Genel

ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ – BANA NELER SÖYLEMİŞTİ ?

MUAMMER ELVEREN-ÖZEL ARŞİV-

04

MHP’NİN 50. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
ALPARSLAN TÜRKEŞ MHP’Yİ 
9 ŞUBAT 1969’DA KURMUŞTU…

Bir döneme damgasını vuran Parti başkanları Demirel, Ecevit, Çiller, Yılmaz, Türkeş ve Erbakan’la yaptığım özel röportajları zaman zaman çeşitli vesilelerle sizlerle paylaşıyorum. Şimdi de MHP’nin 50 kuruluş yıl dönümü nedeniyle partinin kurucusu ve lideri Alparslan Türkeş’le özel arşivimden çıkardığım Ankara ve Paris’te yaptığım röportajlarında söylediklerinden önemli bulduğum bazı alıntı ve fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim. Böylece Türkeş’in MHP’si ile 50 yıl sonraki MHP arasında fark var mı? OKUYALIM… 

Kısa adı MHP olan ‘Milliyetçi Hareket Partisi’ 9 Şubat 1969 da emekli Albay Alparslan Türkeş tarafından Türk-İslam ülküsü ve Türk Milliyetçiliğini savunan siyasi görüş üzerine kurulurken partinin gençlik kolunu’ Ülkü Ocakları’ oluşturdu. Alparslan Türkeş ülkücüler tarafından ‘Lider’ anlamına gelen ‘Başbuğ’ adıyla anılıyordu.

Partinin ‘Dokuz Işık Doktrini’ ise ‘Milliyetçilik, Ülkücülük, Ahlakçılık, İlimcilik, Toplumculuk, Endüstri ve Teknikçilik, Köycülük, Gelişmecilik ve Halkçılık, Hürriyet ve Şahsiyetçilik’ti. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanı Alparslan Türkeş genel başkanlık görevini 9 Şubat 1969 yılından vefat ettiği 4 Nisan 1997 ye kadar sürdürdü.
İşte Paris’te Mayıs 1996 ve Ankara’da Ocak 1997’de MHP Genel Merkezindeki başkanlık odasında Alparslan Türkeş’in bana verdiği özel röportajlardaki açıklamalarından:

“Batı Türkiye’nin düşmanı olan ve onları destekleyen bazı devletlerin propagandalarının tesiri altında kalıyor, bunlar Türkiye’ye büyük haksızlık ediyorlar, Türkiye insan  haklarına saygılı, kendi vatandaşını düşünen ve gözeten bir devlettir, kanunlarımıza göre, bütün vatandaşlar eşit haklara sahiptir, bu nedenlerle batının bize baskı yapmasını kabul etmiyoruz, batı bizim içişlerimize karışamaz, böyle bir şeyi kabul etmeyiz”

“Türkiye üniter bir devlettir, Federatif bir sistem Türkiye’ye uygulanamaz, esasen buna lüzumda yoktur, yararı da yoktur. Çünkü Federatif sisteme gitsek bunun arkasından bölünme, parçalanma ve ayrı bağımsız bir devlet kurma gelir, biz MHP olarak buna kesinlikle karşıyız”.

“Türkiye Ortadoğu’da Laiklik ilkesine dayalı bir anayasaya sahip tek Demokrasi devletidir. Türkiye’de Laiklik ilkesinden vazgeçilemez, buna kimse heveslenmesin. Türk siyasetçilerinin büyük çoğunluğu Laikliği benimsemiştir ve Laikliği Türkiye’nin milli birliği, bütünlüğü içinde şart saymaktadırlar. Bunu biz parti olarak ta böyle düşünüyoruz”

“ Laiklik Türkiye’nin birliği içinde şarttır. Çünkü çeşitli mezheplere mensup insanlarımız var. Az da olsa ayrı dinlere mensup insanlarımız var bunların hepsinin birbiriyle kaynaşması için Laiklik ilkesi Türkiye açısından lüzumludur. Din ile devlet işlerini ayrı tutmamız lazım, bu şarttır, dini hiçbir şekilde siyasete alet etmememiz lazımdır. Din Allah’la kul arasındadır, vatandaşlarımıza en büyük tavsiyem bu tür kamplaşmalara itibar etmemeleridir”.

“Türkiye’yi parçalamak hürriyeti olamaz. Türk vatanını bölmek, parçalamak ve bir takım masum insanları aldatıp kandırarak, onları bölücülüğe itmek düşünce ile alakalı bir suç değildir, hiçbir devlet kendi topraklarının bölünmesi yönündeki faaliyetlere müsaade etmez, Türkiye’de tezgâhlanmak istenen oyun budur”

“Güneydoğudaki sorun siyasi değildir, kalkınma sorunudur, bölgede işsizlik vardır, ordaki halkımız çok temiz, vatanına, devletine bağlı insanlardır, kendilerini Türk milletinden ayrı saymamakta, ayrı hissetmemektedir ve ayrılmak istememektedir, yani Türkiye’nin parçalanmasına en çok onlar karşı çıkıyor, onlar kızıyor. Bölücülüğe karşıdır ve Türkiye’nin bütünlüğünden yanadırlar”.

“Batılılar evvela kendi topraklarındaki kendilerinden farklı dil konuşan, farklı olma iddiasında bulunan topluluklara otonomi versinler bir görelim bakalım, ondan sonra bize otonomi ‘den bahsetsinler. Türkiye’de otonomi diye bir şey söz konusu olamaz bunu herkesin böyle bilmesi gerekir, bu hem benim hem de partimin görüşüdür, diğer siyasi partilerinde farklı düşüneceğini sanmıyorum”.

“PKK bir terör örgütü olduğu halde bazı batılı ülkeler bu cinayet örgütüne temsilcilik açma hakkı veriyor ve açtırıyor, otonomi isteyenler bu ülkelerdir, bu ülkeler büyük hata ediyorlar ve insanlık suçu işliyorlar, bir gün insanlık suçu mahkemelerine çıkarılacaklarını beklemelidirler”

“Vatandaşlarımızın çifte vatandaşlık almalarını destekliyoruz, onlar artık Avrupa Türkleridir. Vatandaşlarımız yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını alsınlar, faal hayatına katılsınlar, partilere, derneklere üye olsunlar, spor kulüplerine yazılsınlar, sendikalara girsinler ve mutlaka bulundukları ülkenin dilini iyi bir şekilde öğrensinler, artık onlar gurbetçi değil, Avrupalı Türk’türler bunu bilerek yaşamlarını düzenlesinler”

“Türkiye’nin düşmanları Türk vatandaşları arasına ayrılık sokmaya, nifak sokmaya, onları birbirinden soğutmaya, uzaklaştırmaya çalışmakta ve bu istikamette propaganda yapmaktadırlar. Bunlara vatandaşlarımızın kapılmaması lazımdır, Alevi’ler özbeöz Oğuz soyundan gelme, Oğuz Türklerindendirler. Çok temiz, çalışkan ve aydın insanlardır, bizim milletimizin evlatlarıdır, bizim öz kardeşlerimizdir, Bizim Alevilere karşı sevgi dolu olduğumuzu Türkiye’ye daha fazla hizmet edeceğimize inanan dedeler bize katılmışlardır”

“Yahudilerle Türkler arasında tarihte bir savaş yoktur, maksatlı olarak bazı çevrelerden estirilen Anti-Siyonist propagandaların etkisinde kalmamak lazımdır. İsrail ile Türkiye arasında barışa dayalı çok dostane münasebetler geliştirilmelidir. Ekonomi ve siyaset alanında işbirliğine önem verilmelidir. Hele Filistin örgütü, Mısır, Ürdün gibi önemli Arap devletleri İsrail’le barış yaptıktan sonra Türkiye’nin İsrail’den uzak kalması akıl karı olmamalıdır”

 

Muammer ELVEREN-Özel

***************************

**************************

MuammerELVEREN

İstanbul Üniversitesi Yüksek Gazetecilik mezunu olan Muammer Elveren, 12 Şubat 1948 yılında Mardin’de doğdu. Evli ve bir kız babası olan Elveren, 1974’te Haldun Simavi‘nin kurduğu GÜNAYDIN GAZETESİ’ne girdi.

1977’de GÜNAYDIN GAZETESİ BRÜKSEL BÜROSU’nu kurmakla görevlendirildi ve BRÜKSEL BÜRO ŞEFİ oldu. 1989’da Brüksel temsilciliğinin yanında, Mihail Gorbaçov’un liderliğindeki Komünizm’in merkezi kabul edilen SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ-SSCB’nin başkenti MOSKOVA temsilciliği görevini de üstlendi.

1991 yılında HÜRRİYET GAZETESİ’ne girdikten sonra hem Brüksel hem Moskova görevini birlikte yürüttü. Bu dönemde başta AZERBAYCAN olmak üzere Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri ile BULGARİSTAN ve ROMANYA’da Komünizmin çöküşüyle ilgili olayları yerinde izledi.

Elveren, 1991’de Azeri ve Ermeni çatışmalarının en yoğun olduğu dönemde tüm tehlikelere rağmen DAĞLIK KARABAĞ’a girip röportaj yapmayı başaran ilk gazeteci oldu. Bu başarısıyla YILIN GAZETECİSİ seçildi ve SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’ne layık görüldü. Aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin SERİ RÖPORTAJ ÖDÜLÜ’nü de kazandı.

1992’de Fransa’ya atanarak HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİSİ oldu. 1998’de ise, Devlet Bakanı EYÜP AŞIK’ın Fransa’da tutuklanan yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden ALAATTİN ÇAKICI ile yaptığı konuşmayı içeren kaseti elde ederek gündeme damga vurdu. “ÇAKICI’YA KAÇ DİYEN ANAP’LI BAKAN” başlıklı bu haberle ikinci kez SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’nü aldı. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi tarafından da YILIN GAZETECİSİ ÖDÜLÜ’nü kazandı.

1999’da Nokta dergisinin düzenlediği DORUKTAKİLER 98 yarışmasında YILIN GAZETECİSİ unvanını aldı. Kasım 2023’te ise TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BURHAN FELEK BASIN HİZMET ÖDÜLÜ’ne layık görüldü.

Fransızca ve Arapça bilen Elveren, 1977’den itibaren uluslararası alanda çalıştı. AVRUPA BİRLİĞİ, NATO, AVRUPA KONSEYİ, AVRUPA PARLAMENTOSU, UNESCO ve OECD gibi kurumlarla ilgili yazılar kaleme aldı. Ayrıca SARAYBOSNA ve KOSOVA’da görev yaptı.

1995’te gazeteciliğin yanı sıra KANAL-D’de televizyon haberciliğine başladı ve bu görevini 2008 sonuna kadar sürdürdü. 2010 yılına kadar HÜRRİYET GAZETESİ PARİS TEMSİLCİLİĞİ görevini yürüttü.

ARAP BAHARI sürecinde TUNUS ve MISIR’da görev yaptı. Mısır’da HÜSNÜ MÜBAREK dönemini, TAHRİR DEVRİMİ’ni ve MUHAMMED MURSİ dönemini takip etti. MÜSLÜMAN KARDEŞLER’in RABİA MEYDANI ayaklanmalarını ve askeri darbe sürecindeki olayları izledi. Daha sonra, darbeyi gerçekleştiren ABDÜLFETTAH EL SİSİ’nin seçimlerinde KAHİRE’de bulundu. Ayrıca MİNYE kentine girerek röportaj yaptı.

UKRAYNA’da ayaklanmalar başlayınca KIRIM’a geçti. Rus ordusunun işgali sırasında SİMFEROPOL, BAHÇESARAY, YALTA ve özellikle yasaklı SİVASTOPOL’e girdi. Burada GOOGLE GÖZLÜĞÜ kullanarak Türk basınında ilk kez bir çatışma bölgesinde görüntü aldı.

Elveren, HÜRRİYET GAZETESİ’ndeki görevini 31 Aralık 2018’de emekliye ayrılarak noktaladı. Halen muammerelveren.com adresinde yazılarını yayımlamaktadır.

Elveren, FİJ, AGJPB, AJPE, APE, APP ve TGC üyesidir. Ayrıca FİJ KARTI, BELÇİKA BASIN KARTI, FRANSA BASIN KARTI ve SÜREKLİ SARI BASIN KARTI sahibidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir