat, “Sosyal medyada çıkan bazı haberlerin tartışma yaratması, Çin’in Doğu Türkistan’da özgürlükleri kısıtlamadığı, baskı ve şiddet uygulamadığı anlamına gelmez. Bugün Doğu Türkistan’da Çin’in Uygur Türklerine yönelik baskısı akıl almaz boyutlara ulaşmıştır” diye konuştu. Kanat, “Ancak Uygur davasına destek olacağız diye bazı kimselerin çok az da olsa bölgeye ait olmayan fotoğraf ve bilgileri sosyal medyada paylaşması, hem bilgi kirliğine neden oluyor, hem de Uygur davasına destek değil zarar veriyor. Dünya Uygur Kongresi’nin tüm teşkilatları bu konuda azami hassasiyeti göstermelidir” dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/29487824.asp – 8 Temmuz 2015

 

MuammerELVEREN

İstanbul Üniversitesi Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer Elveren, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan Elveren, 1974’te Haldun Simavi‘nin kurduğu GÜNAYDIN GAZETESİ’ne girdi.

1977’de GÜNAYDIN GAZETESİ BRÜKSEL BÜROSU’nu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989’da Brüksel temsilciliğinin yanında, Mihail Gorbaçov’un liderliğindeki Komünizm’in merkezi kabul edilen SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi.

1991 yılında HÜRRİYET GAZETESİ’ne girdikten sonra hem Brüksel hem Moskova görevini birlikte yürüttü. Bu dönemde başta AZERBAYCAN olmak üzere Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri ile BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi.

Elveren, 1991’de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikelere rağmen DAĞLIK KARABAĞ’a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla YILIN GAZETECİSİ seçildi ve SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ne layık görüldü. Aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’nü de kazandı.

1992’de Fransa’ya atanarak HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998’de ise, Devlet Bakanı EYÜP AŞIK’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden ALAATTİN ÇAKICI ile yaptığı konuşmayı içeren kaseti elde ederek gündeme damga vurdu. “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” başlıklı bu haberle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’nü aldı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi tarafından da YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’nü kazandı.

1999’da Nokta dergisinin düzenlediği DORUKTAKİLER 98 yarışmasında YILIN GAZETECİSİ unvanını aldı. Kasım 2023’te ise TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BURHAN FELEK BASIN HİZMET ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

Fransızca ve Arapça bilen Elveren, 1977’den itibaren uluslararası alanda çalıştı. AVRUPA BİRLİĞİ, NATO, AVRUPA KONSEYİ, AVRUPA PARLAMENTOSU, UNESCO ve OECD gibi kurumlarla ilgili yazılar kaleme aldı. Ayrıca SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı.

1995’te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’de televizyon haberciliğine başladı ve bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini yürüttü.

ARAP BAHARI sürecinde TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. Mısır’da HÜSNÜ MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ’ni ve MUHAMMED MURSİ dönemini takip etti. MÜSLÜMAN KARDEŞLER’in RABİA MEYDANI ayaklanmalarını ve askeri darbe sürecindeki olayları izledi. Daha sonra, darbeyi gerçekleştiren ABDÜLFETTAH EL SİSİ’nin seçimlerinde KAHİRE’de bulundu. Ayrıca MİNYE kentine girerek röportaj yaptı.

UKRAYNA’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM’a geçti. Rus ordusunun işgali sırasında SİMFEROPOL, BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle yasaklı SİVASTOPOL’e girdi. Burada GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde görüntü aldı.

Elveren, HÜRRİYET GAZETESİ’ndeki görevini 31 Aralık 2018’de emekliye ayrılarak noktaladı. Halen muammerelveren.com adresinde yazılarını yayımlamaktadır.

Elveren, FİJ, AGJPB, AJPE, APE, APP ve TGC üyesidir. Ayrıca FİJ KARTI, BELÇİKA BASIN KARTI, FRANSA BASIN KARTI ve SÜREKLİ SARI BASIN KARTI sahibidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir